Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema TV Merkezi üzerine tartışmalar devam ediyor. Geçen hafta sizlere, üniversite rektörlüğü ile Sinema TV Merkezi arasındaki tartışmaları aktarmıştım.

Erdoğan Aktaş Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve TV arşivini gezdi.


Üniversite yönetimi deprem riski olduğu gerekçesiyle, merkezin Barbaros Bulvarı’ndaki binasını tahliye etme kararı aldı.

Fakat en büyük tartışma yıllardır Türk sinemasının hafızası olan, bu merkezdeki film arşivi.

Başta bölüm hocaları, öğrenciler ve mezunlar, özellikle film arşivinin ciddi zarar göreceği gerekçesiyle taşınmasına karşı.

Kıyamet de bu noktada kopuyor.

Prof. Handan İnci

Rektör Prof. Handan İnci anlatıyor


Hiç tartışmasız Türkiye’deki en etkileyici üniversite merkezi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Fındıklı’daki  binalarıdır. Boğaz’ın kenarında, tarihe tanıklık etmiş bu binalarda okuyan öğrencileri, kendi öğrencilik yıllarımdan beri kıskanmışımdır.

Rektör Prof. Handan İnci ile buluşmak üzere rektörlük binasına girdiğimde, bir yandan bu tarihi binaya hayran hayran göz gezdirirken diğer yandan da ülkemizin aslında basit çözümleri olan, tuhaf konularla zaman kaybettiğini düşünüp bir kez daha üzüldüm.

Prof. Dr. Handan İnci, Sinema-TV Merkezi üzerine süregiden tartışmalarla ilgili sorularımı rektörlük binasında yanıtladı.

Sinema TV Merkezi’nin bulunduğu Balmumcu binasını neden tahliye etme kararı aldınız?

Balmumcu binamızdaki temel sorun, binanın depreme dayanıksız olması. Bunun belgelerini de üniversitemizin internet sitesinde yayınladık.
Fakat sadece sorun bu değil. Gerçekten bu bina hem zamana yenik düşmüş, hem bu kadar değerli bir arşiv için yeterli değil, hem de koşulları uygun değil. Sinema TV Merkezi binasının raporları ortada. Buranın derhal boşaltılması gerekir. Zaten bizim depreme karşı sorumlu olan tek binamız orası da değil.

Sinema arşivi konusunda ciddi endişeler var. Buna yanıtınız nedir?

Tanpınar arşivini ben ortaya çıkardım. Rektörlük görevine gelir gelmez, ilk işim Resim Heykel Müzesi arşivini de toparlamak oldu. Sinema-TV arşivini toparlamak uluslararası standartlara getirmek de en önemli amaçlarımızdan biri.

Amacımız binlerce filme ev sahipliği yapan bu arşivi çağdaş, herkesin kullanımına sunabileceğimiz bir hale getirmek. Bunun için planlamalarımız, çalışmalarımız sürüyor. Hemen bir arama motoru yaptık. Elimizdeki verilere göre arşivde hangi filmin olduğu bilgisine buradan ulaşabilirsiniz. Arşiv dediğiniz şey herkese açık olmalı.

Mahkemeye rağmen merkeze bölümden birini atamayıp, neden yönetmeliği değiştirmeyi tercih ettiniz?

Sinema TV Merkezi personelinin çok ciddi şikayetleri vardı. Zaten merkezin çok önemli sorunları var. Ben oranın tüm akademik kadrosu ile çalışmak, planlar yapmak, kalkındırmak istiyordum. Bunu da açık açık söyledim. Fakat onlar bu teklifimi yok saydı, ilk toplantıya istifalarıyla geldiler. Bu şekilde merkezin çalışmasını bloke ettiler.

Yönetmelikte “Merkezi sadece Sinema TV bölümü öğretim üyeleri yönetir” maddesi vardı. Bu maddeyi değiştirerek Sinema TV Merkezi’ni tekrar çalışır hale getirdim. Buna mecbur kaldım.

Film arşivini nereye taşıyacaksınız?

Sinema TV bölümünün öğrencileri için bina organize ettik. Fakat henüz arşivi koyabileceğimiz yeni bir bina bulamadık. Çünkü binanın arşiv için belirli koşullarının olması gerekir. Çalışmalarımız sürüyor. Ben bu çok değerli arşivi kimselere vermem. Onu korumaya ve geliştirmeye devam edeceğiz. Kültür Bakanlığından destek istedim. Görüşmeler sürüyor. Aynı zamanda sektör temsilcileriyle de görüşüyoruz.

Ben hem uzmanlara, hem öğrencilere, hem akademisyenlere çağrıda bulunuyorum. Gelsinler birlikte çalışalım, planlayalım, tüm çalışmaları yine birlikte şeffaf olarak sürdürelim. İlk hedefimiz arşiv için sağlıklı bir yer bulmak. Çok daha güzel, uluslararası standartlarda ve bu değerli arşivi daha sağlıklı koruyabilecek bir bina yapacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Bu tartışmalar neden çıktı?

Ben Sinema TV Merkezi’nde toprağı biraz eşeleyince, ortaya konuşulduğu zaman kurumu zedeleyecek sorunlar çıktı.

