Sedat Peker’in 2 Mayıs’tan bu yana yayınladığı videolarla birlikte mafya-siyaset-gladyo üzerinden ‘kirli ilişkiler’ masaya yatırıldı. Herkes herkesi suçluyor! Herkes herkesi tanıyor! Herkes her şeyi biliyor! O zaman yapılacak olan hesaplaşmak... O zaman 4 Kasım 1993’le başlanabilir... Neden mi? Çünkü... Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İstanbul’da, Holiday Inn Oteli’nde ellerinde PKK’ya haraç veren iş adamlarının ve sanatçıların listesi olduğunu söyledi... Tesadüf... Sakarya-Hendek-Sapanca üçgeninde başlayan cinayetler, İstanbul ve Ankara’ya uzandı.

Dün...

T24 haber sitesinde müzisyen-yazar Zülfü Livaneli ‘hesaplaşmanın’ ipucunu verdi. Dedi ki: “... Fakat tabii bizim bu gladyo, NATO komutasındaki subaylar yüzlerine bir Kemalizm maskesi geçirdiler, Mustafa Kemal ile hiç alakası olmayacak biçimde ve sürekli suç işlediler, kimliği bilinmiyor. Nedir kimliği bilinmeyen? O sıralarda bir şarkı bestelemiştim, ‘Kimliği bilinmeyenler’ diye. Sonu şöyle bitiyordu; ‘kimlikleri ayan beyan.’ O dönemden beri bakın hiçbir şey olamadı onlara. Çünkü, ‘devlet adına kurşun atan şereflidir’ denebiliyorsa bir başbakan tarafından, bunlar devlet adına adam öldürmek...”

İllegal ordu!


Zülfü Livaneli, 1970’lerde yükselen işçi, köylü, öğrenci, sol-sosyalist hareketlere karşı ‘Gladyo’nun harekete geçtiğini söyledi. NATO’nun resmi tanımı: Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, 4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması’na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 17 ülkenin daha katıldığı uluslararası askeri ittifak. Örgüt üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmakta... Ancak gerçekte durum bu değil! Türkiye, 1952’de NATO’ya girdi. Ve darbeler tarihi de böyle başladı. 1949’da kurulan örgütün bünyesinde illegal bir ordu daha vardır: Stay Behind (Geride kal)... Ya da yaygınlaşmış adıyla yükselen ‘sol’ tehlikesine karşı kurulan Gladyo...

Gladyo... Latince ‘Gladius’... Anlamı, ‘Kısa Kılıç’... Bu kelimeyi önemli kılan anlamı değil! NATO’nun, Sovyet tehdidini bertaraf etmek için NATO üyesi ülkelerde kurduğu gizli orduları ortaya çıkarmak önemli olan!

Hesaplaşmak şart! Gladyo ne mi? Türkiye’de Atatürk’ten haz etmeyen, bağımsızlık sloganını atanlara nefret duyan yapı! Örneği mi...

Uyuşturucu ve kumarhane ekonomisi




16 Şubat 1969’da anti-emperyalist gençler ve işçiler, Beyazıt’tan Taksim’e “Emperyalizme Karşı Mustafa Kemal Yürüyüşü” başlattı. ABD’nin 6. Filo’su protesto edilecekti. 30 bine yakın kişi toplanmıştı. En önde Türk Bayrağı, arkada ise şu pankartlar vardı: “Geldikleri gibi gidecekler”, “Emperyalizm ve yerli uşaklarına karşıyız”, “Öleceğiz, Atatürk’ün yolundan dönmeyeceğiz”... Taksim’de toplanan yüzlerce genç, Dolmabahçe’ye yürüyordu... Peki sonra ne oldu? 15 Şubat’ta Mehmet Şevket Eygi, Bugün Gazetesi’ndeki köşesinde “Müslümanları kızıllara karşı cihada” çağırmış ve ‘Bağımsızlığı’ savunan gençlere bir gün sonra saldırı yapılmıştı. İki kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda yaralı vardı!

Hatırlayın...

Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan giden anti-emperyalist gençler, 14-19 Mayıs 1968 tarihinde başta İstanbul olmak üzere “NATO’ya Hayır Haftası” düzenledi. 14 Mayıs 1968’de, İstanbul Taksim’de toplanan ve 6 metrelik NATO amblemini yakan gençler şu bildiriyi okudu:

“Varlığını yoksul ülkeleri sömürmekle sürdürebilen emperyalist Amerika bu çıkar düzenini devam ettirmek amacıyla askeri bir garanti aradı ve NATO’yu kurdu. Bir umacı yaratarak soyduğu ülkeleri ‘komünizm’ tehlikesiyle korkuttu. Ve yandaş birer güç olarak bu örgüte kattı. Nitekim yeryüzünde emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşını vermiş olan Türkiye’miz, ne gariptir ki, bu oyuna düşerek, kurtuluş savaşlarının baş düşmanı ve emperyalizmin sömürü aracı NATO’ya girdi. O günden bu yana NATO hep aleyhimize çalıştı.”

MUSTAFA KEMAL ANITI ÖNÜNDE

“Emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşını veren ordumuz, sonradan NATO’ya girmemiz nedeniyle Kıbrıs’ta bile kendi öz çıkarlarımızı korumaktan alıkondu. Emperyalistlerin tepesine kurulduğu merkeziyetçi NATO kumanda zincirinden dolayı Türkiye’nin NATO içinde kalıp yeni statüler arama olanağı yoktur. Bu nedenlerden, emperyalist Amerika’nın hasta ekonomik yapısının askeri uzantısı olan NATO’ya hayır demek şarttır. NATO’ya hayır diyoruz. Çünkü, Amerika’ya karşıyız. NATO’ya hayır diyoruz. Çünkü, emperyalizme karşıyız. NATO’ya hayır diyoruz. Çünkü, emekçi halk yığınlarının yani Türkiye’nin çoğunluğunun çıkarlarından yanayız. 14-19 Mayıs tarihleri arasını NATO’ya HAYIR Haftası olarak ilan eden aşağıdaki örgütler, bugün bağımsızlık kahramanı Mustafa Kemal’in anıtı önünde bizi bağımlı kılan NATO’nun amblemini yakarak haftayı açıyoruz. Amacımız bağımsızlık sorununu, yalnızca biz gençlerin ve aydınların sorunu olmaktan çıkarıp emekçi halkımıza mal etmektir.”

SONUÇ: Mesele Sedat Peker videoları değil... Mesele ekonomi-politik ve sınıfsal! Yani sistem... Uyuşturucu ve kumarhane ekonomisi olan neoliberalizmin çürüdüğünü görmek! Umarım CHP’nin Altı Ok Programı bir gün yeniden rehber olur!