Dünyanın en önemli sorunlarından biri olan iklim değişikliği, beraberinde kuraklık tehlikesini de getirdi. Pandemi süreci boyunca su tüketiminin artması, mevsimlerin dengesinin bozulması ve yetersiz yağışlar, adım adım kuraklık sürecini hızlandıran etkenler oluyor. Peki şimdi ne yapmalı, ne gibi önlemler alınmalı?

Önümüzde yağışlar için 2,5 aylık bir süreç var. Bu süreçte yeterli yağış olmazsa yaz aylarında susuzluk ve kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz. Konuyla ilgili Meteoroloji Mühendisleri Odası Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Orhan Şen ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay'ın görüşlerine başvurduk.

1- ŞUBAT AYI NEDEN SICAK HAVAYLA BAŞLADI?

Bu kış İstanbul'da hava durumu çok uzun bir süre mevsim ortalamasının (8,5-9°) üzerinde (15°) seyretti. Prof. Dr. Orhan Şen'e bu durumun etkilerini sorduk.

Orhan Şen: İstanbul'da Şubat ayı oldukça sıcak başladı. Hava durumunun mevsim ortalamasının iki katı daha fazla olduğu günler yaşadık. Buna sebep olan şey, güneyden gelen lodoslu akımlardı. Bu akımlar Afrika üzerinden geldiği için sıcaklıklar yükseldi. Yüksek basıncın etkisinde olduğumuz için de yağışlar az oldu. Yağış olması için alçak basınç sistemi lazım.

Meteoroloji Mühendisleri Odası Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Orhan Şen


Tarımsal kuraklık kapıda

Orhan Şen: Yalancı bahara aldanan ağaçlar çiçek açtı. Şimdi sıcaklıkların düşmesiyle gece sisleri ve don olayları meydana gelecek. Bu soğukla karşılaşan çiçekler de tohum veremeden ağaçtan kopup gidecek. Bu da ilerde meyve kıtlığı da yaşayacağımız anlamına geliyor. Tarımdaki etkilerini göz önünde bulundurursak, kardeşlenme yani bir saptan kaç tohum arttığına bakarsak, tarımsal kuraklığın da kapıda olduğunu söyleyebiliriz.