Şimdi bunları konuşmak istemiyorum. Ayrıca merkezdeki birçok çalışma gerçekten sorunlu. Bunca yıl yapılması gereken arşivcilik çalışmaları yapılmamış. Ortada bir envanter kaydı yok. Sadece doğruluğu şüpheli film listesi var ama o listedeki filmlerin raflarda olup olmadığını da bilmiyoruz. Kağıt arşivin listesi dahi yok. Merkezdeki bina düzgün kullanılmamış. Hala, artık hayatta olmayan kişilerin odalarına bile bir düzenleme yapılmamış Yıllarca temizlenmemiş bile. Öylece duruyor. Hemen hemen hiç çalışma yapılmamış. Çok kötü yönetilmiş. Açıkçası bu merkez uzun süredir gerektiği gibi çalışmamış.

Binadaki kilitleri değiştirdiğiniz iddia ediliyor. Neden buna gerek duydunuz?

Ben hiçbir kilide, anahtara dokunmadım bile. Zaten on yıllardır anahtarlar aynı görevlilerin elinde. Gidin sorun. Ben yetkisi olan kimseyi engellemediğim gibi, kilitleri değiştirerek binaya da müdahale etmedim. Üniversitemizde her türlü kararı senatoda alırız. 15 üyemiz var. Üyeleri de fakülteler özgürce seçip kendi gönderir. Hiçbir şey benim iki dudağım arasında değil. Bir yıldır merkezin müdürlüğünü Başak Ürkmez sürdürüyor. Ayrıca merkez, üniversitenin sinemayla ilgili kişilerinden oluşmuş bir yönetim kurulu tarafından idare ediyor.

Barbaros Bulvarı’ndaki bina sonrasında ne olacak? Üniversitenin elinden çıkmayacağının garantisini verir misiniz?

Sinema TV binası MSGSÜ’ye ait ve öyle de kalacak. Bina yıkılıp, yeniden projelendirilecek ve tekrar üniversitemize, öğrencilerimize, ülkemize hizmet etmeye devam edecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Prof. Asiye Korkmaz anlatıyor


MSGSÜ’deki sorun, belli ki uzun süre tartışılacak. Konuyu çok taraflı değerlendirebilmek için Sinema TV Merkezi’ne uzun yıllar emek vermiş iki isimle konuşmak istedim. Sinema ve TV Bölüm Başkanı Prof. Alev İdrisoğlu“İdari görevi olması ve hukuki sürecin devam etmesi nedeniyle akademik yasa ve usuller çerçevesinde açıklama yapmasının mümkün olmadığını” belirterek röportaj teklifimi kabul etmedi. Kurulduğundan bu yana film arşivini yöneten Sinema TV Merkez Müdürü  Prof. Dr. Asiye Korkmaz ise haksız soruşturmalarla karşı karşıya kaldığını da belirterek sorularımı yanıtladı.

Sinema-TV Merkezi’nde neler oluyor?

Merkezin yönetimini ele almak için haksız soruşturmalar açıldı. Rektörlük hem yönetmeliğe hem de yasalara aykırı hareket etti. Bu işlemi idari yargıda iptal oldu. Ancak mahkeme kararına ve yasaya uygun atamaları yapmak yerine yönetmelik değiştirildi. Bu yönetmelik de idari yargı konusu oldu ve iptal edildi. Yani bu süreçteki işlemlerin hukuka aykırı olduğu da ortaya konuldu. Bu da yetmedi, odaların kilitleri değiştirilerek ilgili hocaların bölümlere girmesi engellendi. Rektör bunu reddediyor ama bölüm hocaları bu durumun tanığı. Alınan kararları tüm teamülleri hiçe sayarak Twitter’dan duyurdu. Bizler neler olup bittiğini sosyal medyadan öğrendik.

Üniversitenin internet sitesinde yayınlanan deprem raporları tatmin edici değil mi?

İnternet sitesinde yayınlanan beton inceleme raporlarında binanın yıkılması gerektiği ifade edilmiyor. Binanın bazı bölümleri depreme karşı daha önceden zaten güçlendirilmişti. Pekala tüm bina depreme karşı güçlendirilebilir.  Buradaki niyet, bölümü Barbaros Bulvarı’ndaki binadan söküp atmak, binayı da yıkmak. İnsanın aklına başka bir şey gelmiyor.

Her şeye rağmen arşiv taşınırsa ne olur?

Buradaki temel sorun film arşivi hakkında kısıtlı bilgileri olan ve bu işten anlamayan insanların üniversite yönetimini bilgilendirmesi. Bu arşiv, 60 yıllık bir birikimin ürünüdür. Neredeyse bütün film şirketlerinin filmleri buradadır ve optimum şartlarda korunarak bugüne ulaşmıştır. Bu koşullarda arşivi taşımak tam bir cinayet. Türkiye’nin film hafızası yok olabilir.

Bakımsız halde duruyor.


Bundan sonra ne olacak?

Sinema TV Merkezi iki yönlü sorunla karşı karşıya.  Hem arşiv, hem de bölümdeki öğrenciler zarar görür. Çünkü belli ki ortada hiç plan yok. Rektörlük için önemli olan tek şey merkezin sahip olduğu binayı boşaltmak.

Zaten bunun için bütün öğrenciler, mezunlar dahil merkeze sahip çıkıyoruz. Eğer öğrenciler ve mezun öğrenciler sessiz kalmış olsaydı, şu ana kadar o bina çoktan boşaltılmış olurdu...

Çok sayıda meslek birliği ve sinemacı bu merkeze destek oldu ve endişe duyuyor. Üniversite yönetimi de bilgisi ve deneyimi son derece kısıtlı olan kişilerin verdiği bilgi ve raporlara itibar ediyor. Arşivin bugüne dek yaşamasını sağlayan hocaları yok sayıyor. Bu durumda olan Türkiye’nin sinema hafızasına oluyor.