SÖZCÜ yazarı Uğur Dündar, organize suç örgütü liderliğinden geçmişte hüküm giymiş isimlerden Sedat Peker'in gündemi sarsan iddialarını SÖZCÜ TV'de değerlendirdi.

SÖZCÜ TV Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş'ın sorularını yanıtlayan Dündar, Susurluk'tan bu yana devlet içindeki yapılanmalar, Türkiye'de uyuşturucu ticareti, Sedat Peker'in kirli para trafiği ve derin devlet iddiaları hakkında konuştu.

"SAVCILARIN SORUŞTURMASI ZARURET HALİNİ ALDI"

"Bugünkü iddiaların aydınlatılması, hangilerinin doğru, hangilerinin gerçek dışı olduğunun ortaya çıkartılması için savcıların bana göre çoktan harekete geçmeleri gerekirdi" diyerek savcıları göreve çağıran Dündar, "İddialar, açıklamalarla geçiştirilecek kadar basit değil. Çok vahim iddialar. Büyük ölçüde kara para ve uyuşturucuyla bağlantılı birtakım trafiklerden bahsediyor, isimler veriyor. Bunların savcılar tarafından soruşturularak üzerine gidilmesi bir zaruret halini aldı" dedi.

"KORKUNÇ BİR KARA PARA"

Türkiye'nin uyuşturucu trafiğinde Latin Amerika ile ilişkilendirilmesiyle ilgili iddialar için Uğur Dündar, şu görüşleri paylaştı:

* Ortada Türkiye'nin yıllık ele geçirilen uyuşturucu miktarının çok üstünde rakamlar söz konusu. Sedat Peker'in verdiği bilgilere ya da öne sürdüğü birtakım konulara göre 2020 yılında 4.9 tonluk bir kokain ihraç edileceğini ve gönderileceğini, bunun varış limanının İzmir olduğunu söyledi. Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada varış yerinin İzmir değil İstanbul olduğu iddia edildi.

* Sedat Peker'in bir ara durak olarak gösterdiği Panama. Panama vaktiyle devlet başkanı Noriega'nın uyuşturucu kara parasıyla, mafyalaşması üzerine Amerika Birleşik Devletleri tarafından işgal edilmiş ve Noriega'yı hapis cezasıyla cezalandırmışlardı.

* Bir mafyalaşma söz konusuydu. Uyuşturucu kaçakçılığıyla yeterince mücadele edilmediği takdirde oradan gelen kara paranın siyasete uzanması ve siyasetin mafyalaşmasına yol açması, Panama'daki Noriega örneği bunun çok somut bir hale gelmiş şeklidir.

* Sedat Peker'in iddiasında dile getirdiği Panama'da ABD Uyuşturucuyla Mücadele Teşkilatı'nın (DEA) dahil olduğu bir operasyonla, Türkiye'ye Mersin limanına gelmekte olan muz kutuları arasında 600 küsür torba kokainin ele geçirildiği bir gerçek. Bu kayıtlara da geçmiş durumda. Ayrıca Kolombiya'da 5 tona yakın kokainin yakalandığı teyit edilmiş durumda. Korkunç bir kara para.

* Uyuşturucuyla terör örgütlerinin arasındaki bağlantıyı da unutmamak gerekir. Telaffuz edilen rakamlardan da anlıyoruz ki Türkiye'ye olağanüstü miktarda sevkiyat yapılıyor. Bunların ben tümünün Türkiye'de tüketilmesinin mümkün olmadığını, buradan Orta Doğu'ya veya Balkanlara doğru bir uzantının artık fiilen hayata geçtiğini zannediyorum.

UYUŞTURUCUDA TERÖR BAĞI

Uyuşturucunun terör örgütlerinin bağlantısı boyutuyla ilgili konuşan Dündar, "Bütün dünyada uyuşturucu kaçakçılarıyla terör örgütleri arasında hiç kopmayan bir bağ var" diyerek şöyle devam etti:

* Uyuşturucu, özellikle eroin kaçakçılarıyla PKK terör örgütü arasında bir bağ var. Bu, devletin resmi belgelerine de girmiş durumda. Ayrıca bazı yakalanan teröristlerin itiraflarından bu anlaşılıyor. PKK, eroin kaçakçılığından pay alıyordu. Eroin, Türkiye'ye üretilmiş olarak gelmiyor. Ya Afyon olarak ham halde veya baz morfin olarak görüyor.

