Eve ekmek götürebilmek için, mezar gibi zifiri karanlık maden ocağına girersin girmesine de, kapısında beklemek zordur asıl.



Grizu patlar, alev alev yangın çıkar, hayalet misali gölgelerin telaşla koşuşturduğu galeriler karbonmonoksit dolar, bir defa nefes alırsın, felç olur yığılırsın, bir daha nefes alırsın, biter... Senden geriye, geride bıraktığın, her nefeste seni hatırlayan, yaşayan ölüler kalır.



Ayağında basma şalvar.

Sırtında el örgüsü hırka.

Saçında çiçek desenli yazma.

Henüz çömez muhabirken, hayatımda ilk kez Soma’da maden kazasına gittiğimde, böyle bekliyorlardı ocağın kapısında.

Ömür geçti kardeşim.

Aynı böyle bekliyorlar hala.



Soma’da böyle beklerler.

Kozlu’da da.

Ermenek’te de.

Yeniçeltek’de de.

Kar yağarken de böyle.

Sağanak altında da.

Ayağında basma şalvar.

Sırtında el örgüsü hırka.

Saçında çiçek desenli yazma.



Çünkü, her gün o mezara girip, günde anca 40 lira yevmiyeyle, anca bu kıyafeti alabilirsin, sevdiğine, çocuklarının anasına.



301 arkadaşının katledildiği o toplu mezardan sağ çıkarıldıktan sonra, beyaz sedyesi kirlenmesin diye ambulansa binmek istemeyen, can pazarında bile devletin-milletin malına titizlenen mübarek adamların, kadınlarıdır onlar...

Paraya doymayanlar onların sırtından milyar dolarlar kazanır, onların sırtında anca el örgüsü hırka.



Pırıl pırıl güneşli günlerde bile havada hüzün asılıdır maden havzalarında... 365 gün, bayram seyran, yılbaşı, hep aynı kaygı.

Oralara yolunuz düşerse şöyle bir bakıverin lütfen, kadınların yüzlerine... En mutlu göründükleri anda bile keder vardır gözlerinde.



O kara gün gelirse, bir tabutun peşinden sessiz sessiz ağlamaya bile çaresiz katlanılır ama, her gün o tabut çıkacak mı diye endişelenmektir, evin direği acaba bugün geri gelebilecek mi diye beklemektir mesele.



Ve dün, Soma faciasının patronunu kurtardılar.

Mahkeme heyetine Akp bürokratlarını atadılar, mahkeme kendi verdiği kararı iptal etti, yeniden karar alıp, patronu kurtardı.



Güya 7 bin 500 yıl hapsi istenmişti, katledilen işçi başına sadece 6 gün yatıp, çıkmıştı, dün itibarıyla külliyen yırttı.



İnsanı insan yerine koymayan düzendir bu.

Din-iman diye atıp tutup, insanı adeta böcek gibi gören bir düzen.

İşçiyi o gün, geride kalanları her gün öldüren, vicdansız bir düzen.



Ayağında basma şalvar.

Saçında çiçek desenli yazma.

Gözünü para hırsı bürümüş günümüzün köle tüccarları onların sırtından servet kazanır, onların sırtında anca el örgüsü hırka.