Sedat Peker’in ifşaatlarından biri de Kıbrıs’ın Uğur Mumcusu sayılan Kutlu Adalı’nın öldürülmesine ilişkindi.

Peker’in iddiasına göre eski MİT’çi Korkut Eken, 1996 yılında Peker’den bu cinayeti gerçekleştirmek için yardım istedi. Peker, “Kardeşim” dediği Atilla Peker’i görevlendirdi. Eken ve Peker, Adalı’nın Gazimağusa’daki evinin çevresinde keşif yaptı. Ancak saldırı, girişim aşamasında kaldı. Eken, başka bir hücre ile bu amacına ulaştı.

Bu suçlamalar üzerine Atilla Peker, gözaltına alındı.

Serbest bırakıldıktan sonra ‘reisinin’ yönlendirmesi üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda suç duyurusunda bulundu. Adalı’yı öldürmek üzere Eken ile Kıbrıs’a gittiklerini, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Korgeneral Galip Mendi’yi ziyaret ettiklerini ileri sürdü. Bu ziyaret sırasında Eken’in yan odada ‘Uzi’ silah verdiğini, Adalı’nın öldürülmesi için keşfe gittiklerini iddia etti.

Bu arada...

İki gün önce “Kıbrıs’ın Susurluk’u” başlıklı yazımda Adalı cinayetine ilişkin AİHM’de görülen yargılamadan söz etmiştim. Mendi’nin, Adalı’yı ölümünden önce tehdit ettiğinin öne sürüldüğünü, soruşturma sürecinde ifadesinin dahi alınmayışının AİHM davasındaki kanıtlardan biri olarak gösterildiğini belirtmiştim.

Dün emekli Orgeneral Galip Mendi ile görüştük.

Adalı’nın ölümüne ilişkin AİHM’deki yargılamada ifade verdiğini söyledi.

Adalı’yı tehdit etmediğini anlattı.

Başka?

Korkut Eken ve Atilla Peker’i Ada’da gördüğünü söyledi.

Mendi: Aziz Barnabas’ta PKK’nın silahları arandı


- Kutlu Adalı, ölümünden önce Aziz Barnabas Manastırı’nda 14 Mart 1996’da yapılan baskını yazmıştı. İddiaya göre bu manastırda 1974’te Rumlardan alınan mücevherler vardı. Adalı, bu iddiayı yazdıktan 3 ay sonra öldürüldü. Bu baskının sebebi neydi?

Kıbrıs’ta 1996’da Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı idi. Ada’da Türkiye’den göçenlerin içinde bazı aileler, yaralı PKK’lıları tedavi edip Güney Kıbrıs’a geçmelerini sağlıyordu.

Barış Kuvvetleri, Barnabas’ta yeraltına gömülen PKK’ya ait silahlar olduğu ihbarını alıyor. Operasyon düzenleniyor. Sivil Savunma Teşkilatı’nın askeri gücü yok. Askerler bizden araç istedi. İllegal bir şey olsa plakasını sökerdim. Legal faaliyet olduğu için verdim.

- Bekçilerin alıkonulduğu, mezara girildiği doğru mu?

Bilmiyorum. Bekçilerden biri bizim aracın plakasını alıyor.

- Askerler silah bulmuş mu?

Bilmiyorum.

- Adalı’ya gelirsek...

Kutlu Bey, birkaç defa “Sivil Savunma’nın aracı burada ne arıyor?” gibi yazılar yazdı. Çocuğumun üstüne yemin ediyorum, kendisini tehdit etmedim. Kendisi bizim halk örgütündeydi. Tatbikatta merhabalaştık. Sadece Kıbrıslı bir kişiden, dediklerinin doğru olmadığını telefonla ona bildirmesini istedim.

- Cinayetin sebebi nedir sizce?

Güney Kıbrıs’ta korkunç bir mafya vardı. Türk kesiminde de bu tür kişiler olduğunu biliyorduk. Onlar yapmış olabilir.

- Abdullah Çatlı Ada’ya geldi mi?

Çatlı’yı tanımıyorum. Sedat Peker’i hiç görmedim. Benim tanıdığım, Korkut Eken’di. Eken, Mehmet Ağar döneminde, bu olaydan önce Ada’ya geldi. Kundakçı ile görüştüler. Kundakçı, PKK konusunda bilgi vermiş. Eken, beni tanıdığı için Sivil Savunma’yı ziyaret etti. Yanında Atilla Peker vardı. Eken’le görüşüyorduk. Peker, dışarıda bekliyordu.

- Kim olduğunu biliyor muydunuz?

Bilmiyordum. Sedat Peker’i tanımadığım için kimin kardeşi olduğunu bilmiyordum. Lefke’de PKK’lıların bazı evlerde tedavi edildikten sonra geçirildiğini anlattık.

- Atilla Peker’in sıfatı ne?

Bilmiyorum.

- Askeri görevi var mı?

Asker değil zaten, abuk sabuk hareketleri olan birisi.

- Size nasıl tanıştırdılar?

“Atilla” dedi, başka bir şey demedi. Makam odamda yardımcım Yarbay Enver Topuz vardı. Korkut Eken ile çalışmış bir arkadaşımız.

- Ne yaptınız?

Sohbet ettik.

- Adalı’nın ismi geçti mi?

Atilla Peker diyor ki, “Adalı’nın evinin etrafında dolaştık.” Adalı’nın ismi bile geçmedi sohbetimizde.

- Kaç gün kaldılar?

2-3 gün. Kendilerine bir Renault Toros araç tahsis ettik.

- Atilla Peker bir kere mi geldi?

Bir kere.

- Korkut Eken?

İki defa olabilir.

- Adalı’nın ölümünde Eken’in rolü olabilir mi?

Zannetmiyorum, Adalı’nın ismi bile telaffuz edilmedi. Sadece PKK’lılarla ilgili bilgi verildi.

Kolombiya ve Panama bilgi vermiyor


Geçen yıl Kolombiya’da 4.9 ton, bu ay Panama’da 610 paket kokain ele geçirilmesine ilişkin soruşturma sürüyor. Narkotikten emekli bir kaynağım, Kolombiya’daki kokainin, ilan edildikten iki ay önce yakalandığını söylüyor. Bu kokainin kauçuğa emdirildiği düşünülüyor.

Kolombiya ile Türkiye arasında Haziran 2020’de telekonferansla bir görüşme yapıldı. Kolombiyalılar kokainin Balkanlar’daki uyuşturucu kartellerine ait olduğunu ve soruşturma yürüttüklerini söyledi. Ancak bir daha bilgi verilmedi.

Panama’daki kokain üzerine Türk büyükelçiliği, ilgili birime başvurdu. “Söyleyecek bir şeyimiz yok” denilerek, kapılar kapatıldı. Resmi yazı verilmedi. Açık kaynaklardan yapılan tespitlerde, kokainin konteynerde zulalandığı, geminin ilkin İtalya’ya gideceği, üç gün kaldıktan sonra Türkiye’ye yöneleceği öğrenildi. Uyuşturucu trafiğinde Suriye bağlantısı üzerinde duruluyor.