Sevgili okurlarım bir ülke düşünün ki sadece iki hafta içerisinde 300’e yakın büyük orman yangını çıkıyor.

Her taraf yandı.

O güzelim ormanlar artık yok. Onların yerini şimdi kara lekeler, kömürleşmiş ağaçlar, korkunç is ve duman kokuları aldı.

Olayın diğer acı boyutlarına hiç değinmiyorum.

Yangınlar iki hafta sürdü ve şu anda hafiflemiş durumda.

★★★

Şimdi gerek iktidara ve gerekse Orman Bakanı Bekir Pakdemir’liye bazı sorular sorma zamanı...

Bunların çok önemli bir özelliği vardır.

Kendilerine sorulan sorulara asla yanıt veremezler.

Ya kaçak güreşirler, ya da tamamen suskun kalırlar.

Şimdi de aynı şeyi yapacaklar.

İşte kendisine yönelik ilk sorum.

Bu soru sadece Bakan Bey’e değil, iktidara da yöneliktir:

-Ey bu ülkeyi yarım yamalak yönetmeye çalışan beyefendiler, bizim anladığımız kadarıyla kısa süre içerisinde patlayan bu yangınlarda ‘Sabotaj kuşkusu’ yok. Eğer olsaydı bu hadise günler öncesinden patlar, bazı kimseler yakalandı. Böyle bir durum kamuoyuna açıklanmadı.

O halde bu ormanlar niçin yandı?

Nedeni sadece yüksek hava sıcaklığı mı, yoksa başka bir şey mi?

Hükümetin hangi sorumsuz ihmalleri bu güzelim ormanların kül olmasına neden oldu?

Bunların hesabını verecek misiniz?

★★★

İkinci soruma geçiyorum Bakan Bey!..

Bu da çok önemlidir.

Partinizin aynı zamanda Genel Başkanı olan Recep Tayyip Bey geçtiğimiz Cuma günü namaz çıkışında cami avlusunda gazetecilere konuştu.

Ağaca olan sevgilerini dile getirmeye çalışırken aynen şöyle dedi:

“Partimiz iktidarı döneminde 5 milyar 400 milyon yetişmiş ağaç diktik!”

Hem 5.5 milyar adet, hem de yetişmiş ağaçlar!..

Maşallah yani.

Bunu söyleyen bir başkası olsa “Atma Recep din kardeşiyiz” derdik ama şimdi böyle desek hemen hakkımızda cumhurbaşkanına hakaretten dava açılır.

★★★

Orman Bakanı Bey şimdi size soruyorum;

“Söylemesi dile kolay da, bu 5.5 milyar ağaç acaba nerelerde, hangi bölgelerimizde dikildi?”

Şimdi diyecektir ki...

“Bize bu soruyu soran herif madem inanmıyor, gitsin ve onları tek tek saysın.”

Yeter ki bana yol gösterin, hemen saymaya başlamazsam namerdim!

★★★

Kusuruma bakmayın sayın Bakan Bey...

Bir sorum daha olacak.

Yangınlar ortalığı kasıp kavururken ortaya acı bir gerçek daha çıkmıştı.

Elimizde yangın söndürme uçakları yoktu.

Türk Hava Kurumu’nun birkaç uçağını, söylemesi ayıptır ama çürümeye terk etmiştiniz.

Sadece kiralık birkaç helikoptere sahiptik.

Herhalde şöyle diyordunuz:

“Parasıyla değil mi, yangınlar çıkarsa hemen başka ülkelerden uçak ve helikopter kiralar ve söndürürüz.”

Ve aynen bunu yaptınız.

★★★

Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere bazı ülkelere acele başvurdunuz.

Paraları bastırıp onların kiralık uçaklarını, helikopterlerini ve pilotlarını getirttiniz.

Bu işler için kaç para ödediniz?

Bilinmiyor.

Devletin ve milletin parasıdır ama onu bile Türk Milleti’nden gizliyorsunuz.

Sizin bu ihmalinizin, vurdumduymazlığınızın bedelini şimdi her Türk vatandaşı cebinden ödemek durumunda.

★★★

Muhterem Bakan Bey...

İki hafta önce yangınlar bacayı sarmaya başladığında demeçler veriyordunuz.

“Elimizde ye yazık ki yangın söndürme uçağı yok.”

Üç gün önce ise Marmaris’te şöyle dediniz:

“Yunanistan bizden uçak istiyor. Bunu değerlendiriyoruz. Yunanistan’a uçak sağlayabiliriz.”

İki uçak gönderebilirmişiz!

★★★

Bu iktidar hokus pokus mu yaptı!

Birkaç gün önce olmayan uçaklardan ikisi nasıl oluyor da Yunanistan’a gönderiliyor?

(Bunu insancıl değil siyasi açıdan yazıyorum.)

Yoksa şöyle bir el çabukluğu mu bulundu...

Bizim uyanıklar şöyle mi düşündü...

Biz bu uçakları başka ülkelerden kiraladık ve para verdik. Şimdi Yunanistan’a kiralarsak başkalarına verdiğimiz

paraların hiç değilse bir bölümünü tasarruf etmiş oluruz!

Böyle bir hesap var mı Bakan Bey!

★★★

Sevgili okurlarım bugün kendisine üç sorum vardı...

Üçünü de yanıt verilmeyeceğini biliyorum.

Hele şu yangınlar bir durulsun, işler biraz durgunlaşsın, görün bakın ortaya daha neler neler, ne gibi vurgunlar ve sorular çıkacak...