Zamanında yapılacağını varsayarsak dahi seçim sathı mahalline girdiğimizi söyleyebiliriz.

Son altı ay aday listelerinin belirlemesi, seçim kampanyaları gibi detaylarla geçeceği için şunun şurasında gerçek seçim atmosferine girmemize en fazla 18 ay var.

O yüzden bugünden itibaren Cumhurbaşkanı adaylarının konuşulmasından daha doğal bir durum yok.

Cumhur İttifakı cephesinde aday tartışmasız bir şekilde belli: Recep Tayyip Erdoğan.

(Erdoğan’la ilgili tek tartışma Anayasa’daki “en fazla iki kere aday olabilir” koşulundan kaynaklanabilir. Malum, Erdoğan 2014’te ve 2018’de iki kez seçildi. Arada Anayasa değişikliği yapılıp sistem değiştirilse de Anayasa’daki “iki kere seçilebilir” ifadesinde değişiklik yapılmadı. Bazı hukukçular, bu şartın sistemden bağımsız olduğunu savunuyor. Bana sorarsanız bu tartışmadan bir şey çıkmaz. Erdoğan cephesi bu tartışmayı “yeni sisteme göre iki kere aday olabilir” diye geçiştirir ve son kararı verecek yetkili organ olan Yüksek Seçim Kurulu da “evet girebilir” der. Muhalefet partileri de bu kaçınılmaz sonu şimdiden kabullenmiş görünüyor.)

★★★

Millet İttifakı cephesinde ise durum biraz karışık.

İlk soru şu: Muhalefet ortak aday mı çıkaracak, herkes kendi adayını mı koyacak?

Millet İttifakı ortak aday koyabilir ama muhalefette ortak aday olmaz.

HDP’nin ittifak dışında kalacağını ve ilk turda kendi adayını koyacağını unutmamak lazım.

Millet İttifakı’nda şimdilik “ortak aday” eğilimi var. Ancak o adayın kim olacağı konusunda ciddi bir “çıkmaz” söz konusu.

İkinci soru o çıkmazın ne olduğu.

Dilimin döndüğü kadar anlatayım:

İYİ Parti lideri Meral Akşener ortak aday olursa ve final ikinci tura kalırsa, HDP seçmeni Erdoğan’a oy vermeyeceği gibi Akşener’e de oy vermeyebilir ve sandığa gitmeyebilir. Bu da Recep Tayyip Erdoğan ile Akşener arasındaki yarışın fotofinişe kalması anlamına gelir. (Muhalefet liderleri, seçim günü yapılacak hilelerden, YSK manevralarından çekindiği için kendi aralarındaki bütün görüşmelerde “Fotofinişe kalırsa ne yapıp edip alırlar, hileleri engellemek için büyük fark atmamız lazım” diyor.

Akşener’in çevresi, Erdoğan-Akşener yarışının tartışmasız ve net bir şekilde Akşener lehine sonuçlanacağını savunuyor.

★★★

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise aday olursa ve ikinci tura kalırsa, HDP tabanının oyunu firesiz alır. Ancak, geçmişte AK Parti’ye, milli görüş partilerine oy vermiş muhafazakar seçmenin Kılıçdaroğlu’na oy verip vermeyeceği meselesi biraz karışık. Kılıçdaroğlu’nun muhafazakarlardan oy alma fırsatını kaçırdığı yorumu oldukça fazla karşılık buluyor.

Özer Sencar’ın paylaştığı MetroPOLL damgalı kamuoyu araştırmasında Erdoğan ile Ekrem İmamoğlu, Erdoğan ile Mansur Yavaş, Erdoğan ile Meral Akşener ve Erdoğan ile Kılıçdaroğlu ayrı ayrı sorulmuştu.

O araştırmadan da ilk üç ismin Erdoğan’a karşı zaferi rahat göğüsleyebileceği, Kılıçdaroğlu’nun ise kaybedeceği sonucu çıktı.

Ali Babacan, Abdullah Gül gibi muhafazakar isimlerin adaylığına karşı çıkan ve ortak adayın CHP’den çıkması gerektiğini savunan CHP kadroları ve tabanı, bu yüzden “o zaman ortak aday Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş olsun” diyor.

Bugünlerde CHP’li izleyicilerimizden, okurlarımızdan en çok aldığımız mesaj “Kılıçdaroğlu aday olmasın, kaybeder. İmamoğlu ya da Yavaş’ı aday yapsın” görüşünü içeriyor.

Buna karşın Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ya da Yavaş’ı aday yapmaya sıcak bakmıyor. Çeyrek asır sonra geri alınabilmiş Ankara ve İstanbul belediyelerini kaybetmekten endişe ediyor.

★★★

AK Parti, 11 yıldır Kılıçdaroğlu hakkında “Çarkçı Kemal”, “Bay Kemal”, “HDPKK destekçisi Kemal” gibi etiketlerle ciddi bir olumsuz algı yaratmayı başarmıştı. Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğu da propaganda çalışmalarında muhafazakar camiada olumsuz bir durummuş gibi kulaktan kulağa fısıldanıyor. Bunların hepsi “Kılıçdaroğlu kazanamaz” algısını besliyor.

Şahsen son bir yılda bu algının parçalanmaya başladığını gözlemliyorum.

Diğer taraftan, Erdoğan’ın en büyük iki rakibinin ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlar ile bunların yarattığı “Erdoğan’a oy vermem” grubu olduğu da bir gerçek.

Haliyle Kılıçdaroğlu da dahil, Erdoğan’ın karşısına çıkacak adayların ciddi bir hata yapmadıkları sürece kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum.

Kılıçdaroğlu’nun iki yılda tabloyu değiştirebileceğine inanmakla birlikte, muhalefet tabanının, “işi riske atmayın, kesin kazanacak biri aday olsun” kaygısını haklı buluyorum.