Beşiktaş ilk yarı takım ruhundan uzaktı. Taktik oyun ve mevki disiplini olmayan, tam kapasitesini ortaya koyamayan, sanki hazırlık maçı yapıyormuş gibi kazanma azminden, mücadele gücünden uzak bir görüntü sergiledi.

Sergen hocayı anlamış değilim. Oğuzhan, Josef, Atiba gibi ağır, temposuz ve pas yüzdesi çok düşük 3 oyuncuyla sahaya çıkarak bütün orta sahayı ve oyun üstünlüğünü rakibe verdi. Oğuzhan sıfır katkıyla oynamaya devam ediyor. Atiba da artık sahada değil, yardımcı olarak Sergen hocanın yanında yer almalı.

Güven ise, yanlış mevkide oynamanın kurbanı oldu, çok fazla pas hatası yapınca 1 hafta önce parlayan yıldızı dün söndü.

İkinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri doğruydu. Larin, Teixeira ve Necip takıma büyük dinamizm kazandırdı. Takımın temposu, pas yüzdesi arttı, Beşiktaş daha fazla topa sahip oldu, etkili akınlar yapmaya başladı. Ancak bu; galibiyete yetmedi. Galibiyet için daha fazla
savaşmalı ve daha net pozisyonlar üretmeliydi.

Beşiktaş özellikle ikinci yarıda kanatları çok iyi kullandı. Sağdan Ghezzal, soldan Larin ve Rıdvan ile etkili ataklar gerçekleştirdi. Merkezden ise Teixeira ile etkili hücumlar gerçekleştirdi ve golü buldu. Batshuayi’nin savunma arkasına derin koşular yapması, arkadaşlarıyla iletişimi, pas alışverişleri, savaşan bir karakter yapısı itibariyle örnek bir forvet olduğunu görüyoruz.

Başakşehir'in yediği golde Volkan bu kadar büyük hata yapıp, takımına gol yediriyor, sonra da takım arkadaşına kızıyor. Anlamak mümkün değil.

Sonuç olarak Beşiktaş’ın bu mücadeleyle, olmayan takım ruhuyla maçı kazanması mümkün değildi. Skor gayet normal.