AKP ve MHP tarafından hazırlanan 40 maddelik “Sansür Yasası” teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri devam ederken, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Abdülhamit döneminde Yıldız Sarayı Başkatipliği’nin 9 maddelik yönergesini Meclis kürsüsünden okudu ve Sansür Yasası ile 1878’e dönüş uyarısı yaptı. İşte CHP’li Bülbül’ün 2022-1878 karşılaştırması:

YIL 2022, AYNI ŞEYLER

- 1878’i hatırlayın, istibdat dönemini hatırlayın. Bu dönemde Yıldız Sarayı Başkâtipliği’nden Matbuat Müdürlüğü’ne gönderilen bir yönerge var, 9 maddelik yönerge. Bu yönergede neler var? Yıllar geçmiş, 1878 yılından 2022 yılına gelmişiz, aynı şeyler var, getirdiğiniz bu yasa teklifiyle benzeşen birçok şey var. Yıldız Sarayı Hümayunu Baş Kitabet Dairesi tarafından gönderiliyor. İstibdat döneminde sansürün nasıl uygulandığını bu belgelerden de anlıyoruz.

- 1. madde: “Her şeyden önce Padişahın değerli sağlığına, ürünlerin durumuna, ticaretin ve sanayinin gelişmesini bildiren haberlere öncelik verilmesi.” Nerede var? 1878’de var, burada da var. Padişah kim? Sizin takdirinize bırakıyorum.

- 2. madde: “Milli Eğitim Bakanlığının ahlak açısından onaylamadığı hiçbir romanın veya yazı dizisinin yayınlanmaması.’ Çok ilginç; burada da var.

- 5. madde: “Kişilere sataşılmaması; bir vali veya mutasarrıfın hırsızlık yaptığı, para yediği, adam öldürdüğü veya ayıplanacak bir iş yaptığı söylenecek olursa saklanması gerekir.” Bakın arkadaşlar, yüz yıl önce!

- 6. madde: “Kişilerin ve vilayet ahalisinin bazı yolsuzlukları bildirmek için Hükümdara verdikleri dilekçelerin yayınlanması kesinlikle yasaktır.” Yolsuzlukların yayınlanması kesinlikle yasaktır, 1878’de. Arkadaşlar, bazı kötü niyetli kişilerin yersiz yorum ve gözlemlerine yol açabileceği için bu yönergenin gazetede yayınlanması yasaktır. 1878 arkadaşlar. İstibdat döneminde sansürün nasıl uygulandığını bu maddelerle anlıyoruz. Bunlar o döneme ait gibi görünse de, kısaca 1878’de ne varsa, şu anda bunları yaşıyoruz. 1878’de ne varsa, istibdatta ne varsa şu anda bu var. Ama bunun çözümü basit: Demokrasiyi, özgürlükleri, hukuk devletini biz getireceğiz, bu işi çözeceğiz arkadaşlar.

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül


14 MADDESİ KABUL EDİLDİ

TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanan 40 maddelik ‘Sansür Yasası’nın 14 maddesi kabul edildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen yıl yaz aylarında ülke çapında yaşanan büyük yangınların ardından sosyal medyadan yapılan bazı paylaşımlara tepki göstererek, “dezenformasyon ve yalan haberle mücadele” için yasal düzenleme yapılacağını açıklamış ve parti buna dönük çalışma başlatmıştı. İktidar partisinin yaklaşık 8 aydır üzerinde çalıştığı yasal düzenleme Meclis’in açılışının ardından Genel Kurul’a getirilmişti. Kamuoyu ve basın meslek örgütleri seçim öncesi getirilen yasanın sansür yasası olduğunu belirterek karşı çıkıyor.

Teodor Kasap’ın karikatürü.

