2019 yılının Mart ayında belediye başkanlarını seçmek için sandığa gittik. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ile Erdoğan’ın ‘jokeri’ Binali Yıldırım yarıştı. İmamoğlu 4 milyon 169 bin 765, Yıldırım ise 4 milyon 156 bin 36 oy aldı. 13 bin 729 oy farkla İmamoğlu kazandı.

Olabilemez, AKP’nin kalesi İstanbul kaybedilemezdi! Sahte oy, sahte seçmen icadı ile sonuca itiraz edildi. Gerçi sonradan ‘sahte’ denilen ne varsa hepsi unutuldu ama ite kaka yine de ‘belediye başkanlık seçimi’ iptal edildi! Seçim Haziran’da tekrarlanacaktı.

Tepkiler çığ gibi büyüdü, her kafadan ses çıktı... Seçim öncesi 5 liraya düşeceği söylenen dolar aldı başını gitti, 6.24 seviyesine çıktı! 128 milyar dolar henüz hazinenin kasasında duruyordu, emir kulu kamu bankaları talimatla artışı dizginlemek için ‘bir gecede’ 1 milyar dolar sattı! Böylece tekrarlanacak seçimlerin maliyeti kısa sürede milyar dolara yükseldi...

Fakat bir kesim vardı ki o çok fena kızdı bu katakulliye! Her şeyi göze alanlar, ‘onları’ hesaba katmamıştı! Bu kesim yapılanı, yapılmak isteneni her zaman gayet net gören halktı! İstanbul’un tamamında her gece tencere-tava çalıp isyan etti. Meydanlarda toplanıp, ‘hak hukuk adelet’ diye bağırdı... Baktı, kimse dinlemiyor sözünü; tüm tatil rezervasyonlarını iptal edip Haziran’da kurulacak sandığı bekledi.

O güne kadar ‘biz yaptık oldu’ diyenlerin hesaba katmadığı bu ülkenin yurttaşları sandığa koştu. Sonuç? Millet, ‘kendi iradesine yapılan haksızlığı’ ezdi geçti!

Avrupa’da bir ülkenin nüfusu kadar, 8 milyon 746 bin 566 İstanbullu’nun dediği olurken aradaki oy farkı 13 binden 806 bin 415'e fırladı! Haksızlığı düzelten millet, tencere tava çalmayı bıraktı, öfkesini yatıştırdı işine gücüne döndü...

***

Az gittik, uz gittik bir de baktık, ‘milletin sandık dersi’ unutulmuş! U-laştırma bakanı, mahalledeki mızmız çocuklar gibi topunu kucağında sımsıkı tutup “bunlar benim” diyor ve bazı metro hatlarına isminin “U” halini veriyor!

Tam yapılanın çocukluk olduğunu düşünüp, “Türkçe’de harf çok... R de diyebilirler, T de diyebilirler, E bile diyebilirler. Hatta canları isterse hepsini birden diyebilirler” deyip şakaya vuracağız, bu kez yeni bir mızmızlanma üretildi!

U-laştırma bakanlığı U haline gelenler ve yeni yapılan iki yeni “U” metro hattının işletmesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devretmeyip, kendisi gıcır bir şirket kuracakmış! Hatta bu iş için yetişmiş eleman transferine bile başlanmış...

Denk getirseler sıkılmadan İstanbul’u “bizim taraf-karşı taraf” diye ikiye bölecekler!

“Hadi canım böyle şey mi olur” demeyin, U-laştırma bakanı yaptı bile...

Gazeteciler, “M ve U harfleri yüzünden milletin kafası karışmayacak mı” diye sordu. Şu yanıtı verdi U işleri bakanı: “Niye karışsın ki? Altında metro yazıyor zaten! İşin kendisine odaklanalım. İstanbul’da büyük işlerimiz var. 7 tane metro yapıyoruz. Ama karşı taraf hiçbir iş yapmadı...”

***

Londra Metrosu 400 kilometre, New York Metrosu 380 kilometre, Paris Metrosu, Berlin Metrosu, Moskova Metrosu... Hepsi ünlü, hepsini de milyonlarca insan kullanıyor.

Londra Metrosu için mesela, İngiltere’nin hem Muhafazakar Partili hem de Hristiyan olan Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, Londra Belediye Başkanı için, “Sadık Han hem İşçi Partili hem de Müslüman” deyip, Londra Metrosu’nun “U”olan simgesini bir gecede “M” olarak değiştirdi mi?

Yürüyüş Partili Fransa Ulaştırma Bakanı Djebbari kafaya göre, partisinin lideri Macron’a rakip olarak cumhurbaşkanlığına adaylığını da koyan, ‘Sosyalist Partili Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo’ için karşı taraf deyip metro duraklarına bakanlığının baş harfini koyduruyor mu?

Böyle tuhaflıklarla uğraşıp kendilerine kimseyi güldürmezler! Bu gariplikler medeni ülke insanlarının rüyalarında bile olmaz!

***

Görürsünüz, bizimkiler bu hızla U’lar için ayrı bir geçiş sistemi bile kurarlar! Hani metroda, otobüste içinde para olmayan AKbil’ler sahibini rezil eder gibi ötüyor ya, U’yu kullanan da AKbil’i basınca car car rezil eder sahibini! U-culara öneri; şöyle bir dış ses yükleyebilirsiniz turnikelere. Şahane olur: Burası babamın malı, haydi başka metroya!

Fakat, bu memleket kimsenin babasının malı değil...

Bakın İstanbul’da her gün ne oluyor?

M’si, U’su tüm raylı sistemler koronavirüs kapanmalarına rağmen 2020 yılında 262 milyon 287 bin kez kullanıldı! Bu rayların üzerinde her gün 3 milyon insan işine, okuluna, gezmeye gidip geliyor.

Bu milyonlar kim biliyor musunuz?

Hesaba katmıyorsunuz onları, söyleyeyim...

2019 Haziran’ında katakulliye ‘sandık dersi’ veren, dişinden tırnağından artırdığı vergilerle sizlerin dörder beşer maaşlarınızı ödedediği gibi, “El oğlu metroyu ucuza yapıyor, bizimkiler neden bu kadar pahalı” bile demeden bu metroları yapan, memleketteki herşeyin olduğu gibi tüm raylı sistemlerin de gerçek sahipleri, yurttaşlar...

U-laştırma yaparken gargaraya gelip unutmuş olabilirsiniz, bilginiz olsun!