Altuğ, 20 Aralık’ta döviz kurunun bir gecede düşmesini değerlendirdi. “Bankalar birbirine hem alıcı, hem de satıcı oldu, o şekilde düştü. Bu operasyon, iktidarın şikayetçi olduğu faiz lobisine yapılan en büyük kıyak, daha büyüğü olmadı” dedi.


Hangi konu tartışılıyor olursa olsun söz dönüp dolaşıp “20 Aralık akşamı ne oldu, yapılan operasyon ülkeyi ve halkı nasıl etkiledi, kısa ve uzun vadede ne gibi sonuçlar yaratacak” sorularına geliyor. Vatandaş deseniz “Madem dolar düştü, neden zamlar hâlâ devam ediyor” sorusunun cevabını aramakta. Doğrusu ben de o akşam olanların çok uzun süre önce planlanıp planlanmadığını, döviz kurunun haftalarca her gün yükselip sonra bir gecede düşmesinin nedenlerini tam olarak anlamanın peşindeyim. Kaç kişi anlatırsa anlatsın hâlâ bulmacanın bir parçası eksik duygusu taşıyorum nedense.

Devletin resmi verileri Merkez Bankası’nın 20-21 Aralık’ta hem doğrudan, hem de örtülü döviz satışı yaptığını, bankalardaki döviz mevduatlarında da düşüş değil, tam aksine artış olduğunu gösteriyorsa, vatandaş döviz almayı sürdürüyorsa kur nasıl düşürüldü? Bu soruları; 54. Hükümet’te (Refahyol) Başbakan’ın Ekonomiden Sorumlu Baş Danışmanı olan Prof. Dr. Sayın Osman Altuğ’a sordum.

BANKACILIK UZMANI Osman Altuğ, Marmara Üniversitesi Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmıştır ve Merkez bankacılığında uzman bir isimdir.


DOLAR BASMAK GİBİ

■ Hükümet, doların yükselişini haftalarca izledi, hep “Döviz kurları yükselse de düşük faizden vazgeçmeyiz” dediler ama bir yandan da doları düşürmek için MB milyarlarca dolar sattı. Buna rağmen TL değer kaybetmeye devam etti ve 20 Aralık gecesi birden durum değişiverdi. 20 Aralık’ta ne oldu da daha önce düşürülemeyen döviz kurları bir anda 18’lerden 12’lere düştü?

Birincisi, ortada cash (nakit) olarak dolar filan yok. Bankalarda “Dolar hesabımı kapatmak istiyorum” dediğiniz zaman o gün alamıyorsunuz, banka randevu veriyor, demek ki bir dolar kıtlığı var. Bunlar ne yaptı; sanki dolar menkul bir kıymetmiş, tahvilmiş gibi olmayan doları aldılar, olmayan doları da sattılar hesaptan. Dolar bir para, bir tahvil, hisse senedi değil. Yaptıkları bu, yani kendi dolarını basmak gibi bir düzenin içine girdiler. Ortada dolar yok, dolar ihtiyacımız her anlamda devam ediyor, bankaların da devam ediyor. Bu ortamda “satmış gibi gözükmek” diyebilirim ben buna. Ortada olmayan doları satıyorsun; “Açığa satış” yapılıyor, tam karşılığı bu.



ÖZ PARAMIZ DEĞİL, BORÇ

■ Oysa söylenen şey; kuru düşürebilmek için daha önceki 128 milyar doları erittikleri gibi Merkez Bankası rezervlerinin kamu bankaları üzerinden satılması.

O 128 milyar da bizim kendi öz paramız değil zaten, borç para. Yani, o zaman da cash para yoktu, bugün de yok. Merkez Bankası’nın kasasında 128 milyar dolar hiçbir zaman olmadı. Onlar borç, Merkez Bankası’nın borç olarak aldığı para.  O paraların bir kısmı da ipotekli, kullanma hakkı yok. Dikkat ederseniz hesapları yaptığınız zaman Merkez Bankası döviz rezervleri negatif çıkıyor. Şöyle özetleyeyim; 600 milyar dolar borcumuz var, bu paranın 150 milyarını Merkez Bankası’nın kasasında tutuyoruz, rezerv bu demek. Ama faizi ne üzerinden ödüyoruz; 600 milyar üzerinden, yani kullanmadığımız para üzerinden ödüyoruz.

TARİHTE BENZERİ YOK

■ Daha önce Merkez Bankası 6 milyar dolar sattığında da doların yükselişini durduramadı. Bu kez 8.6 milyar dolar sattığı söylendi, nasıl oldu da bu kadar düşebildi?

Bankalar birbirine hem alıcı, hem satıcı oldular, o şekilde düştü, Tarihte böyle bir operasyon yok. Bu operasyon, iktidarın şikayetçi olduğu faiz lobisine yapılan en büyük kıyaktır, daha büyüğü olmadı. Ak ve kara 20 Mart 2022’de ortaya çıkacak.

