"Bir Din ve Dünya Devletinin İçeriği, Biçimi ve Gücü (Leviathan)” devleti yönetme biçimiyle, toplumsal sözleşmeyle ilgili en eski eserlerden birisi! Filozof Thomas Hobbes, 1651’de yayımlanan kitabının ismini Kitab-ı Mukaddes’te geçen yaratık Leviathan’dan esinlenerek koydu:

“... Devletin amacı güvenliktir. Kılıcın zoru olmadıkça, sözlerden hazırlık yapacak ve hazırlık yapacak kişilerden... Güvenlik, tek bir karar verici tarafından yönetilmeyen bir karar da sağlanamaz. Ve tek karar verici sürekli olmalıdır. Güvenlik için herkes, bütün kudret ve güçlerini, kendi kişiliklerini taşıyacak tek kişi ya da heyete devretmelidir... (Bir Devletin Nedenleri, Doğuşu ve Tanımlanması Üzerine/Bölüm 17)”

Bugün de tartıştığımız bu değil mi?



Güvenlik mi özgürlük mü?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden yapılan ‘terör, iltisak, irtibat’ tartışmalarında; güvenlik tarafını temsil eden üç isim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu! Ancak... AKP içinde bir de ‘özgürlükçüler’ var.

Şimdi Ankara’ya ve dünkü MHP grup toplantısına dönelim...

MHP: Güvenlik hassasiyetimiz var


MHP lideri Bahçeli, İçişleri Bakanlığı’nca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alımlarla ilgili teftiş başlatıldığını söyledi ve şu cümleleri kurdu:

“... Bundan rahatsızlık duyanlar, İçişleri Bakanımızı karalamaya yeltenenler kızarmaz gözleriyle, utanmaz yüzleriyle, uslanmaz yüzsüzlükleriyle Türkiye’nin karşı cephesi, Türk milletinin kripto hasımlarıdır. (TSK’nın içerisinde bazı FETÖ’cülere karşı operasyon yapılması hükümetin TSK’ya tavrını mı ortaya koyar?) sorusuyla teftiş sürecini baltalamak isteyen, dönemin Genelkurmay Başkanı’nı, bugünün Milli Savunma Bakanı’nı (Hulusi Akar) töhmet altında bırakan saygıdeğer siyasetçi; senin varmak istediğin yer neresi, yapmak istediğin nedir?”

Bahçeli’nin ‘saygıdeğer siyasetçi’ diye eleştirdiği isim AKP’nin tepesinde, Erdoğan’dan gelen isim Numan Kurtulmuş! Nasıl mı? Anlatalım... 27 Aralık 2021’de AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş şu cümleleri kurdu:

“... Belediye kadrolarında terör örgütleri ile bağlantılı birtakım isimler olabilir. Buradan belediye başkanına sorumluluk çıkarılmaz. Eğer çıkarmaya kalkarsak o zaman Türk Silahlı Kuvvetleri’nde, yargıda, emniyette pek çok kurumda sayıları binlerle ölçülen terörist bulunup ayıklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir terör örgütü ile ilişkili binlerce insan bulunduğu için Genelkurmay Başkanı’nı mı suçladık ki, belediye çalışanları arasında terörist bulunursa belediye başkanını suçlayalım? Böyle yaparsak kendimizi inkar etmiş oluruz.”

Bahçeli ne dedi: “...(TSK’nın içerisinde bazı FETÖ’cülere karşı operasyon yapılması hükümetin TSK’ya tavrını mı ortaya koyar?) sorusuyla teftiş sürecini baltalamak isteyen, dönemin Genelkurmay Başkanı’nı, bugünün Milli Savunma Bakanı’nı töhmet altında bırakan saygıdeğer siyasetçi...”

Bu konuşman ardında; MHP’nin üst düze yöneticilerini aradım. Ortak değerlendirme şu oldu: “... Sonuçta bizim bu konuda ortak bir rahatsızlığımız var. İBB ve terör konusunda hassasız, bu konuda da Genel Başkan o rahatsızlığı dile getirdi. Ancak öncesinde ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne de Numan Kurtulmuş’la konuştu. Sonuçta biz ayrı bir partiyiz ve hassas olduğumuz konularda fikirlerimiz net. Buradan da şu sonuç çıkmaz: Cumhur İttifakı’nda çatlak var! Biz sadece kaygılarımızı iletiyoruz. ”

Güvenlikçi kanat özgürlükçü kanat!


Peki... Bahçeli başka kimi hedef aldı: “...Özel teftişten dolayı endişeli ve üzüntülü olduğunu söyleyen, sürecin İmamoğlu’nun adaylığını güçlendirdiğini ifade eden, bizim de bu niyette olduğumuza yönelik kuşkularını paylaşan sulu gözlü siyasetçi sana soruyorum; siyasete devam etmek için CHP’de yer mi yapıyorsun? Kaybettiğin itibarını Halk TV ekranlarında mı arıyorsun?”

Burada da adres AKP’nin kurucularından Bülent Arınç’tı! Çünkü... 31 Aralık’ta Arınç, Halk TV’den İsmail Saymaz’a verdiği röportajda şunları kaydetmişti: “... İki eleştirim var. Bir: Sadece Ekrem Bey’e yönelik şeyler yapması, kullandığı söylemler İmamoğlu’nu tabi bir aday haline getirmeye ve güçlendirmeye yönelik sonuçlar veriyor. Böyle bir niyet varsa, sayın Bahçeli de demek aynı niyette. O da birkaç gün evvel ağır sözler söyledi. Bunların AK Parti açısından faydalı olmadığını düşünüyorum.”

SONUÇ: AKP içindeki ‘özgürlükçü kanat’ ile Cumhur İttifakı’ndaki ‘güvenlikçi kanat’ arasında düello sürer mi, bilinmez... Bilinen, İmamoğlu konusunda ‘hassasiyet’ sürecek!