Bugün komik görünen ama aslında trajik olan bir olayı paylaşmak istiyorum.

Malumunuz, iktidar muhalefetin elinde olan belediyeleri çok zorluyor. Her türlü engel çıkarmaları yetmiyormuş gibi, belediyeyi gereksiz inceleme, soruşturma gibi adımlara tabi tutuyorlar.

Bugün size bir örnek anlatacağım.

Eminim siz de benim gibi güleyim mi ağlayayım mı bilemeyeceksiniz.

Olay 28 Ocak 2022 günü İstanbul/Kadıköy’de geçiyor.

Belediye, sosyal belediyecilik faaliyetleri kapsamında ücretsiz çorba dağıtıyor. Birçok vatandaş bu hizmetten memnuniyet duyarak yararlanıyor.

Gelin görün ki o günlerde bir şehir efsanesi doğmuş. Herkes Korona aşısıyla insanlara çip yerleştirildiğini konuşuyor. İnananlar inanıyor, inanmayanlar da şakasını yapıyor.

Kadıköy Belediyesi’nin ücretsiz çorba hizmetinden yararlanan AK Parti seçmeni bir vatandaş da, CHP’li belediyenin çorba hizmetinden yararlanmayı gururuna yedirememiş olacak ki; hizmette bir art niyet arıyor.

28 Ocak gününü 29 Ocak’a bağlayan gece 00:00’da CİMER’e yazıyor ve belediyeyi çok güvendiği İçişleri Bakanı’na şikayet ediyor. İmla ve yazım hatalarına dokunmadan aktarıyorum:

“Sayın İçişleri Bakanı,

BU gün Kadıköye söğütlü çeşme tren istasyonu önünde dağıtılan çorbadan içtim ve çok kötü şekilde hasta etti yüzüm yanmaya başladı tahriş oldu kim dağıttı derseniz Kadıköy deki CHP belediyesi dağıttı lütfen hakkımı arayın bu gün çok kötü şekilde zehirlendim. Ben dışarıda yaşıyorum evsizim. Lütfen CHP zulmü den illallah ettim. Bununla da kalmayıp tren içerisinde başımdaki çip vasıtasıyla biji pkk diye söyletti. Pkk yı kınıyorum pkk aşağılık bir oluşumdur ve CHP’nin yan koludur.”

Başındaki çip o gün çorbadan mı yerleştirildi, yoksa aşıyla mı yapıldı şikayet dilekçesinden anlaşılmıyor. Ben aşı hizmetinin AK Parti hizmeti olmasından yola çıkarak çorbayla yerleştirildiğine inandığını tahmin ediyorum.

Uzatmayayım...

Siz CİMER’de çalışıyor olsanız ve bu dilekçe önünüze düşse ne yaparsınız?

Ben şahsen çöpe atarım.

Belki de, “bu vatandaşın fiziki ve ruh sağlığı açısından desteğe ihtiyacı olabilir” notuyla Sağlık Bakanlığına gönderirim.

Peki CİMER ne yapmış?

00:00:09’da otomatik olarak İçişleri Bakanlığı’na sevk etmiş.

3 Şubat’ta dilekçe İstanbul Valiliği’ne ulaşmış.

Valilik de, 1 Mart günü Kadıköy Kaymakamlığı’na göndermiş. 

Kaymakamlık ise iki gün sonra dilekçeyi Kadıköy Belediyesi’ne sevk etmiş.

Nihayetinde konu Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’nın önüne konulmuş.

Kendisine bir hukukçu olarak ne hissettiğini sordum. Gülümsedi ve nezaketinden, “Devleti bu tür şeylerle uğraştırmaları üzücü” demekle yetindi.

Belediyenin yanıtını da merak ettim.

İddianın ilk kısmını ciddiye alıp o gün çevre hastanelere zehirlenme başvurusu olup olmadığına bakmışlar ve çipli vatandaştan başka kimsenin benzer şikayetlerle hastanelere gitmediğini öğrenmişler.

Kadıköy Kaymakamlığı’na verdikleri yanıtta şunu yazmakla yetinmişler:

“Bu iddiaların tümü gerçek dışı ve hayal ürünüdür. Bilgilerinize sunulur.”

Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Valilikler ve Kaymakamlıklar “muhbir vatandaş” yetiştirme hayaliyle bu tür saçmalıklarla uğraşıp, insanları meşgul ediyorlar.

Meşgul etmekle kalmayıp, muhalefet belediyelerini bunlarla sıkıştırabileceklerine inanıyorlar.

Devlet ne hale gelmiş.

Allah akıl fikir versin.




Değerli SÖZCÜ okuyucuları, 10 gün izninizi istiyorum. 29 Haziran 2022 Çarşamba günü buluşmak dileğiyle.

Sağlıcakla kalın.