Ne yaptıklarını da ne sonuç doğuracağını da bilmiyorlar


■ Madem ki bir gecede döviz kurları düşürülebiliyordu, neden daha önce düşürmediler de 18’lere yükselmesini beklediler sizce?

Bu aynen Cem Uzan’ın devlet tahvili satması gibi. Onun da elinde devlet tahvili yoktu, açığa satmıştı. Ben bankayım diyelim, size devlet tahvili satıyorum ama elimde devlet tahvili yok, olmayan devlet tahvilini size açığa satıyorum, sizden para alıyorum. Para benim kasama giriyor, olmayan devlet tahvili de benden çıkmış oluyor. Bu da “olmayan doları satmak!” Dolar 18 TL olana kadar beklemelerinin birinci sebebi; ne yaptıklarını bilmiyorlar. Yani ayın 20’sinden evvel de bilmiyorlardı, 20’sinden sonra da yaptıklarının ne sonuç doğuracağını bilmiyorlar. Diğer nedeni birilerinin doları pahalıya satıp, ucuza geri alması için, çok büyük para kazandı bazı bankalar ve şahıslar.

■ Yaptıkları ne sonuç doğuracak?

Dolar ihtiyacını nasıl giderir bir ülke veya bir firma? Mal satar dışarıya, oradan elde ettiği parayla bu ihtiyacı karşılar. O dolarla ithalat yapar, borçlarını öder. Bizim, ithalatımız ihracatımızın çok üstünde, 100 milyar dolar civarında dış ticaret açığımız var. İthalat fazla olunca aradaki açığı borçlanma yoluyla kapatacaksın, borcu kimden isteyeceksin, doları olandan yani yabancı ülkelerden borç isteyeceksin, dünyanın en yüksek faizini ödeyeceksin. Veya iç piyasada cebinde dolar olandan isteyeceksin.

Turgut Özal

TURGUT ÖZAL BUNA “ALAVERE DALAVERE SİSTEMİ” DEMİŞTİ!


■ Maliye Bakanı Nebati “Alınan kararlarla ilgili toplantı yaptık, herhalde haberlerini aldılar” dedi. Dışarıya haber sızdığını kendisi söylemiş olmuyor mu?

Toplantıyı banka genel müdürleriyle yaptı, dışarıya haber sızmaması mümkün değil. Haberi alanlar çok büyük kâr ettiler, öyle böyle değil. Mesela sizin 1 milyon dolarınız var, ayın 20’sinde 18 milyon TL. yapıyordu, 12’ye düştü. Siz 6 milyon zarar ettiniz ama bilenler tam tersini yaptılar, paraları 18 milyon iken satıp, ayın 20’si akşamı 12’ye düştüğünde geri aldılar ve 6 milyon kâr etmiş oldular. Turgut Bey (Turgut Özal) buna “alavere, dalavere sistemi” demişti. Kur korumalı vadeli TL. mevduat hesabı. Bu sistem 1967’de başladı, 1983’te bitti, 78’de Ecevit zamanında Merkez Bankası’nın bankalara olan borçları ödenemedi, bankalarla İngiltere’de bir sözleşme yapıldı; Merkez Bankası’nın bu sistemden doğan borcu ertelendi, 3 yıl ödemesiz, 4 yıl vadeli. Yine de MB ödeyemedi, vade birkaç kez artırıldı. Şimdi Merkez Bankası “ben bu aradaki farkı ödeyeceğim” diyor ya, ödemezse ne olacak? Bankalara “Yok arkadaş ben bunların yerine sana devlet tahvili veriyorum” derse, o ne olacak?

Nureddin Nebati


■ Bunu yapabilir mi Merkez Bankası?

Daha önce yaşananı anlatıyorum ben size. Onun için de Turgut Bey “kur korumalı mevduat hesabı alavere dalaveredir” dedi. Bizde her zaman döviz kıtlığı vardır, o kıtlığı kapatabilmek için böyle birtakım numaralar yapılır, hülle. Şimdi, senin bu açtığın hesap para mı, değil. Para basmakla eş anlamlı yani bu, para basıyorsun.


MB GARANTİ VEREMEZ YASADA VAR


Kimler çok büyük para kazandı? Birçok kişi “20 Aralık günü dolar satanların açıklanmasını” istedi.

 

Operasyoncular kazandı. Kim olduğunu bilmiyoruz. Esas soru; “Açığa satışı kimler yaptı?” 20 Aralık günü dolar satanları açıklamazlar, Bankalar Kanunu’na göre banka sırrı var, isteyemezsin bile. Ama öbür taraftan, bu hesabın oluşumu tamamen Hazine zararına. Merkez Bankası’na garanti veriyor. Garanti, bir tür kefalet demektir. Merkez Bankası Kanunu’nda da “Kefalet veremez” diye hüküm var.