Yeni asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaderi, yanan soba üstündeki çaydanlıktan sıçrayan damlanınkiyle aynı: Hızla buharlaşmak.

Çalışan kesime ödenecek asgari ücreti neredeyse  “davul çalarak” duyuran AKP iktidarı, sermaye kesiminin gönlünü hoş edecek avantaj ve düzenlemeleri torba yasalarla sessiz sedasız gerçekleştiriyor.

Sermaye derken, yerli ve yabancı sermayeyi bir arada kapsıyor sözünü edeceğim yaklaşım. Katar’ın da yer aldığı, özelleştirilmiş liman işletmelerine verilecek süre uzatımını duymuşsunuzdur. TBMM’ye AKP milletvekillerinin imzalarıyla sunulan yeni kanun teklifi ile, 18 limanın işletme süresi ihalesiz ve pazarlıksız uzatılıyor. (Antalya Liman işletmesi, 140 milyon ABD Doları karşılığında Katar şirketi QTerminals’e 2028 yılına kadar devredilmişti.) Şirketlerin devlete karşı açtığı davalardan vazgeçmeleri koşuluyla sözleşme süreleri 49 yıla tamamlanacak.

Aynı kanun teklifindeki başka bir düzenlemeyle de TEİAŞ özelleştirmesi için, müstakbel alıcıya yönelik bir “zenginleştirme” hazırlığı yapılması öngörülüyor. Kapatılmış Etibank, TEK, TEİAŞ ve özelleştirilen dağıtım şirketleri adına tapuda tescilli mülk ve tesisler TEDAŞ veya TEİAŞ’a bedelsiz devredilecek.

ENERJİYE ACİL (!) TEŞVİK

Yeni torba kanun teklifi YEK (Yenilenebilir enerji kaynağı) olarak anılan, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, biyokütleden elde edilen gaz (çöp gazı dâhil), dalga, akıntı enerjisi vb elektrik enerjisi üretim kaynağı lisans sahiplerine yeni bir teşvik getiriyor. Yeni teşvik, bu elektrik üreten kaynaklarda yerli aksam kullanılmasıyla ilgili.

Yaklaşık üç yıl önce, Yenilenebilir Enerji Kaynağı yasasında değişiklik yapılmıştı. Buna göre Şubat 2019’dan sonra kapasite artışına giden YEK lisans sahipleri destekleme mekanizmasından yararlanamayacaktı. Yeni torba kanunla getirilen madde işte bu 2019’daki düzenlemeye ekleniyor.

Şimdi geriye dönük olarak 30 Haziran 2021’den sonra işletmeye giren YEK’ler de yerli aksam kullanımına bağlı olarak yerli katkı fiyatından yararlanacak.

Evet yenilenebilir enerji kaynakları, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için kullanılıyor. Ancak bu teşviğin aciliyeti ve önceliği, TBMM’deki görüşmeler sırasında tartışma konusu olacaktır.

YEKDEM’DE SÜRE UZATIM MALİYETİ

Bu konuda paylaşmak istediğim dikkat çekici bir veri var. Prof. Güray Küçükkocaoğlu ile İsmet Turan’ın akademik bir çalışmasından.

“Yenilenebilir Enerji Kaynakları İçin Uygulanan Teşvik Mekanizmalarında Süre Boyutunun Etkileri”

Sistemi ayrıntılı biçimde analiz eden çalışmaya göre, Türkiye YEK teşvik sürecinde doğalgaz ve ithal kömür bağımlılığını kısmen azaltmayı başardı. Bunda en önemli pay sahibinin YEKDEM kısa adlı, yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizması olduğu da değerlendiriliyor.

Ancak ilgili yasadaki temel süre olan 10 yılın 5 yıl daha uzatılmasının, TL’nin ABD Doları karşısındaki değer kaybı sorasında büyük bir ekonomik maliyet çıkaracağı öngörülüyor.

İki akademisyen, EPDK’nın, her yıl, YEK’e dayalı üretim tesisleri için verilen teşviklerden yararlanmak isteyen lisans sahipleriyle ilgili listeleri baz alarak ödenen ve ödenecek teşvikli bedelleri hesaplamış. Hesaplamaya göre, YEKDEM’in, 31 Aralık 2015 tarihinde sonlandırılmayıp, 5 yıl uzatılması sonucunda, 2016-2020 yılları arasında işletmeye giren YEK’e dayalı üretim tesislerinin ABD Doları bazlı ödemelerinin 2016-2025 dönemine ait maliyeti 47.7  milyar dolar.

★★★

TL’nin erimesinin durdurulamadığı böyle bir dönemde 47.7 milyar dolar gibi devasa bir kaynağın nasıl dağıtıldığı temel konularımızdan biri olmalı.

İleride tekrar bu konuya değineceğim.