* Türkiye'de İran sınırına yakın bölgelerde kurulmuş laboratuvarlarda asidik anhidrit ile bu eroine çevriliyor. PKK'nın pay aldığı uyuşturucu madde-eroin kaçakçıları arasında en başta Behçet Cantürk geliyordu. Behçet Cantürk 1994 yılında faili meçhul bir cinayete kurban gitti.

* Ayrıca Hüseyin Baybaş en ünlü eroin kaçakçılarından 'Türk Escobar'ı olarak anılıyordu. O da 1998 yılında Emin Aslan'ın uluslararası polis örgütlerinin katıldığı bir operasyon ile Hollanda'da yakalanmasını sağladı. Hüseyin Baybaş şu anda Hollanda'da bir ceza evinde yaşam boyu hapis cezasını çekiyor.

* Yurt dışından kara para getirdiğinizde varlık barışları nedeniyle onun kaynağı sorulmuyor. İstenildiği kadar kara para artık Türkiye'ye girebiliyor. Turgut Özal, Zürih'te kara paracılar ve altın kaçakçılarıyla bir görüşme yapmış, o paraların Türkiye'ye gönderilmesi ve artık bundan sonra yasal işlerle uğraşmaları gerektiğini söyleyerek altın ithalatını serbest bırakmıştı. Ondan sonra altın kaçakçılığı tarihe karıştı.

"SUSURLUK KAZASINDA HEMEN HAREKETE GEÇEN YARGI ŞİMDİ NEREDE?"

Sedat Peker'in ortaya attığı iddialarda birçok siyasetçinin isminin geçmesiyle ilgili Dündar şöyle konuştu:

* Elimizde belge olmadan itham etmek gibi bir sorumsuzluğa giremeyiz. Biz gazeteciyiz. Bu konuda kesin yargıya varmamız mümkün değil. Savcılık sonucunda başlayan yargı süreciyle aydınlanmasını beklememiz gerekir. Ama ne yazık ki Susurluk'taki kazadan sonra hemen harekete geçen yargının neler başardığını biliyoruz. Bugün böyle bir hareket yok.

* Sadece Sedat Peker'in adını verdiği kardeşi göz altına alındı. Günümüzde cumhuriyet savcıları bizim geçmişte tanıdığımız, basında bu tür çıkan haberler üzerine herhangi bir yerden talimat beklemeden, üzerlerindeki sorumluluk gereği soruşturma açan savcı modellerine pek rastlayamıyoruz. Bu iddialar 20 yıl önce ortaya atılmış olsaydı şimdiye kadar birkaç savcı harekete geçerdi.

"BU PEYNİR İŞİ NEDİR?"

Kara para trafiğinde Türkiye-Venezuela iddialarına değinen Dündar, şunları söyledi:

* Bu konu çok enteresan. Venezuela bir petrol ülkesi. Ekonomik sıkıntı son derece fazla. Venezuela'dan 2020 yılında 1,5 ton peynir ithal ediliyor. ABD'nin ilk sırayı çektiği peynir üreten önemli ülkeler arasında Venezuela'nın adı yok. Türkiye sekizinci sırada. Venezuela'dan Türkiye'ye peynir geldiğine yönelik bir haber de duymadık.

* Bu peynir işi nedir? Eskiden eroincilere 'peynirci' veya 'tozcu' derdi narkotik uzmanları. Doğudan özellikle Batı'ya doğru sevkiyat yapıldığında eroin kaçakçıları lehimlenmiş peynir tenekelerini kullanırlardı. Onun için peynirci derlerdi. Şimdi 1 milyon 500 bin kilo peynir gelecek. Bunlar 2'şer kiloluk tenekeler halinde gelse 750 bin teneke yapar. Cam kavanozlarda gelse yine gümrüklerde bunun kontrolünün yapılması son derece zor. Buradan bir soru işareti insanın zihnine ister istemez takılıyor.

* Sedat Peker açıklayıncaya kadar toplumun bunlardan haberi olmuyor. Emniyet Genel Müdürlüğü bir narkotik operasyonu yaptığında bırakın 4 tonu, 200 kiloluk bir eroin yakalansa büyük hadise olur. Toplum da rahatlar. Ben bu iddiaların üzerine çok ciddi bir şekilde gidilmediği taktirde konuyu Susurluk çetesinden çok daha vahim olarak değerlendiriyorum."