Telgraf sansürü ile haberler denetlendi


Tüm basılı yayın ve gazetelerin bürolarının teftiş edildiği, gazetecilerin sıkı bir denetime tabi olduğu, cezaların, tevkif ve sürgünlerin ardı ardına uygulandığı istibdat döneminde sansür, gölge oyunu Karagöz Hacıvat’a kadar uzanmıştı. Her tür ulusalcı roman ve başka dillerden çeviri aşk hikâyeleri yasak kapsamındaydı. Avrupa basınında yer alan II. Abdülhamit muhalifleri ve Osmanlı-Rus Savaşı’na ilişkin haberler de telgraf sansürünü getirdi. “Osmanlı toplumunu dışarıdan gelecek mikrop ve hastalıklara karşı koruma iddiasıyla” yaratılan sansür sistemi ile ağır sansür koşullarında yayınlarını sürdürmeye çalışan gazetelerin, haber kaynakları da denetlenmeye başladı. Osmanlı basın tarihinde Türkçe olarak çıkarılan ilk siyasi mizah dergisi Diyojen’i yayımlayan Teodor Kasap’ın 1877 yılında çıkardığı Hayal dergisinde yer alan bir karikatürü nedeniyle 3 yıl hapse mahkum oldu, dergisi kapatıldı. Karikatürde şu diyaloğa yer veriliyor:

-Nedir bu hal Karagöz?

-Kanun dairesinde serbesti Hacivat...

Avrupa Konseyi’nden Meclis’e reddet çağrısı


Avrupa Konseyi, Sansür Yasası’nın ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini ve seçim öncesi gazeteciliğe büyük zarar vereceğini söyledi.

Kamuoyunda ‘sansür yasası’ olarak bilinen Basın Kanunu’nda değişiklik içeren 40 maddelik teklife bir tepki de Avrupa’dan geldi. Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerinin anayasa ve yasalarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ve Konsey’in ilkelerine uygun olup olmadığını denetlemekle hükümlü Venedik Komisyonu, Meclis’e yasayı reddetmesi çağrısında bulundu. Türkiye’nin önerdiği “dezenformasyon” tasarısının ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini ve gelecek yıl yapılacak seçimler öncesinde gazeteciliğe daha fazla zarar verebileceğini söyledi.

ENDİŞE DUYUYORUZ

Yapılan açıklamada, metinde seçim öncesi düzenlemenin potansiyel sonuçları nedeniyle ‘endişe’ duyulduğu vurgulanırken, yasa tasarısının hapis cezaları ve diğer yansımalarının amaçlarıyla orantısız olacağını ve “ifade özgürlüğünün keyfi kısıtlamalarına” yol açabileceğini söyledi. Avrupa Konseyi’ne bağlı Venedik Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, “Komisyon, özellikle, Haziran 2023’te yapılacak seçimler göz önüne alındığında, bu yasanın olası sonuçlarından endişe duyuyor” ifadeleri yer alırken, ‘oto-sansür’ endişesine dikkat çekildi. Ayrıca, Türkiye’deki yasaların dezenformasyonla mücadele için yeterli olduğu vurgulandı.

23 SAYFALIK AÇIKLAMA

“Demokratik bir toplumda yanlış bilgi ve dezenformasyona karşı koymanın cezai olmayan alternatif yolları olduğu” kaydedildi. 23 sayfalık açıklamada, “Teklif, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından korunan ifade özgürlüğüne müdahale teşkil ediyor” ifadesi kullanıldı. Dezenformasyon yasasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine yönelik görüş, 21 ve 22 Ekim tarihlerinde Venedik Komisyonu’nun bir sonraki genel oturumuna sunulacağı da belirtildi.

Sudan’ın gerisine düşeceğiz


İYİ Partili Bedri Yaşar, Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında 149’uncu sırada yer aldığını belirterek, “Yasa çıkarsa son sırada yerimizi alırız” dedi.

Bedri Yaşar


Basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer alan Türkiye’nin, Sansür Yasası çıktıktan sonra daha da gerilere düşeceği öne sürüldü. İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, “Bu düzenleme sonrasında Türkiye muhtemelen Sudan ve Myanmar’dan sonra son sırada yer alacaktır” dedi.

Türk Ceza Kanunu’na eklenecek olan ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçuyla’ haberi yapana ve yayana 3 yıla kadar hapis cezası geleceğini hatırlatan Yaşar, yaşanacak tehlikeye dikkat çekti: “Düzenleme bu hâliyle ülkemizde ne basın bırakır ne de yayın, yalnızca yandaş basın bırakır. Zaten dışarıdan bakıldığında basın özgürlüğünde durumumuz hiç de parlak değildir; Türkiye, basın özgürlüğünde 180 ülke arasında, maalesef 149. sırada yer almaktadır. Bu düzenleme sonrasında Türkiye muhtemelen Sudan ve Myanmar’dan sonra son sırada yer alacaktır.”

Yaşar, düzenlemeden sonra yerel basının ağır darbe alacağını söyledi, “Pek çoğu kapanacak veya kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır” dedi.