Ulu bir çınar fırtınalara, depremlere, sellere, kuraklığa ve hatta biz insanlara bile yüzyıllarca direnir direnir de günü gelince çat...

Ormanın kralı kükrer, ceylan, zebra ne denk gelirse yer, hareminde borusunu öttürür, zamanı gelir kediye döner, sırtlanın akbabaların karnını doyurur.

Başka yönlerde yürüyormuş gibi görünenlerin kırılma noktaları enteresan bir şekilde paralellik gösterir zaman zaman! Nedenleri, niçinleri ile birbirlerine çok benzer sonlar... Göle su taşıyan derecikler kurur önce, ardından göl çöle döner!

Yani her şeyin bir kırılma noktası var bu dünyada.

Mesela...

Biri, 2013 yılından beri Metin Feyzioğlu’nun Türkiye Barolar Birliği(TTB) Başkanlığı’ndaki iktidarı.

Öbürü, 2002 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nde devam eden AKP iktidarı!

***

Feyzioğlu’nun 8 yıllık iktidarına bakalım...

Memleketteki barolardan hiç olmadığı kadar aykırı ses yükseliyordu epeydir... Yapılacak ilk seçimde işler ters gitmesin diye şunu yaptılar Meclis’te, Feyzioğlu izledi!

AKP iktidarı çoklu baro yasası çıkarmak için harekete geçti! Yasaya göre, 30 üyeli bir baro 4 delegeye sahip olacaktı! 10 bin üyeli İzmir Barosu mesela topu topu 5 delegeye sahip hale gelecekti! 10 baro oy verirse TBB olağanüstü genel kurula gidebilirken yeni yasa ile bu sayı 25’e çıkıyordu! Yasanın tek bir izahı vardı; iktidarla beraber yürüyecek Türkiye Barolar Birliği yaratmak!

Meclis’te ‘çoklu baro’ tartışılırken, tasarıya karşı çıkan baro başkanları ve avukatlar ‘savunma nöbeti’ tuttu günlerce. Türkiye’nin her köşesinden gelen baro başkanları Ankara Adliyesi’ne yürüdü. Baro başkanları ve avukatlar, evleri sayılan Adliyeye sokulmadı! Barolar, tepki için Ankara’da ‘Büyük Savunma Mitingi’ kararı aldı.

Ankara Valiliği bekliyordu, anında “Her türlü eylemi 15 gün yasaklıyorum” dedi! Baro başkanları suç duyurusunda bulunmak için Sıhhıye Adliyesi’ne gitmek istedi. Polis biber gazı sıktı hakkını arayanlara!

Bütün bunlar yaşanırken Türkiye Barolar Birliği’nin başkanı ortada yoktu! Direnişinin 27. saatinde Feyzioğlu ortaya çıktı nihayet! Avukatlar Feyzioğlu’na arkalarını dönüp şunu dedi: Gölge etme yeter!

AKP’nin dediği, Feyzioğlu’nun izlediği şey oldu, çoklu baro yasası çıktı bu arada!

Saray’da topladığı kalabalık bir gruba sesleniyordu bir gün dünya lideri. Müjdemi isterim diyerek, avukatlara yeşil pasaport verileceğini ilan etti. Müjde dediği de tüm avukatlara değildi; TBB ile Adalet Bakanlığı’nın belirleyeceği ‘şanslı’ avukatlara verilecekti sadece! Metin Feyzioğlu da salondaydı, oturduğu koltukta zıplaya zıplaya nasıl alkışladı dünya liderini, görenler unutamadı.

Alkışlaması olay olunca şunu dedi TBB başkanı: Ben o görüntülere bakınca candan sevinen, çocuk gibi sevinen bir başkan gördüm!

Çocuk gibi sevinen başkanın Saray’la muhabbeti çok iyi olduğu için bir gün dünya liderimizin nasıl biri olduğunu sordular kendisine, şu yanıtı verdi: Tayyip Bey gerçek bir insan! Plastik değil... O gerçekten öfkeleniyor, gerçekten gözleri doluyor, gerçekten gülümsüyor!

Türkiye Barolar Birliği başkanı olarak pazar günü kürsüye çıktı Metin Feyzioğlu. Çoklu baro yasası karşısında Ankara’da eylem yapan baro başkanlarının yanına gidip destek vermek yerine AKP iktidarı ile görüşmesine getirdi konuyu, ‘yanlış yaptım’ dedi oy istediği avukatlara ve ekledi: Haklısınız!

***

Memlekette, 19 yıldır devam eden AKP iktidarı peki?

“Ankara’da Çankaya’yı, İzmir’i, Kadıköy’ü, Diyarbakır’ı istiyorum” diyen dünya liderimizin arzusuna uyularak AKP iktidarında şöyle yapıldı, yerel seçimlerden önce...

İstanbul’da CHP’nin kalesi Kadıköy’ü böldüler, Ataşehir ilçesini kurdular. İzmir’de bölüp Karabağlar, Bayraklı ilçelerini kurdular. Ankara’da, Diyarbakır’da, Antalya’da, Eskişehir’de, Sakarya’da, Samsun’da, Erzurum’da, Kocaeli’nde, Mersin’de de bölüp bölüp yeni ilçeler kurdular.

İstanbul’da baktılar AKP adayı kazanamadı. Sadece büyükşehir belediye başkanlık seçimlerini iptal ettiler! Ayıp, günah demeden seçimi tekrarlattılar...

Şark kurnazlığı ile ilçeleri kırpıp kazanmaya kalktılar. Ne oldu?

Seçimi iptal ettirenlerin çoğu ‘Hamdolsun’ imam hatipliydi. Allah’ın sopası yok! İstanbul’un başına yurttaşların oylarıyla İmamoğlu geçti!

***

Tercih edip yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın arasında bir yerlerde duyulmaya başlar ‘kırılmadan önceki son çıkış’ gibi çatlama sesleri!

Sorgulamaz, hesap vermez, bana bu sesten bi şey olmaz dersen kaçınılmaz bir şekilde gelirsin o noktaya! İşlerin ‘inceldiği yerdir’ kırılma noktası derler... Aynaya bakarken kendine bile söylemediğin ama hissedip için kıpır kıpır beklediğin ya da hiç beklemediğin bir zamanda yüzleşirsin! İllaki kırılır...

Yaşananlara bak sonuç değişmez, Metin Feyzioğlu örneğindeki gibi olur hep... Sandığa giden avukatların, baro başkanlarının ya da yurttaşların oyları karşısında allame-i cihan olsan geldiğin gibi gidersin!