Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, katıldığı bir televizyon programında, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin 2’nci yılında hayata geçirilen projeler ve pandemi sürecinde sunulan hizmetleri anlattı.

Burada biliyorsunuz Millet İttifakı oluşmadı. CHP kendi başına seçime girdi. Burada İYİ Parti, Demokrat Parti destekli adayla yürüdü. İpi göğüsleyen taraf olduk ve o günden bugüne görevimizi layıkıyla yapmaya devam ediyoruz. Mersin demografik yapısı, sosyo-ekonomik yapısı, siyasal durumu, lokasyonu, stratejisi bakımından Türkiye’nin en önemli kentlerinden bir tanesi.



DÜZENE SOKMAK ZAMANIMIZI ALDI

Biz işe sosyal politikalar ile başladık. Neden öyle düşündük? Birincisi; yeni seçilmiş bir belediye başkanı olarak bir başka siyasi gelenekten gelmiş bir belediye başkanından belediyeyi devraldım. Ne içinde bulunan insan kaynağı, ne de yönetim anlayışı benim anlayışım ile bağdaşmayan ya da örtüşmeyen bir belediye idi. Bir taraftan mali portre, diğer taraftan insan kaynağı. Bütün bunları kendi görüş ve düşüncelerimiz doğrultusunda düzene sokmak elbette ki zamanımızı aldı.

İlk altı ayımız en azından öyle geçti. Ama sonra süratle projelerimizi uygulamaya koymaya başladık. Sosyal politikalara ağırlık vererek hizmetlerimize başladık. Bu bilinçli bir tercihti. Çünkü Mersin hem zengin bir kent hem de bunun yanında fakiri olan da bir kent. Bir taraftan Türkiye’nin en ön sıralarında vergi tahakkuku olan bir kent. Onun yanında da Adana’dan sonra Türkiye’de gelir dağılımında adaletsizliğin, yani o makasın en açık olduğu yer.



ÇOCUKLAR AYRI BİR ÖNEM TAŞIYOR

Bunu zaten seçim öncesi manifestomuzda da söyledik. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığımız var. Kadın Daire Başkanımız var. Çok değerli işler yapılıyor. Kadın istihdamına çok önem verdik. Kadın istihdamını belediye yönetiminde hakim kılmaya çalışıyoruz. Şube müdürlerinden daire başkanına kadar karar alma mekanizmalarında açıkça söyleyeyim pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Tercihlerimiz eşitler arasında genelde kadından yana oluyor. Çocuklar ayrı bir önem taşıyor bizim için.



Belediyelerin sadece beton, altyapı, üstyapı yapma görevi yok. Onun için sosyal politikalar, eğitim, kültüre vurgu yaparak başladım. Bunlar zaten belediyelerin yapması gereken işler. Belediye yol, kaldırım, kanalizasyon, su arıtma tesisi, atık su arıtma tesisi yapacak. Zaten yapıyoruz. Şimdi gelelim toplu taşıma konusuna. Bizim bir Metro projemiz var. 13.4 kilometre yeraltı raylı sistem.

87 YENİ OTOBÜS GELECEK

Biz toplamda 30 kilometrelik bir raylı sistem projesini hazırlıyoruz. İlk etabını hayata geçiriyoruz. İhale süreci devam ediyor. Sanıyorum mayıs ayı gibi neticelenecek. Çok önemli bir proje. Bunun yanında tabi toplu taşıma araçları var. Anamur’dan Tarsus’a kadar 13 ilçede ulaşımı sağlayacaksınız. Başta Mersin merkezde. Bizim mevcut toplu taşıma araçlarımız var. Şu anda toplamda 87 yeni otobüsümüz gelecek. Bunun yanında IBRD’den bir miktarı hibe olan 22 milyon Euro'luk bir kredimiz var. Bunun 7 milyon Euro’su da hibe şeklinde. Cumhurbaşkanlığı tarafından yatırım programına alınmasını bekliyoruz.



ARTIK BORÇLANMA TALEP ETMEYECEĞİM

Bizim bütçe denkliği için borçlanma kalemimiz var. Bunun hesabını, kitabını yapıyoruz. Ama iş borçlanma yetkisi almaya geldiği zaman mecliste çoğunluğumuz olmadığı için borçlanma almakta sıkıntı yaşadık. Özellikle 2020 yılı içerisinde. Ama artık borçlanma talep etmemeye, açıkçası enerjimi orada harcamamaya karar verdim. Çünkü meclis geriliyor. Meclisin gerilmesi Mersin’i geriyor.

Şu anda kendi imkanlarımla dışarıdan bulduğum kredilerle tabii Cumhurbaşkanlığının, Hazinenin onaylaması doğrultusunda IBRD kredisi gibi, yani otobüs alımlarında olduğu gibi birçok altyapı, kanalizasyon yapımlarında, Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ), örneğin FRIT II kapsamında Türkiye’de yaşayan mülteciler fonundan önemli krediler çıkartıyoruz. 39 milyon Euro’luk, bunun 17 milyon Euro’su imzalandı. Bu ay içerisinde de Mezitli ilçemizin içme suyu ihalesine çıkacağız. Bunun altını çizerek söylüyorum. Hiçbir bahanenin altına sığınmayacağız. Bundan kimsenin endişesi olmasın.

EPDK'DAN LİSANS ALDIK

Biz yönetime geldiğimizde daha önceki yönetim yüzde 1 kırımla alıyordu. Rafineri çıkış fiyatı referans alınıyordu. Daha açık söyleyeyim 100 liralık akaryakıtı 99 TL ödeyerek alıyorlardı. Biz EPDK’dan lisans aldık. Toptancı lisansı. Yani bunu büyük petrol şirketlerinden alma izni bir anlamda. Yoksa biz, normal perakendeciden akaryakıt alabiliyorduk.

İSRAFI ÖNLEMEK ÇOK ÖNEMLİ

Normal bir tüketici gibi ve kırımlar az geliyordu. Gerçekten bu lisansı alınca çıktığımız ihalede 2020 yılında 13.3 gibi bir kırım gerçekleşti. Yani bu şu anlama geliyor. Daha önceki dönemde Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı akaryakıt her 100 TL’ye 99 TL ödeme şeklindeydi. Bu alışverişten sonra bu 86.7 TL’ye düştü. Bu yıl için söyleyeyim, '20 milyon TL gibi bir tasarruf mu?' diyelim buna ya da 'akıllı bir alışverişin kasada bıraktığı para mı?’ diyelim, ki böyle bir süreçte 20 milyon demek, benim burada yoksul, ihtiyaç sahibi insanlarıma bir anlamda sosyal yardım demek. Ben olaya böyle bakıyorum. İsrafı önlemek çok önemli. (İHA)