Ülkeye acayip bir anlayış hakim... Muhalefete, muhalefet yapma! Muhalefet yapmıyor diye eleştirdikleri muhalefet sayesinde AKP Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlarına “ihaleleri canlı yayınlayın” talimatı verdi.

Muasır medeniyetler ölçüsünde gerçekleştirilmiş müthiş bir hamleydi... Hayırdır? Yapılabiliyordu da neden 20 yıl beklenildi? Bak oraya hiç değinilmedi... Sanırsın iktidara yeni geldi.

★★★

Nasıl olsa para kalmadı... İhale şeffaf, kasa şeffaf... Öyle ki; Kamu İhale Kanunu 192 kere değiştirildi... Kesmedi! Baktılar olmayacak, ihalesiz ihale vermeye başladılar.

Kamu ihalelerine fesat karıştırmak hapis yatmayı gerektiren suç olmaktan çıkarttılar. Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddesi var. O maddenin (b) bendini uygulayıp durum çok acilse gidip ihaleye çıkmam, paşa gönlümün istediğine ihaleyi veririm diyor.

★★★

Hep felakette olmamız nedeniyle büyük ihaleleri bu yolla veriyorlar ama çok göze batıyorlar... Bari belediyeler ihale yapıyormuş gibi görünsünler.

Ülkede 5-10 tane müteahhit rahat etsin diye 84 milyon kişi köle... “Cebimizden 5 kuruş çıkmıyor” dediler mi? Dediler! Ya sonra? Yandaş inşaatçıları zengin ettiler.

★★★

Kimler çağırılacak canlı yayına? Yayınlanınca rüşvet dönmeyecek mi? Komisyonlar ödenmeyecek mi? işi alacak olanlar seçilmiş vakıflara bağış yapmayacak mı?

Kim denetleyecek? Sayıştay... Cumhurbaşkanlığı personel başkanı Sayıştay başkanı olarak atandı. Şeffaflığa bak şeffaflığa... Aha ha ha...

★★★

Sahi Sakarya Arifiye’de Tank Palet Ana Bakım Fabrikası, Fırtına Obüsü, Poyraz mühimmat aracı, üreten tesis hangi ihale ile 2044 yılına kadar Katarlılar-BMC ortaklığına verildi?

Ülkede felaket varmış gibi yollar, köprüler, hastaneler, garlar, limanlar... On milyarlarca dolarlık ihale davet usulü dağıtıldı... Ne yapmayı düşünüyor onları?

Geçen yıl ihale yapıldı. Hiç ummadık bir şirket aldı. İhale iptal edildi. O şirket yeni ihaleye çağrılmadı. İhale yandaşa verildi. Var mı daha ötesi?

★★★

Peki, bundan sonra ne olacak? Yine ihaleye yine yandaş müteahhit katılacak. Değerinin çok üzerinde devlet ile anlaşacak.

İhaleyi alan işi yarı fiyatına verecek taşerona... Taşerona da aldığının daha altına başka taşerona... Hizmetin maliyet fiyatının 5 katı cukka...

★★★

Klasiktir... Şartnameler ihale verilecek şirkete göre hazırlanır. Genellikle diğerleri evrak eksikliği sebebiyle gönderilir eve... Muhammen bedel şişirilir... İhale verilir.

Sonrasında ek ödemeler istenir... Faturaya bindirdikçe bindirilir... Hatta paranın yüzde 90’ı alındıktan sonra iş yarıda bırakılır. Kalanı için yeniden ihaleye çıkılır.

Onu da işi yarıda bırakan kazanır! O kadar emindir ki; makinelerini alandan çekmeye zahmet etmez bile... Ne var? Yol yapan yolunu da yapar!



Sedat Peker bile isyan etti bu düzene!

