Amazon... İnternet satış devi ve teknoloji firması...

Depolarında 800 bine yakın çalışanı var.  ABD’de en çok işçi çalıştıran firmalar arasında. Amazon’un en büyük depolarından olan Alabama’daki Bessemer tesislerinde aylardır süren sendikalaşma mücadelesinde, Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu rakamlarına göre, 1798 ret oyuna karşı sadece 738 evet oyu kullanıldı. Yani... Sendika kurulamadı! Bu arada bir isim yine öne çıktı! Senatör Bernie Sanders, sendikalaşmayı destekleyen bir işçiyi geçen ay Senato Bütçe Komitesi önünde konuşması için davet etti. Ardından işçilerin sendikal haklarını desteklemek için Amazon’un Bessemer deposunu ziyaret etti. Ancak... İşveren kazandı!

76 milyon ABD’li işini kaybetti


Bernie Sanders... ABD Vermont Senatörü... 2016 ve 2020 yıllarında düzenlenen ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin aday adayları arasında yer aldı, ön seçimleri kaybetti. Çünkü... ABD sermayesi, ‘demokratik sosyalist’ Sanders’ı kabul etmedi! Ancak... Amerika’yı yakından takip edenler Bernie Sanders’ın etki gücünü iyi biliyor. Nasıl mı?

Amazon’da yaşananlardan sonra Sanders şu tespitleri yaptı:



“... Bessemer’deki Amazon işçilerinin dünyanın en zengin adamını ve sendika karşıtı bir eyalette güçlü bir şirketi üstlenmeye istekli olmaları bir ilham kaynağıdır. Ayağa kalkmak ve karşı koymak muazzam bir cesaret gerektirir ve alkışlanmaları gerekir.”

“... İşçiler sadece bir makinedeki çark dişleri değildir. Robot değiller. Onlar, iş günü boyunca kendilerine ne olacağı hakkında biraz söz söylemesi gereken insanlardır.

“... Milyarderlerin çoğu, pandeminin başlangıcından bu yana zenginleşti. Şunu tekrar edeyim: Milyarderlerin yüzde 86’sı şu anda 5.1 trilyon dolar daha zenginken, 76 milyon Amerikalı işini kaybetti. Evet, şimdi bu müstehcen açgözlülük ve eşitsizlik düzeyini ele alma zamanı.

“... Amerika’da ücretlerin onlarca yıldır durgun olduğu büyük bir sır değil. Zenginler daha da zenginleşirken, birçok işçi daha düşük ücretler için daha uzun saatler çalışıyor. Sendika hareketini büyütmeliyiz.

“...Şimdi işçi sınıfının ihtiyaçlarına hitap eden milyonlarca iş yaratmanın zamanıdır. İyi bir politika ve iyi bir politikadır.Altyapı tanımımızı genişletmemiz gerekiyor. Tabii ki tuğla ve harç. Ama aynı zamanda insan altyapısıdır.”

“... Altyapımızı yeniden inşa etmek sadece yollar ve köprüler değildir. ABD, beklenen yaşam süresinde dünyada 39. sırada yer alıyor. Evet. Yeni uzlaşma tasarısı gezegeni korumayı, sağlık hizmetlerini, eğitimi, barınma ve uzun süredir ihmal edilmiş bir işçi sınıfının ihtiyaçlarını karşılamayı içermelidir.”

SORU ŞU: Bu tespitler bugün Türkiye için de geçerli değil mi?

Kılıçdaroğlu’nun programı


Altyapı: Ekonomik ilişkileri ve bunlar etrafında biçimlenen üretim ilişkilerini oluşturan maddi unsurlar grubuna “temel” ya da “altyapı” deniliyor.

Üstyapı: Toplumun, manevi, siyasi, düşünsel olaylarının ve kurumlarının oluşturduğu ikinci grup unsurlara ise “üstyapı” tanımlaması yapılıyor.



Bernie Sanders da ‘demokratik sosyalist’ dünya görüşüyle hayata şu tespitlerle bakıyor:  “... Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar. Bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.” (Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Sol Yayınları)

Tarih 16 Mart 2021... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 13 maddeden oluşan bir ekonomi programı ortaya koymuştu ve özetle şunu söylemişti: “... Vatandaşı iliğine kadar sömüren Özelleştirme kurumlarını kapatacağız. Kamulaştıracağız. Duyunu Umumiye’yi çağrıştıran Borçlar Genel Müdürlüğü’nü kapatacağız. İnsan utanır ya. Devlet o kadar borç aldı ki yönetemiyor. Osmanlı’nın son dönemindeki Duyunu Umumiye gibi. Kaynakların en verimli ve güzel kullanılmasını sağlamak amacıyla mutlaka bir Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Varolan kaynaklar en verimli ve en çok kalkınmamıza hizmet edecek alanlarda kullanılacaktır.”

SONUÇ: Mesele, program... Üretim tarzını belirleyen kim olacak? Milyonlarca işçi, memur, köylüyü de 104 Amiral’i de siyaseti de program kurtaracak!