Almanya'daki Max Planck Dinamikler ve Öz-Örgütlenme Enstitüsü'ndeki bilim insanları, 1930'larda ortaya çıkan bir caz akımı olan swing için yaptıkları çalışmada ritmin, müzikteki mikro gecikmelerin sonucu olarak ortaya çıktığını düşünüyorlar.


Geleneksel olarak, sekizlik nota eşit olmayan uzunluklarda çalındığında, bir müziğin swing formuna geçtiği düşünülüyor.

Daily Mail'de yer alan habere göre, araştırmacılar, zamanlamadaki değişikliklerin caz müzisyenlerinin vuruş algısını etkileyip etkilemediğini görmek için manipüle edilmiş müzik parçaları çaldılar.

Swing müziğin önemli isimlerinden efsanevi caz müzisyeni Louis Armstrong...

YEDİ KAT DAHA FAZLA ÇIKTI


Birinci ve üçüncü vuruştaki notalar 30 milisaniye geciktirildiğinde, müzisyenlerin müziği daha hızlı olarak değerlendirme olasılıklarının 7.48 kat daha fazla olduğu bulundu.

Bununla birlikte, müzisyenler, müziğe bu ritmi neyin verdiğini belirleyemediler, bu da swing müzikteki gecikmeleri bilinçsizce kullandıklarını düşündürdü.

Uzmanlar, bunun enstrümanlar arasındaki zamanlama farklılıklarından mı, yoksa swing müziğin özelliğinden mi kaynaklandığı konusunda hemfikir olmadıklarını belirttiler.

19 yarı profesyonel ve 18 profesyonel caz müzisyeninin katılımıyla düzenlenen araştırma Communication Physics'te yayınlandı.