2014 yılıydı. Hukuk Profesörü Hayrettin Ökçesiz, Cumhurbaşkanı seçilen ancak Başbakanlık görevini de sürdüren Recep Tayyip Erdoğan’ın bu durumunun yasalara aykırı olduğunu belirterek, suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu işleme alınmadı ama çalıştığı üniversite Ökçesiz hakkında soruşturma başlattı!

***

Zeytinburnu’nda bir kişinin darp edildiğini gören Z.D. isimli yurttaş 155’i arayarak yardım istedi. Olay yerine gelen güvenlik ekipleri, “Onlar polis, sen kimi şikayet ediyorsun” diyerek Z.D.’yi gözaltına aldı!

***

Henüz İYİ Parti kurulmamıştı. Meral Akşener, 2017’de yapılan referandumda Yüksek Seçim Kurulu’nu eleştirdi. Olay geçip gitti. 2021 yılına gelindi, Akşener artık İYİ Parti Genel Başkanı’ydı. O eski olaydan ötürü hakkında dava açıldığını öğrendi!

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu eleştirdi. Bir milletvekili, Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. Fezleke hazırlandı, dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor.

***

Mehmet Boynukalın Ayasofya baş imamı iken, “Laiklik Anayasa’dan çıkarılmalı” diye akıl verdi. Siyasi partiler suç duyurusunda bulundu. Boynukalın, bu görevinden istifa etti. Suç duyurusu unutuldu.

***

İlahiyatçı Ebubekir Sifil, Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman için “öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazları kılınması” dedi. Açık tehdit karşısında hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Karar çıktı: Soruşturmaya gerek yok! Bu kez, Yılmaz Özdil köşesinden bir yazı yazdı, Sifil suç duyurusunda bulundu. Kabul edildi, dava açıldı. Özdil hakkında 2 yıl 4 ay hapis cezası isteniyor.

***

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciler ve akademisyenler aylardır eylem yapıyor. Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanı prof. dr. Cevdet Kılıç, sosyal medya hesabından, “Biz eylem falan yapmayız. Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz” diyerek Boğziçililer’i tehdit etti. Hakkında suç duyusunda bulunuldu. Durum ne, kimse bilmiyor.

***

Koronavirüs salgınında milyonlar herkesi dinledi ama işini hakkıyla yapan birkaç iyi insana inandı hep. Onlardan biri de Prof. Dr. Mehmet Ceyhan. Hoca, salgınla ilgili alınan önlemler ve aşılama eksiklikleriyle ilgili açıklamasından ötürü “Halkı paniğe ve korkuya sevk etmek” suçlaması ile CİMER’e şikayet edildi. Doğruları söylediği ve soru sorduğu için savunması istendi!

***

Sedat Peker 8 tekmil yayınladığı videolarında sayısız belge, belge yerine geçebilecek itiraf, itiraf yerine geçecek yer ve zaman belirterek isimler vererek açıklamalar yaptı. Peker hakkında suç duyurusunda bulunuldu!

***

Anadolu’da güzel bir söz var, “Vururken, vurmaaa diye bağırıyor...” Bizde öyle çok örnek var ki... Yaz yaz bitmez.
Son kurban, oyuncu Ezgi Mola...

Batman’da tabancayla intihara kalkışan, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiriren 18 yaşındaki İpek Er olayını duymayan kalmadı. Genç kız arkasında bıraktığı mektupta uzman çavuş Musa Orhan’ı kendisine cinsel saldırıda bulunmakla suçlamıştı. Dava açıldı. Fakat, sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Bu karar, insanların adalet duygusunu yaraladı. Yargılama devam ederken, sosyal medyadan ‘sanık neden tutuklanmıyor’ mesajları hiç kesilmedi.

O mesajlardan biri de ünlü oyuncu Ezgi Mola’ya aitti. Mola, “Tecavüzcü şerefsizi dışarı salan vicdanınızda boğulun. Artık yasa, dua, dilek, istek, rica, umut her şeyi elimizden aldınız ya! Ne diyim! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun” diye mesaj attı.

Vay sen misin tutuklansın diye tepki gösteren. Sanık avukatı, Ezgi Mola hakkında ‘müvekkilime hakaret etti, üstelik bir özür bile dilemedi” diyerek suç duyurusunda bulundu. Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesi de suç duyurusunu kabul edip dava açtı, 2 yıl 4 ay hapis cezası isteniyor şimdi.

Davalar sürpriz mi peki? Hayır...

Fakat başka bir sürpriz, belki de bir devrim yaşanıyor son zamanlarda!

Eskiden olsa, başına haksızlık gelen biri o haksızlıkla kendi cebelleşmek zorunda kalır, kuytularda gözyaşı döküp tek başına mücadele etmeye çalışır, çoğu zaman da pes eder, rüzgar gülü şakşakçı medya toplumu uyutur konu da unutulur giderdi.

Artık değişiyor işler...

Haksızlığa uğrayan zengin fakir, ünlü ünsüz, kimli kimsesiz, partili partisiz, kedi, kuzu, kuş, ceylan, kurum, kuruluş, bayrak, vadi, dere, ‘üç beş ağaç’, orman... Kim olursa olsun, ne olursa olsun öyle büyüyor ki sosyal medyada ‘haksızlığa karşı’ tepki. İnsanlar ‘kendine yapılmış’ gibi dikeliyor yapanların karşısına!

İşte Ezgi Mola... Kısa sürede on binlerce ‘EzgiMolaYalnızDeğildir’ mesajı atıldı, atılıyor hala.

Bu, bilinenlerin tümünden daha hızlı, daha kesin ve daha etkili bir örgütlenme.

Beş dakikada çığa dönüşen bu şey enerjisini dünyanın en güçlü yakıtından, insanın haksızlığa karşı direnme bilincinden alıyor.

Bir nevi, partiler üstü Haksızlığa Karşı Çıkanlar Partisi!

Kendiliğinden kuruluyor üstelik, duyurulur...

İyi ki sosyal medya var, iyi ki adaleti arayan, haksızlığı kendine yapılmış gibi hisseden iyi insanlar çoğalıyor Türkiye’de.