Dün akşam, bir ekol ile karşılaştı Beşiktaş... Ajax, hızlı hücum ve pres yapma üzerine çok usta bir takım. Tecrübe ile gençliği, yıllardır çok iyi kaynaştıran bir yapısı var Ajax’ın... Bu yüzden, savunmayı daha sağlam tutmaya çalışan bir başlangıç yaptı Beşiktaş...

Pjanic'in çabuk tek topları, Rosier ve N’Koudou’nun rakip savunmayı yıpratan koşuları ile, takım halinde istekliydi Kara Kartal... Ghezzal’ın korneri sonrası, Mazraoui’nin elle oynaması ve VAR ile penaltı geldi. Ghezzal golü attı. Sonra, Ajax baskısı başladı. Forvet bölgesi top tutamayınca, atak yemeye başladı Beşiktaş... Böyle durumlarda girdiğin net pozisyonu kaçırmayacaksın! Pjanic’in Larin’e verdiği pas golü, “lütfen at” tarzıydı. İyi bir forvet, mümkün değil bu pozisyonu kaçırmaz.

Futbol, basit bir oyundur. Zor olan, onu basit oynamaktır sözü, bu kulübün sembolü Johan Cruyff’a ait... İşte bu söze benzer bir gol attı Haller... Alex Teixeria’nın futbol geçmişine çok saygı duyuyorum. Dün yine, futbolunun kışını yaşayan bitik oyuncular gibiydi. İkinci yarının büyük bölümünde, üst üste 3 pası yaparken bile zorlandı Beşiktaş... Yine duran top, yine Haller golü attı. Belliydi zaten.

Tamamıyla Ajax’ın dümende olduğu dakikalarla dolu bir oyun izledik son dilimde... Bu kadronun, bu kadar çaresiz kalmaması gerekiyor.