Orman yangınları, sel felaketi derken ülke siyasetinden biraz uzak kaldık.

Bugün kısa bir siyaset turu atıp, iktidarın yaklaşan “siyaset gündemini” sizinle paylaşmak istiyorum.

Biliyorsunuz, 2020 yılına girdiğimizde ekonomik veriler zaten kötüydü.

Korona salgını, alınan önlemler tabloyu daha da kötüleştirdi.

Üstüne bir de orman yangınları, sel ve heyelan gibi doğal afetler eklendi.

Neticede sadece halk değil, devletimiz de yoksullaştı.

Artık bir tarafta birilerinin amansız bir israfa devam ettiği, diğer tarafta ödenek bulmakta zorlanan, afetle mücadelede dahi milletin desteğine ihtiyaç duyan bir devlet aygıtımız var.

★★★

Haksızlık etmeyelim, iktidar, en azından yaklaşan seçimlerde bir bedel ödememek için bu durumdan çıkmak istiyor ve çaba gösteriyor.

Fakat ülkenin har vurulup harman savrulan kendi kaynakları artık yetmiyor.

Bu nedenle de dış kaynak temin edilmeye çalışılıyor.

Ülkedeki demokrasi standartları yüzünden, şeffaflık ve öngörülebilirlik yoksunluğundan Batılı yabancı doğrudan yatırımcılar ve fonlar Türkiye’den uzak duruyor.

Hükümet de Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan, Çin gibi ülkelerdeki fonlara yöneliyor.

Ne yazık ki bu ülkelerdeki yatırımcılar da üretimden çok gayrimenkul projelerine ilgi duyuyor. Hükümetin elinde “yatırım yapmak” yerine “satmak” üzerine kurulmuş bir model kalıyor.

NATO görevi de olsa Kabil Havaalanı’na asker gönderme işine dahi artık “lojistik destek” ve “mali destek” gibi ifadelerle yaklaşılıyor.

★★★

Türkiye’nin bu yaklaşımlarla ekonomisini iyileştirme şansı pek yok.

O nedenle hükümet seviyesinde ciddi kararlar alınması gerekiyor.

İşlerin iyi gitmediğini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da görmüş olacak ki zaman zaman kabinesinde değişiklikler yapıyor.

Aynı zamanda damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın affını istemesinden ve affının kabul edilmesinden bu yana Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Aile ve Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından affedildi.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, Erdoğan, çalışmalarından tatmin olmadığı bazı bakanları daha affedecek.

Bu nedenle kendisine bağlı olan Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirdi. Başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere özellikle ekonomiyle ilgili olan üç ya da dört bakanlık kısa süre içinde denetlenmeye başlanacak.

Söz konusu bakanlıklarda denetleme süreci bitmeden de bakan değişimine gidilebilir.

İşlerin iyi gitmemesinin, 2023 seçimlerine “oy” ve hatta “iktidar” kaybı olarak yansıyabileceğini de bunun önüne geçmek için kritik adımlar atması gerektiğini de bilen Erdoğan, ses getiren değişiklikler de yapabilir.

Atılacak adımlar iktidarı kaybetmenin önüne geçer mi bilinmez ama sonbahara girerken iktidar cenahında hareketli günler yaşanacağı kesin.

Yakından izlemeye devam...

Sosyal Belediyecilik iyi ki var


17, 18, 19 Ağustos günleri İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Muğla’daki yangın yerlerini ziyaretini takip ettim ve perşembe gecesi bir toplantı için İstanbul’a geldim. Bu yazıyı da İstanbul’da yazıyorum. Yazı yazacak yer ararken meslektaşım, dostum Ali Haydar Fırat, “gel seni bir yere götüreyim” dedi. Beşiktaş sahile indik. Bahçeşehir Üniversitesi’nin hemen önünde Beşiktaş Belediyesi tarafından işletilen kafeterya ile kitap satışının da yapıldığı kitap kafenin bulunduğu bir yere geldik.

Yazıyı kitap kafede Boğaz’ı karşıma alarak yazdım ve içtiğim çaya 3, filtre kahveye 11 lira ödedim. Ayrılırken de okumak istediğim iki kitap satın aldım.

Böyle büyük bir rant alanının halka açılması ve “erişilebilir” olması “sosyal belediyecilik” anlayışı açısından olumlu bir örnektir.

İçimden “iyi ki sosyal belediyecilik diye bir kavram var” dedim.

Buradan duyuruyorum: Parti ayrımı yapmaksızın yerel yönetimlerin benzer olumlu faaliyetlerini, sosyal belediyecilik faaliyetlerini buradan duyurmaya ve alkışlamaya devam edeceğim.