- “Asbest, tabiatta doğal olarak bulunan ve lifsi (iğsi) yapıda olan bir mineral grubuna verilen ortak isimdir. Asbest grubunda yer alan minerallerin temel ortak özelliği lifsi yapıda olmalarıdır.”

- “Lifsi yapısı ve yalıtım özellikleri sayesinde asbest endüstride, yaklaşık 3.000 iş kolunda yaygın kullanım alanı bulmuştur.”

- “Halen gelişmiş ülkelerin tümünde asbest kullanımı yasaklanmıştır. Ülkemizde de 2010 yılında asbest üretimi ve kullanımı tamamen yasaklanmıştır.”

- “Ancak bu tarihe kadar üretilen ve kullanılan asbest halen hayatımızın her anında yer almaktadır. Ancak daha önce kullanılan ürünler nedeniyle asbest teması devam etmektedir. Örneğin eski model arabalarda fren sistemlerinin tamiri sırasında, eski binaların yıkımında, gemi söküm atölyelerinde, eski tip kaynak ve eski tip yüksek ısı ocaklarında çalışanlarda asbest ile temas mümkündür ve hala bu iş kollarında sorun devam etmektedir.”

- “Asbestin gerek doğada serbest olarak bulunması gerekse endüstride yaygın kullanımı nedeniyle her insan asbest ile temas eder. Yaşanılan yere bağlı olarak değişmekle beraber günde ortalama 10.000 – 15.000 arası asbest lifi soluyabiliriz. Suda da asbest lifleri bulunur, lif miktarı litrede 200.000’e ulaşabilir. Bu kaçınılmaz temas nedeniyle her insan günlük yaşamda asbest ile temas eder.”

- “Asbestin nefes yoluyla alındıktan sonra solunum sistemi üzerine oluşturduğu etkilenme sonucu ortaya çıkan, kesin kanıtlanarak tanımlanmış hastalıklar-patolojiler şunlardır:

1- Akciğer üzerinde kireçlenme yapmış ya da yapmamış lokal zar kalınlaşması

2- Akciğer zarında çepeçevre kalınlaşma,

3- Akciğer zarları arasında iyi huylu su toplanması,

4- Akciğerlerde asbest toplanmasına bağlı sertleşme ve bozulma,

5-Akciğerde küçük sönmüş alanlar,

6 - Akciğer zarı kanseri (Mezotelyoma)

7- Akciğer kanseri”

- “Bu hastalıklar asbest ile temas etmiş topluluklarda normal insan topluluklarına göre çok daha sıktır. Asbest’in yol açtığı hastalıkların ekonomik yükü de olukça büyüktür. Asbest’in yol açtığı hastalıkların tedavisi için Almanya’nın yıllık harcaması 290 Milyon Euro’yu bulmaktadır. Japonya’da ise bugüne değin toplam 27 Milyar Yen harcandığı belirtilmektedir. Önümüzdeki 30 yıl boyunca sadece mezotelyoma hastalığının gelişmiş ülkelere maliyeti 300 Milyar USD’den fazla olacaktır. Halbuki asbest teması önlenebilir bir durumdur. Dolayısıyla asbest nedenli hastalıklar da tamamen önlenebilir hastalıklardır. Nitekim başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyanın bir çok bölgesinde asbest nedenli hastalıkların önlenmeleri için büyük çabalar gösterilmektedir. Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı da bu tür çalışmaların en kapsamlı ve ne önemli örneklerinden birisidir.”

★★★

Madde madde sıraladığım bu bilgileri Sağlık Bakanlığı’ndaki Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinden (sagligim.gov.tr) aldım.

Diğer taraftan Hacettepe Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr Lütfi Çöplü’nün 9 Mart 2022’de açıkladığı “asbestli köyler haritası”na baktım.

Bir de yine Hacettepe Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Fuat Kalyoncu’nun Anadolu’yu köy köy dolaşıp, asbestli köyleri ve asbestten kaynaklanan hastalıkları tespit eden hocaların hocası İzzettin Barış’la ilgili makalesini okudum.

Hepsinin verdiği ortak mesaj aynı:

Asbest çok zararlıdır. İnsan sağlığına telafisi imkansız zararları vardır. Türkiye’de beyaz toprak kaynaklı çok fazla asbest olduğu gibi, geçmişten kalan asbestli ürünler asbestle teması olağanüstü artırmaktadır. Asbest kaynaklı hastalıklar nedeniyle  insan kayıpları yetmiyormuş gibi, ülkenin sırtına aynı zamanda çok ciddi bir ekonomik yük yüklüyor.”

★★★

Bizzat devletin sağlık otoritesinin ve çok önemli akademisyenlerin paylaştığı bu verilere rağmen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tam 600 ton asbest içeren Brezilya menşeli bir uçak gemisinin Aliağa’da sökülmesine göz yumuyor.

Hiç şüpheniz olmasın:

O geminin sökümünden gelecek para, 600 ton asbestin ortalığa saçılmasıyla ortaya çıkacak sağlık sorunlarıyla mücadele için harcanacak paranın yanında devede kulak kalacak.

Daha önce yabancıların çöpleri konusunda kötü bir sınav veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, maalesef asbestli gemi konusunda da yetersiz kalıyor.

Bakan Murat Kurum ve çevre konularıyla ilgili yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’a tavsiyem, karar verirken olaya gelecek para olarak değil, insan sağlığı ve yaşanabilir çevre bakımından yaratacağı maliyet açısından bakmalarıdır.

Sayın bakanlar unutmayın lütfen: Her şey para değildir.

Bu asbest kafasından bir an önce kurtulmalıyız.

Aksi takdirde bedellerini ağır ödeyeceğiz!