Sahil ile şehir arasında bir duvar gibi yükselen Sea Pearl Ataköy projesi ile ilgili “yetkin bir ağızdan” aldığım yorum:

■ İmara açılmaması gereken bir alan yapılaşmaya açılmış.

■ Araziye yüksek imar verilmiş.

■ Arazinin sahipleri, hedef kâr oranına uygun proje uygulamış.

Peki ne öneriyorsunuz diye soruyorum; “Kamu zararı Hazine’ye ödenmeli” diyor.

★★★

Bu projenin en tartışmalı yanı; emsal değeri konuttan  daha yüksek olan bir “turizm arazisinin”; kentsel yoğunluğu artıran konut projesine dönüşmesi.

İçinde bir otelin olması, projeyi topyekün turizm alanına sokar mı, uzmanlar yanıt verir.

Örneğin otelde 1 emsal alıyorsan, konutta yapılaşma oranı (emsal) 0.6’ya iniyor.

★★★

Ataköy sahilini halka kapatan proje olarak anılan Sea Pearl’de sitenin içine girmeden üç ayrı yoldan sahile inilebiliyormuş. Deneyen varsa söylesin...

★★★

Söylenen o ki; arsanın hakim ortağı Katarlılar projenin sahil kıyısına dayanmadığını, ihaleden sonra öğreniyorlar. Duyduklarında da hop oturup hop kalkıyorlar.

★★★

TOKİ’nin “İstanbul-Bakırköy-Ataköy Sahil Şeridinde Satılık Kıymetli Arsa” başlığı ile “açık artırma” usülü çıkılan ihale ilanına ulaştım.

★★★

İhale şartnamesinde 249 bin 960 olarak belirtilen inşaat alanı, projede 511 bin 600 metrekareye yayılıyor.

Bu farkın, lüks konut projelerinde yer alan SPA, garaj, sosyal alan gibi “satılabilir olmayan” metrekarelerden kaynaklandığı ifade ediliyor.

★★★

Turizm ve Rekreasyon Alanı” olarak 124 bin 980 metrekare arazi tanımlanıyor. Projede kullanılan arazi 127 bin 650 metrekareye çıkmış.

Aradaki 2 bin 670 metrekarecik farkın parasal karşılığı 25 – 30 milyon liralık bir yalı dairesi fiyatı olabilir.

★★★

Türk Telekom’un Lübnanlı Hariri ailesine satışında üstlendiği rol nedeniyle “Becerikli Abdullah” diye anılan merhum Abdullah Tivnikli’nin aile şirketi Eskim Holding, projeyi eleştirdiğim 31 Ağustos tarihli yazımla ilgili açıklama gönderdi.

★★★

Açıklama şöyle:  “Bugüne kadar projede hiçbir imar planı değişikliği yapılmadı. Proje satın alındığı tarihteki ilk (17 yıl önce deniyor) imar şartlarında inşa edildi.

★★★

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın itirazı üzerine projede yer alan 1’i otel, 1’i ticari bina olmak üzere 11 kuleden 1’i çıkarılıyor.

Açıklamada bu “ayrıntı” yer almıyor.

Çıkarılan kuledeki metrekareler, diğer kulelere rezidans eklemeleri yapmak suretiyle dağıtılırken dairelerin tavan yükseklikleri indiriliyor.

Artan metrekarelerden 2019 yılında 300 yataklı bir hastane çıkartılıyor.

★★★

İnsanın aklından Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı acaba bu projeye gerekli yükseklik verilmesi için mi iptal edildi sorusu geçmiyor değil...

1991 mevzi imar planında ne öngörüldü?


TOKİ ilanında; “Kültür ve Turizm Bakanlığı onaylı 20 Mart 1991 tarihli kesinleşmiş mevzi imar planına ((lokal bir parselde yapılan plan) göre, Emsal-2 ile  üretilen 249 bin 960 metrekare inşaat alanında; otel, apart otel, gazino, marina, yat kulübü, alışveriş tesisleri, lokantalar, kongre tesisleri, akaryakıt satış üniteleri, gösteri spor ve eğlence tesisleri, sağlık kulübü gibi tesisler yapılabilir” ifadelerini kullanılıyor.

Tapuya şerh konuldu mu?


Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı’nın 23 Eylül 2008 günü yapılan ihalesi, “İstanbul-Bakırköy-Ataköy Sahil Şeridinde Satılık Kıymetli Arsa” başlığı ile gazetelerde yayımlanan ilanda şu bilgi veriliyor:

“Bakırköy-Ataköy sahil şeridinde “Turizm ve Rekreasyon alanı” olan 124 bin 980 metrekare arsa, 650 milyon TL’den başlayan muhammen bedel ile açık artırma yoluyla satılacaktır.”

★★★

TOKİ Emlak Bankası’ndan satın aldığı araziyi, 850 milyon lira teklif eden KAT Turizm Gayrimenkul Yatırımları ve İnşaat şirketine devrediyor.

KAT hisselerinin yüzde 80’i Qatari Diar’e, yüzde 10’ar hissesi de Sinpaş, Eksim Holding’e ait.



★★★

Arazinin alınmasından sonra ortakların onayladığı mimari projenin müteahhitliğini Kuzu İnşaat üstleniyor.

★★★

KAT’ın açtığı mimari yarışmayı kazanarak, projeyi üstlenen Evrenol Mimarlık’ın web sitesinde 282 bin 325 metrekare konut inşa edildiği açıklanıyor.

Oysa ki şartnamede “konut” kelimesinin “k” si  geçmiyor.

★★★

Asıl soru şu ki; yine ihale şartnamesinde “Yaklaşık 68 bin metrekarelik kısım park ve yeşil alan olarak düzenlenerek halkın kullanıma sunulacak olup, bu  alanda kapalı inşaat yapılmama koşulu hususunda tapuya şerh konulacaktır” maddesi yerine getirildi mi?

Aynı soruyu 3 Eylül’de Eskim’e ve Sinpaş’a ilettim,  hâlâ yanıt bekliyorum...

“İstiklal Sergisi” İzmir’e ulaştı


İzmir’in kurtuluşu (1922), Cumhuriyet’in ilanı (1923) İzmir İktisat Kongresi (1923), İş Bankası’nın kuruluşu (1924), İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışı (1936); Cumhuriyet Türkiye’sinin kuruluş felsefesini aynı eksende buluşturuyor:

Askeri-ekonomik bağımsızlık, halkın iradesi ve iktisadi kalkınma….

Nasıl başarıldığını merak edenlere bir sergi önereceğim.



★★★

İstanbul ve Ankara’da 650 bin ziyaretçiye ulaşan Türkiye İş Bankası’nın “Büyük Zafer’in 100. Yılına Doğru İstiklal Sergisi”, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 99. yıl dönümü olan 9 Eylül’de 90. İzmir Enternasyonel Fuarı’ndaydı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde genişletilmiş olarak İstanbul’dan İzmir’e taşınan sergi, Kültürpark’taki yerinde bir yıl boyunca açık kalacak.

★★★

Balkan Savaşları’nın başladığı 1912-1922 on yıllık savaştan, 29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in ilanına kadar olan döneme odaklanan sergide; özel koleksiyonlardan ve devletin arşivlerinden edinilen sürecin tanığı obje, belge ve resimler yer alıyor.

★★★

Serginin küratörü senarist, yazar, televizyoncu, reklamcı İzzeddin Çalışlar’la aynı adı taşıyan dedesi Atatürk’ün en yakın silah arkadaşıydı...

İzmir’in kurtuluşundan sonra kente askeri vali olarak atanmıştı.

1939 yılında Orgeneral rütbesiyle askerlikten emekliye ayrılan Çalışlar; Aydın, Muğla ve Balıkesir milletvekillerindendi.

1951 yılında aramızdan ayrıldı.

★★★

İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten’in davetiyle sunucu Metin Uca’nın anlatısı eşliğine sergiyi gezdik. Torun Çalışlar’ın anlatımını merak etmiyor değilim.

★★★

Milli Mücadele’nin fotoğrafçısı ve yedek subay Etem Hamdi Tem’in objektifinden, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Büyük Taarruz” sırasında çekilen ve de Nazım’ın dizelerinde efsaneleşen Kocatepe fotoğrafı da orada...

“… Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,

eğildi, durdu.

Bıraksalar

ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı.”