65+ Yaşlı Hakları Derneği, ilçe belediyeleri arasında Dünya Sağlık Örgütünün 2006dan bu yana yaygınlaştırmaya çalıştığı Yaşlı Dostu Kent Ağı kavramını hayata geçirecek bir Yaşlı Dostu Kentler Birliği kurulmasında kolaylaştırıcı rolünü sürdürmek üzere harekete geçti.

Proje kapsamında yaşlılık politikaları ve hizmetleri geliştirme konusunda istekli ya da farklı tecrübelere sahip belediyelere kentsel politikalar konusunda uzman desteği, hizmet içi eğitim desteği, yaşlı hukuku alanında mevzuat ve hukuki destek sunulması ile tecrübe paylaşımı hedefleniyor.

Artan yaşlı nüfusunun ihtiyaçlarına çözümler sunmak için hızla yol almak gerektiğini vurgulayan 65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkan Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, Türkiye yüzde 9,74'lük oranıyla halen birçok ülkeden daha düşük bir yaşlı nüfusa sahip olsa da dünyada yaşlı nüfus eşiği kabul edilen yüzde 14'lük orana önümüzdeki 15 yıl içinde ulaşması bekleniyor. Önümüzdeki 50 yıl içinde ise ülkemizde her 4 kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Japonya, Güney Kore ve Singapur gibi Türkiye de nüfus yaşlanmasının baş döndürücü bir hızda gerçekleşeceği ülkelerden biri. Üstelik ülkemizde nüfus yaşlanması homojen değil; yerleşim birimlerinin yarısı yüzde 14lük eşiği geçmiş durumda. Bu demografik depremin toplumun geneli ve tüm bireyler için yarattığı fırsatlara ve tehditlere doğru tepkileri verebilmek, artan yaşlı nüfusumuzun ihtiyaçlarına sürdürülebilir çözümler sunmak için hızla yol almalıyız dedi.

KOMİSYONA KATKIDA BULUNMAYI HEDEFLİYORUZ

Prof. Dr. Kazancıoğlu, "65+ Yaşlı Hakları Derneği olarak TBMM'nin Yaşlılık Sorunları Meclis Araştırma Komisyonu'nda görüş ve önerilerimizi sunduk, şimdi Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın yürüttüğü 12. Kalkınma Planı çalışmaları çerçevesinde Aktif Yaşlanma Özel İhtisas Komisyonu kurulmuş olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Yaşlı dostu toplum yaklaşımları ve bu yaklaşımı hayata geçirmek için öngördüğümüz önerileri sunarak komisyona katkıda bulunmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

Prof. Dr. Kazancıoğlu, "Ülkemizde belediyeler, her toplum kesimi için olduğu gibi, 65+ bireyler için de birincil hizmet noktasıdır. Yaşlı Hakları Derneği kuruluşundan itibaren yerel yönetimleri en yakın paydaşı olarak öngördü ve yaşlılara hizmet sunan İstanbul ilçe belediyeleri ile erken bir iş birliği başlattı. Hizmet içi eğitimleri desteklemek amacıyla yaşlılara ev ziyaretlerine eşlik etmekten yardımlı yaşam merkezlerindeki personel ve katılımcı eğitimlerine, dijital okuryazarlık eğitimlerinden yaş dostu mekan planlama çalışmalarına ve sağlıklı yaşam seminerlerine; geniş bir yelpazede İstanbul'da başlayan işbirliklerimiz ve faaliyetlerimiz pandemi sürecinde İstanbul dışından belediyelerin de katılımı ile Türkiye sathına yayıldı. Süreç boyunca iyi örneklerin paylaşılması, sorun ve engellerin tartışılması, tecrübe ve bilgi birikiminde ortaklaşılması, yaşlılara hizmet veren uzman kadroların konum ve saygınlıklarının güçlendirilmesi için birlikte çalışmaya devam ettik" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bugüne kadarki yaşlılık çalışmaları performansını tüm yönleriyle analiz edebilen, yaşlılık hizmetlerini sadece muhtaçlık ve hayır işi düzeyinde değil hak temelli ele alan, yerel dinamikleri ve bölgeler arası eşitsizlikleri de hesaba katan bütüncül bir yaşlı dostu ulusal ağ tahayyül ediyoruz. Belediyelerimizi bu birliği oluşturmaya davet ediyoruz, diyen Prof. Dr. Kazancıoğlu şöyle devam etti:

"Türkiye gibi hızla yaşlanan bir ülkede yaşlanma kavramını tüm kalıp yargılardan uzak, doğru bir şekilde anlatmayı, yerel yönetimlerin yaşlanmaya yönelik özelleştirilmiş politika ve hizmetler sürdürmesini teşvik etmeyi, politika ve hizmetleri projenin belirlediği prensip ve standartlara uygun yerine getirme taahhüdünde bulunan ve yerine getiren yerel yönetimlerin katkısını görünür kılmayı amaçlıyoruz.



