SPOR yayıncılığı, kesinlikle uzmanlık gerektiren, çok ciddi bir iş koludur. Hatta artık endüstriyel standartlara geçmiş, milyonların döndüğü büyük iştir. Günümüzde, uzaya turistik yolculukların yapıldığı dünyamızda, bir maç yayınında seyircilere yaşatılan ‘maçı doğru, düzgün verememek’ konusunun ülkemizde yaşanması beni üzdü.

PSV-Galatasaray maçında bahis logolu dijital reklamların ekranlara yansıtılması çok şaşırtıcı. Bu şirketler Türkiye’de faaliyet göstermiyor. Özetle; burada vergi yükümlülükleri olmadığı için legal değiller.

PEKİ ne oldu? Acun Ilıcalı’ya göre maçta yayınlanan sanal reklamlar ve yaşanan teknik sorun, Hollandalı servis sağlayıcıdan kaynaklanmış. Uygulanan sanal reklamlar tamamen bilgileri dışındaymış. TV8’in bir gelir elde etmesi asla söz konusu değilmiş.

PEKİ; işin teknik yönünü bilen kişilerin iddalarına gelelim: Yayın internet üzerinden alınıp karasal link mi kullanıldı? Reklam görüntüleri nerede montajlanıp ekrana yerleştirildi? Yayın sağlayıcı, bunu yayıncıya söylemeden ekrana nasıl verdi? Bu bir UEFA organizasyonu. Onlar, bu olaya neden hemen müdahale etmedi? Hollandalı yayın sağlayıcısı, size haber vermeden, ekrana kabul etmediğiniz reklamları verebilir mi?

GÜNÜMÜZ teknolojisinde, bu iddiaların cevabı 10 dakikada öğrenilir.

YAYIN yapmak, ciddi bir altyapı ve teknik ekip gerektirir! Sorumluluk gerektirir. Hele ki bu, büyük bir spor organizasyonu ise...

BENİM görüşüm aynı: Yayıncılık ciddi bir iştir