65 yaş üstü yurttaşlarımız ikişer aşı oldular ama çileleri bitmedi!

Yine aynı garip yasaklar devam ediyor...

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Bilim Kurulu’nun, 65 yaş üstüne yaptıkları en büyük kötülük, onları hareketsiz bırakıp birçok hastalığa davetiye çıkarmaları!

65 yaş üstü yurttaşlar, ikişer aşı oldukları için, belki Covit-19 virüsünden ölmeyecekler ama karaciğer, böbrek, kalp ve damar hastalıkları dahil çeşitli hastalıklardan ve psikolojik sorunlardan ölüme sürüklenecekler!

Lebalep dolu salonlarda düzenlenen AKP kongrelerine ses çıkarmaya cesaret edemeyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 65 yaş üstünün gırtlağını sıkmakla korona salgınını önleyeceğini sanıyorsa çok yanılıyor!

Sonuç meydanda! Bütün Türkiye “Kıpkırmızı” oldu!

Demek ki suç “Günah keçisi” yapılan 65 yaş üstünde değilmiş!

★★★

Sağlık Bakanı’na “lebalep dolu AKP kongreleri” için ne düşündüğü sorulduğunda, vereceği cevapla “zülf-ü yare dokunur ve başı derde girer diye korktu”, soruyu şöyle geçiştirmeye çalıştı?

“Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydası olmadığı kanaatindeyim. Buradan bir ayrıcalık çıkarma hikâyesi oluşturmanın doğru olmadığı kanaatindeyim.”

Ne demek istedi Bakan?

Bakan Koca’ya göre: “Lebalep kongreler DOĞRU”, bunları sorgulamak ise “YANLIŞ” Konuyu gündemde tutmanın kimseye faydası yokmuş!

Aslında tam tersine faydası var. En azından, halka bol bol nasihat verirken kendilerinin bilerek yaptıkları yanlışlıklar, kontrolsüz toplantılar, yüzlerine vurulmuş olur!

★★★

Böyle bir yönetimin salgını önlemesi mucize olur! Yanlış anlaşılmasın. “Sağlık Bakanı istifa etsin” filan demiyorum. İstifa etse ne olacak ki? Değişen hiçbir şey olmaz!

Bu “Tek kişilik” sistemde ‘Bakan beyler, sadece bakıyorlar!’ o kadar!

Fahrettin Bey giderse, onun yerine kim gelir?

Yine aynı kafada birini oturturlar!

Sonuçta  “Ayvaz kasap, hep bir hesap” olur!

Yazık değil mi bu millete?


“Şehir Hastaneleri”nin yapımı yurdun dört bir yanında devam ediyor.

Bu işte büyük kazık var!

“Kamu-Özel Sektör İş Birliği” modeliyle 25 yıllığına işletilen hastanelerin arsaları devlet tarafından tahsis ediliyor. Kiracı durumunda olan Sağlık Bakanlığı, hastaneyi yapan şirketlere “25 yıl boyunca” milyarlarca lira tutarında kira ve hizmet bedeli ödemeyi taahhüt ediyor.

CHP Sağlık Politikaları Başkan Danışmanı Coşkun Bel, “Devletin 2020 yılında 10 şehir hastanesine kira ve hizmet bedeli olarak toplam 10 milyar 415 milyon lira ödediğini” açıkladı.

Sağlık Bakanlığı’nın bu yıl da şehir hastaneleri için kira ve hizmet bedeli olarak toplam 16 milyar 392 milyon lira ödeyeceğini belirten Coşkun Bel, uzmanlardan “Bu ödenecek 16 küsur milyar lira ile kaç hastane yapılabilir?” diye bir rapor istedi.

“1000 yataklı 28 hastane yapılabilir. Eğer yatak sayısı 500’e indirilirse bu parayla 58 hastane inşa edilebilir” diye rapor geldi.

Şehir Hastaneleri’nin işletme sözleşmelerinin içeriği “Ticari sır” denilerek saklanıyor. Sağlık Bakanı da CHP’nin soru önergelerine cevap vermiyor ve bu hastaneler değirmen gibi para öğütüyor. Yazık değil mi bu millete?

TEBESSÜM

Temel’in hatası!


Fadime, kocası Temel’e seslenir:

“Temel’ciğum, şu kuzuyu kes de, sana akşam nefis yemekler yapayım!”

Temel şaşırır:

“Niçun? Nereden çıktı bu yemek sevdası?”

Fadime kızar:

“Nasıl unutursun? Bugün evliluğumuzun 10’uncu yılı.”

Temel yine umursamaz:

“Ula Fadime, kuzunun ne günahı var? Benum hatamı niye kuzu çeksun?”

GÜNÜN SÖZÜ

Bir ülkede adalet yoksa, fukaralık kaçınılmaz sonuçtur!