YAŞLI DOSTU KENTLER BİRLİĞİ TEMEL PRENSİPLERİ

Yaşlı hakları dünyada tartışılsa da kadın, çocuk, engelli hakları gibi konsensusun sağlandığı bir uluslararası sözleşmesi halen bulunmuyor. Bununla birlikte yaşlılık alanında yaşanan sorunlara değinen birçok uluslararası deklarasyon mevcut. Projenin temel prensipleri, bu uluslararası deklarasyonlardan ilham alınarak ve Türkiyenin yaşadığı deneyimi kapsayıcı bir bakış açısıyla geliştiriliyor. Prensipler üzerinde yerel yönetimlerden uzmanların katılacağı bir çalıştayla ortaklaşılması hedefleniyor.

Dernekten yapılan açıklamada prensipleri şöyle sıralandı:

Yaşlılık yaşamın doğal bir evresidir. Yaşlanmak ise ulaşılan bir nokta değil yaşamın devam ettiği her gün herkes için gerçekleşen doğal bir süreçtir. Yaşlılık döneminde yaşam döngüsü perspektifi ile oluşan değişimlerin her biri illa ki bir sorunun değil çoğunlukla uyumun konusudur.

Yaşlılar, kendilerini ilgilendiren her türlü kamusal kararın birincil özneleridir. Yaşlıları karar süreçlerine dahil etmeyen yaklaşımların ortadan kaldırılması en önemli amaç olmalıdır.

Tüm hizmet ve politikalarda eşitsizliğin giderilmesi prensibiyle yaklaşılmalı, her adım muhakkak eşitsizlikleri azaltan yönde atılmalıdır.

Yaşlılara yönelik birçok alanda yaşanan, şiddet, ihmal, istismar ve sömürü için etkin bir mücadele ortaya konulmalı, bu alanda çalışan profesyonellere gerekli hizmet içi eğitimler verilmelidir. Yoksul yaşlıların ve yoksul yaşlı kadınların kamusal alanda görünürlüğü sağlanmalı, hakları ve maruz kaldıkları ayrımcılık ayrı bir gündemle ele alınmalıdır.

En küçük yaşam birimi olan ev ve yardımlı yaşam tesisi içi ve konumundan başlayarak tüm kamusal alanların, halka açık alanların yaşlılar için engel eşiğinin mümkün olan en az seviyeye indirilmesi için sürekli iyileştirmeler yapılmalıdır. Kent bütününde ister ev ister büyük ölçekli kurumsal yapı olsun yaşanan birim, rampa, kaldırım, sokak, cadde, meydan ilişkisi eşiksiz ve akışkan kurulmalı, yaşlı bireyin kentle beraberliği ve sosyal etkileşimi dikkate alınmalıdır. Kent bütününde yeni inşa edilecek konutlar yaşlıların barınma hakkını dikkate alarak, yaşlı uyumlu olarak tasarlanmalı, örneğin toplu konut ve bina bloklarında kolay ulaşılabilir zemin, düz ayak kat ve birimlerin yaşlı öncelikli daireler olması gibi koşullar getirilmelidir.

Park, bahçe, su kenarı, meydan, kamu binaları, ibadethaneler gibi gündelik yaşamda yaşlıların sıklıkla kullandıkları alanların yeniden gözden geçirilerek engel eşiğinin düşürülmesi gerekmektedir.

Yaşlıları ayrıştıran, sadece onlara özel yapılan faaliyetler yerine fırsat eşitliğini yaşlılar açısından gözeten herkese açık faaliyetler düzenlenmelidir.

Mahalle ve semt ölçeğinde örneğin çınar ağacı ya da çeşme gibi tanımlayıcı simgeler ve kent belleğinde yeri olan tarihi veya aktüel yapılar korunmalıdır.

Ortaya çıkan kuşaklararası dijital uçurumun kapanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

Yaşam boyu eğitim, gelişim prensibiyle çalışan politika ve hizmetler her yaş grubunu kapsamalıdır. Bu hizmet ve politikalar, kalıcı, erişilebilir ve yaşlıların ihtiyaç ve beklentilerini karşılayabilir nitelikte olmalıdır."(DHA)