Ortada milyonlarca dolar rüşvet, mala çökme, hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu ticareti ve onlarca daha suçlama... Konu ile ilgili geçtim dava açılmasından, araştırma bile yapılmaması ilginç değil mi? İpi ucunun kimlere çıkacağı belli...

Ne kadar aksini iddia ederseniz edin, duyarsızlaşıyoruz... İnsanın doğası böyle... Yaşamda tekrar tekrar karşılaşılan olaylar belli bir süre sonra kanıksanıyor.

★★★

İşin enteresan tarafı ortaya saçılan paraların hiç birinin Türk Lirası olmaması... Ülkede suçların bile döviz bazında fiyatlanması... Kimsenin Türk Lirası’nı rüşvet olarak bile almaması...

İyi de rüşvet alanlar insan değil mi? Onlar bile ekonomiyi yönetenlere ve para birimine güvenmiyorlarsa ne yapsın? Zarar mı yazsın? Enflasyon karşısında erimesini mi seyretsin?

★★★

Yollar, köprüler, havalimanları, hastaneler... Neden dolar bazında yapılıyor bütün ihaleler? Niye Türk Lirası’nı kabul etmiyor bu şirketler?

Bırakın Türk Lirası’na güvenmemelerini, Türk adaletine bile güvenmiyorlar! Olası anlaşmazlıklarda Londra’daki mahkemeleri yetkilendirip sözleşmeyi öyle imzalıyorlar.

★★★

Kim bilir neler dönüyor o ihalelerde... Az çok herkes tahmin ediyor asıl ortakların kimler olduğunu biliyor. “Ülkeyi ben mi kurtaracağım” tadında takılıyor.

Neyse ki henüz düşünce okuyamıyorlar. Dile getirmedikçe de dava açıp ceza kesemiyorlar.

Sedat Peker... Bırakın dile getirmeyi, çatır çatır sebebini, sonucunu, kişileri, olayları, saatini, yerini, miktarını, kanıtını... Onlarla bile ilgilenmiyor ülkenin savcıları... Aradığınız adalete henüz ulaşılamıyor.

★★★

Sedat Peker videolarına, tweetlerine devam etmezse iki ay sonra kimse ilgilenmez bu yaşanmış rezaletlerle... Unutulur. Ülkede hukuk bu halde...

Toplumsal olarak tepki falan kalmadı... Ahlaki olarak yozlaştı... Yolsuzluklar, yoksulluklar, yasaklar olağanlaştı... Türkiye’de sıradan bir gün...

★★★

Yahu Reza Zarrab çıktı, şuna şu kadar para yedirdim bu sayede beni kolladı diye açıklama yaptı. Peki, Zarrab Türkiye’de gündemi yeteri kadar meşgul etti, millet sıkıldı diye olay kapanıyor mu sanıyorsunuz? Dünyada işler öyle yürümüyor!

O kapanan bizim erozyona uğramış ahlakımız, hukuk ölçümüz... Rüşveti alanlar rahatça dolaşıyorlar yüzsüz yüzsüz! Hala adam muamelesi görüyorlar.

★★★

İyi de bunları Türkiye’ye kim anlatacak? Kim anlatsa vatan haini olacak. Zira çoğunluk yine inanmayacak. Yabancı güçlerin oyunu sanacak! Bize, bizden daha düşman bir ülke olmadığını ne zaman anlayacak?

Bu ülkede İktidar partisinin oy kaybına neden olacak her türlü haber milli meseledir, ihanettir! Hakkında yapılacak her türlü yorum dış mihraklar ile işbirlikçiliğidir...

★★★

Millet kendi derdinde... Düşünmüyor ki “biz nasıl bu hale düştük” diye... Adam tek tek anlatıyor işte... Hiç ağzını açmasa bir, iki yıl sonra elini kolunu sallaya sallaya girerdi ülkeye...

Dayanamadı, o bile isyan etti bu düzene... Ekonominin iyi olma ihtimali var mı bu kadar soygunun döndüğü bir ülkede...