Mustafa Kemal Paşa, 17 Mayıs 1922 tarihinde Fransız Le Petit Parisien gazetesi muhabirine şu demeci verdi:

“Biz meseleleri yalnız Yunanistan’la mı müzakere edeceğiz? O halde Yunanlara söyleyecek yalnız iki sözümüz vardır. İlki, müttefiklerin emriyle ve onların aleti olarak istila ettikleri topraklarımızı derhal terk etmeye davet olacaktır. İkincisi de bu istila esnasındaki büyük tahribatın tamamen tamiri talebi olacaktır.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 13/Kaynak Yayınları/2004/Sayfa 59)

Siyasal İslam ve Kurtuluş Savaşı’nı “küçümseyen” sol, Kurtuluş Savaşı’nı “Türk-Yunan savaşı” başlığıyla değerlendirdi yıllarca. “Anti-emperyalist” olmadığını ileri sürdü! Oysa gerçek şuydu: Yunanistan, “Müttefiklerin emriyle istilaya alet olan güç” ve ipleri İngiltere’nin elinde olan ülkeydi!

Ki... Sovyet Devrimi’nin lideri Lenin de Türk Devrimi’ni tanımlarken şu ifadeleri kullanmıştı: “Türkiye, emperyalist devletlerce yağma edilmeye öyle bir şiddetle karşı koydu ki, içlerinde en kabadayı olanı bile elini ondan çekmek zorunda kaldı. Türk hükümetiyle bu görüşmeleri çok büyük bir başarı saymamızın nedeni budur. (Lenin/Emperyalizm/Çeviren: Cemal Süreya/Sol Yayınları/Sayfa:99)

Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Atatürk’ün kurduğu Meclis’in eski başkanı İsmail Kahraman’a geliyorum..

Ait olduğu sınıfın sözcüsü


Önceki gün Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi Üyesi İsmail Kahraman ‘tarihi” bir kez daha çarpıttı:

“Zaferlerle dolu bizim tarihimiz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart’ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz? Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz.”

Ait olduğu sınıfın düşün dünyasında aslında savrulmayan bir isim Kahraman. İdeolojisinin dışavurumu... 1923’ten bu yana Atatürk’le, Kurtuluş Savaşı’yla, Kemalistlerle kavga eden ve hesaplaşmaktan vazgeçmeyen ideolojik duruşun adı! “Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık” diyen ve sözde “solcuyla” buluşan Siyasal İslam çizgisi. Şaşırmamak gerekiyor Kahraman’a.

Çünkü...

ABD’de yayımlanan “The National Interest” (Ulusal Çıkar) adlı derginin Sonbahar 2000 tarihli sayısında şu tespitle buluştu İsmail Kahraman’ın düşün dünyası:

“Bugün Türk devletinin bir sorunu varsa, bu da aslında Kemalizmin değişmez bir değerler paketi olarak var olmayı sürdürmesidir. Hangi türden olursa olsun hiç bir metin, hep ortaya çıktığı şartlar altındaki terimlerle yorumlanamaz. Daha önemlisi liberal olmayan bu düzen, Türkiye’nin demokratik değişimini engellemekte, İslamcılık ve Kürtler gibi iki ana sorunun çözümüne de zorlaştırmaktadır.” Yani... Hedefte olan Kemal’in milliyetçileri!

Bitmedi...

Kumpaslara sahip çıkan MTTB’li


1968 gençlik hareketlerinin temel sloganı “Yaşasın Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye”ydi... Ellerinde Tük Bayrağı’yla yürüyen öğrenciler, işçiler, köylüler, aydınların karşısına kim çıkarıldı? Sol Kemalistler ve sosyalistlere kimler saldırdı? Emperyalizm ürünü olan Türk-İslam sentezi fikri etrafında birleşen yapılar! Yalan mı? Değil... Kanlı Pazar’a bakın... 6. Filo’yu destekleyen İslamcı yazarlara ya da kendilerini ‘milliyetçi’ diye tanımlayan ama gerçek anlamda Mustafa Kemal Atatürk, Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı milliyetçiliğinden koparılanlara bakın...İşte ‘bağımsızlık’ diyen gençliğin karşısında yer alan Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) Başkanı İsmail Kahraman’dı.

Önümde Kahraman’a ait bir röportaj var.

15 Kasım 2019’da Seriyye Dergisi’nde bakın ne demiş Kahraman:

“... Parti kurmak turşu kurmak değildir! Dışarıdan İslami gidişi nasıl önleriz diye tertiplere girişildi. 15 Temmuz, 27 Nisan, Yakamoz, Ay Işığı, Balyoz... Yıkıcılara, aldatılmış saflara yardımcı olmayalım. Ve daha da güçlendirelim Recep Tayyip Erdoğan’ı... Böyle bir lider yüz yılda bir gelir. Kıymetini bilelim.”

Fetullah’ın kumpaslarını 15 Temmuz 2016’dan sonra bile savunan isim Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi.

SONUÇ: Bugün 30 Ağustos 2022... 100 yıl sonra Büyük Taarruz’un, Zafer Bayramı’nın yıldönümü herkese kutlu olsun. Kutlamayanlar da bilsin: Atatürk kazandı...