"O SUİKAST İÇİN BİR ŞEKİLDE ORAYA GETİRİLEN BİR SİLAH VAR"

Sedat Peker'in gazeteci Kutlu Adalı cinayetine yaptığı göndermede, kendisinin Korkut Eken tarafından orada bu operasyonda kullanılmak istendiğini ancak kardeşi Atilla Peker'i önerdiği iddiaları için Dündar, şöyle konuştu:

* Kutlu Adalı suikasti çok düşündürücü bir suikast. Ömer Lütfü Topal'ın katledilmesinden yaklaşık 2 ay önce yine Ömer Lütfü Topal'ın öldürüldüğü çalıntı aracın uzi silahlarına benzer bir silah kullanıldı. Uzi'ler suikast silahıdır.

* Susurluk'ta kaza yapan otomobilde de uzi silahı bulunmuştu. Kıbrıs'ta resmi kayıtlara göre uzi silah yok. Demek ki o suikast için bir şekilde oraya getirilmiş o uzi marka suikast tabancası. Ondan sonra gitmiş.

* Uzi denilince durmak gerekir. Uzi silahlarını Susurluk'tan önce Emniyet Genel Müdürlüğü'ne İsviçre'de bir şirket İsrail'den alıp satmıştı. Türkiye Uzi'lerle ilk kez öyle tanıştı.

"BİR İMZA SIRASINDA ONU KORUYAN VE ÖLDÜRME EMRİ VERİLEN POLİSLER"

'Susurluk Çetesi' haberleriyle gündemde olduğu bir tarihten çarpıcı bir anısını paylaşan Dündar, 'Sadece filmlerde rastlanır' diyerek şöyle anlattı:

* Ben Karşıyaka'da bir gün kitaplarımı imzalıyorum. Okurlarımız sıraya girmişler. Sıradaki kişilerden biri Susurluk çetesi haberlerini yaptığımız sırada beni koruyan değerli polis kardeşlerimizden biri, emekli olmuş. Ondan 2 sıra geride de benim adımın öldürülmek üzere havale edildiğim Susurluk çetesinden hüküm giyen bir polis.

* Düşünebiliyor musunuz? Beni öldürmek için adımın havale edildiği ama onların bunu kabul etmediği, 'Uğur Dündar ile bizim ne işimiz olabilir, o görevini yapıyor, vatanını milletini seven biri' diyerek cinayet işlemeyi reddettikleri kişi. O sırada da beni koruyan ekipten bir emekli emniyet mensubu kardeşimiz.

"HAKİKAT GECİKEREK DE OLSA HEDEFİNE ULAŞIR"

İddialar nereye varır?" sorusunu yanıtlayan Dündar, "Bence mutlaka bir yere varması gerekiyor ve varacaktır. Hakikat gecikerek de olsa mutlaka hedefine ulaşıyor. Burada muhalefete büyük görev düşüyor. Bence TBMM'de bir soruşturma komisyonu kurulmasa bile, CHP, İYİ Parti ve muhalefetteki diğer partiler müştereken bir soruşturma komisyonu kurarak olayın kendilerini götürdüğü yere kadar giderek bu olayı aydınlatma yönünde güçlü adımlar atabilirler. Mesut Yılmaz, Susurluk olayının aydınlatılması için olağanüstü gayret sarf etmişti. Önümüzün açılmasını sağlamıştı" diye konuştu.

Sözcü TV Youtube hesabına abone olmak için tıklayın

[old_news_related_template title="Binali Yıldırım, Sedat Peker’in iddialarına yanıt verdi" desc="Organize suç örgütü liderliğinden geçmişte hüküm giymiş Sedat Peker'in, 'Binali Yıldırım'ın oğlu kirli para trafiği için Venezuela'ya gitti' iddiasına yanıt veren AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, 'Bu kesinlikle iftiradır, yalandır, şiddetle reddediyoruz' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/05/23/iecrop/binali-yildirim-dha-880_16_9_1604918117_16_9_1621790368.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/binali-yildirim-sedat-pekerin-iddialarina-yanit-verdi-6446932/"]

[old_news_related_template title="Sedat Peker'in kardeşi Atilla Peker Muğla'da gözaltına alındı" desc="Muğla'da polisin düzenlediği operasyonda suç örgütü lideri Sedat Pekerin kardeşi Atilla Peker ve yanındaki Yunus Olcay, Fethiye ilçesindeki bir villada gözaltına alındı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/05/23/iecrop/atilla-peker-iha_16_9_1621783002.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/sedat-pekerin-kardesi-atilla-pker-muglada-gozaltina-alindi-6446702/"]