Adana, Yozgat, Elazığ, Bursa ile İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura şehir hastanelerini işleten Rönesans Holding bu alandan çekilme kararı almıştı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Rönesans Holding’in müteahhitliğini yapıp işlettiği beş şehir hastanesinin işletme hakkını Danimarka Şirketi ISS’ye devretmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ağbaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güvenerek ‘ticari sır’ diye içeriği halktan gizlenen bu rant projelerine yatırım yapanlar kendilerini Londra Mahkemelerinin kurtaramayacağını iyi bilsin diye kaydetti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba


“ŞİRKETLER İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİNDE KAMULAŞTIRMADAN KORKUP ŞİRKETLERİ SATIYORLAR”

AKP iktidarının ülkeye en büyük zararı kamu özel işbirliği projeleriyle verdiğini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, şunları söyledi;

*Bütçeye 20-25 yıl gibi süreler boyunca çıkarılan giderler, akla ziyan garanti ücret ödemeleri, doğanın ve ormanların yok edilmesi, kültürel mirasların talan edilmesi gibi geri döndürülemez birçok zararı oldu. Bu projelerle yandaş müteahhitler zengin edildi, ülkenin kaynakları 5’li çeteye peşkeş edildi.

*Bu rant çeteleri sadece Türkiye’nin değil, bölgenin ve dünyanın en çok ihale alan şirketleri haline geldi. Şimdi gidici olduklarını anlamış olacaklar ki, giderayak ülkeyi soyabildikleri kadar soyuyorlar. Bunlardan biri olan Kanal İstanbul projesi, yandaş çetelere son vurgun yaptırma projesidir.

*Birtakım şirketler de yine iktidarın değişeceğini anlayıp KÖİ projelerini elinden çıkarmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güvenerek ‘ticari sır’ diye içeriği halktan gizlenen bu rant projelerine yatırım yapanlar kendilerini Londra Mahkemelerinin kurtaramayacağını iyi bilsin. Genel Başkanımız bu rant projelerini kamulaştıracağını ve garanti ödemelerinin yapılmayacağını birçok dile getirdi.

“ŞEHİR HASTANELERİNİ SAĞLIK TEKELLERİNİN OYUNCAĞI HALİNE GETİRDİLER”

‘Şehir hastanelerinin el değiştirmesi, şirketlerin kamulaştırılma korkusuyla doğrudan ilişkili’ diyen Ağbaba,  sözlerine şöyle devam etti;

*Şehir hastanelerinin hasta sayı garantisi tutturulamazsa ne kadar ödemenin yapıldığı, bu ödemenin döviz bazında nasıl hesaplandığını, hastaneye ilişkin maliyetler ‘ticari sır’ olarak değerlendirdikleri için tam olarak bilemiyoruz. Devlet ile işletmeci firma arasındaki her konuda uluslararası mahkemeler yetkili kılınmış olabilir ancak Millet İttifakı’nın bileşenleri bu projelere para aktarmama konusunda hemfikir.

*Gizli saklı ihalelerle, dolar bazlı ödemelerle sağlık sistemimizin birtakım şirketlerin kâr hırsına alet edilmesine karşı duruşumuz net. Biz, iktidarımızda, sağlık sistemini alınıp satılır hale getiren, garantili hastalar diye bir tanımla hastayı müşteriye dönüştüren, vatandaşın en temel sağlık hakkını, sağlık tekellerinin veya rant çetelerinin kâr oyuncağı haline getiren bu ucube sistemi sonlandıracağız.

*Sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak yurttaşların doğrudan erişilebilir ve ücretsiz sağlık hakkına kavuşması gerekiyor. Biz, kamu hastanelerinin yerli veya yabancı şirketler yerine Sağlık Bakanlığına devredilmesini, yani kamulaştırılmasını savunuyoruz.

“SANKİ İŞGAL KUVVETLERİNİN KOMUTANI KONUŞUYOR”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘o paraları sizden söke söke alırlar’ sözlerine tepki gösteren Ağbaba, “KÖİ projeleriyle savunmadan sağlığa yerli ve milli ne varsa yabancılara satma gayretindeler. Burada vurgun yapmanın yanı sıra nihai hedef, iktidar değişikliğinde devlet ile yabancı şirketleri karşı karşıya getirmek. Saray’ın bu yönüyle iktidar hırsı ‘o paraları sizden söke söke alırlar’ diyebilecek kadar kendilerini ülkeye düşman hale getirmiştir. ‘O para’ dediği halkın parası, ‘siz’ dediği TC Devleti, söke söke alacak olan Londra Mahkemeleri. Sanki Cumhurbaşkanı değil, işgal kuvvetlerinin komutanı konuşuyor. ‘Halkın parası devletinizden söke söke alacaklar, oh olsun’ der gibi seviniyor. Böyle bir iktidar anlayışını daha önce hiç yaşamadık. Biz, Millet İttifakı olarak, tünel, köprü, yol gibi büyük mega rant projeleri başta olmak üzere hastaneler gibi yabancı şirketlere devredilen kurumlarımızı kamulaştıracağız. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sonra yabancı şirketlere ait demiryolları başta olmak üzere birçok tesis, tersane, fabrikayı nasıl millileştirdiyse biz de aynı amaçla bu kapitülasyon zincirlerini kırıp halkın olanı yeniden halkın yapacağız” ifadelerini kullandı.