“Ana muhalefetin başındaki adamın (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) geçmişine baktığında zaten bunlar Amerika’daki liderlerin, afedersin lider poposunu trabzana dayıyor o da karşısında el pençe divan duruyor. Tabi bu dönemler geride kaldı. Böyle bir Türkiye yok artık. El pençe divan duran bir Türkiye yok. Herkes bunu bilecek, buna göre konuşacak. Dik duruş bizim için önemli....”

Ekim 2017’de böyle dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan. 

Kılıçdaroğlu’nun dış politikadaki zafiyetlere dikkat çekip kendisini eleştirmesi üzerine de Saray’da valilere konuştu. “Afedersin lider poposu” diye de bir fotoğrafı tarif ediyordu aslında. Rahmetli Bülent Ecevit, ABD Başkanı Clinton’un konuğu olarak Beyaz Saray’da ağırlanıyordu. Clinton bir koltuğun sırt kısmına ilişmiş, karşısında da onunla sohbet eden Ecevit... Bu samimi fotoğraf çok tartışılmıştı o zamanlar. Gerçi Ecevit DSP Genel Başkanı idi ama, Erdoğan CHP liderini onunla köşeye sıkıştırmak istiyordu.

Aradan dört yıldan biraz fazla zaman geçti. CHP lideri, Erdoğan’ı Biden’a karşı tepkisiz kalmakla suçladı. Grup konuşmasında, “Biden’a karşı arslan gibi kükremesi beklendi ama kedi gibi bir ses çıktı” dedi... Erdoğan, CHP’ye bu kez hangi fotoğrafla yanıt verecek bilemem. 

Bildiğim, Erdoğan’ın konuşmasında 5 kez Biden, 5 kez de sayın Biden dediği...

Biden, ‘soykırım’ dediği konuşmasında başka bir halt daha yiyerek, 1453 yılından beri İstanbul olan İstanbul’a Konstantinopolis dedi! Erdoğan, mutlaka okkalı bir şey diyecekti... Çünkü ilk göz ağrısı, belediye başkanlığı da yaptığı, çılgın projesinin esin kaynağı İstanbul onun için kırmızı çizgiydi. Boşuna beklendi... 

Dediği şuydu: “ABD Başkanı Biden ile Haziran ayında kararlaştırdığımız görüşmede tüm bu konuları yüz yüze değerlendirerek yeni bir dönemin kapılarını aralayacağımıza inanıyorum!”

Erdoğan’ın iktidardaki 19 yılın ardından ‘olgunluk’ dönemi başlamıştı sanırım. Bu yüzden Biden’in ‘seviyesine’ inmemiş, ‘büyüklük bizde kalsın’ diye düşünmüştü! Hayret bir durumdu ama duymaya alışkın olduğumuz meşhur ‘Eyy’ nidasını da kullanmadı hiç...

ABD tehditleri, ambargosu, Avrupa’nın baskılarına rağmen 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlatan hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit, 5 Kasım 2006 yılında vefat etmişti. Geleneklerimizde ölmüş insanın arkasından konuşulması pek hoş karşılanmazdı ama Erdoğan, 2017’de ‘el pençe divan duruyor’ filan diyerek ‘öldüğü için’ kendisini savunamayacak biri üzerinden Kılıçdaroğlu’na yüklenmişti.

Hadi ‘Soykırım koca bir yalan. Bunu mu ciddiye alacağız’ dediniz, biz de ‘yetmez ama inandık’ diyelim..

Adam çıktı İstanbul’a ‘Konstantinopolis’ dedi. Bu da mı ciddi bir durum değil? Hiç olmazsa ona bir ‘Eyy’ gelseydi...

Ecevit’in Beyaz Saray’daki fotoğrafını eleştirip “dik duruş bizim için önemli” diyorsunuz da,  insanı kahreden bugünkü sessizlik tarih sayfalarına nasıl bir fotoğraf bıraktı acaba?

Türkiye’yi yukarıdan izliyorsa Ecevit, acı acı gülümsüyordur bu duruma!