Son bir haftalık SÖZCÜ’yü biriktirip göz atsanız, memleketin durumuna ilişkin büyük ihtimalle şu gündem maddeleriyle karşılaşacaksınız:

- Memleket ekonomisi yangın yeri ama memleketi yönetenler durumumuzun Almanya’dan ABD’den iyi olduğunu iddia ediyorlar.

- Nüfusun önemli bir bölümü asgari ücretin altında yaşıyor. Asgari ücret ülkede neredeyse ortalama ücrete dönüşmüş ve büyük kentlerdeki kiralar asgari ücrete yetişmiş vaziyette.

- Elektrik, doğalgaz faturaları astronomik hale geldi. Bir kadın el örgüsü liflerini satarken kendisine uzatılan mikrofona “Elektrik faturasını görünce intihar etmek istedim” diyor.

- Onbinlerce öğrenci barınacak yer bulamayınca üniversiteye gitmekten vazgeçiyor. İlköğretim okullarında beslenme çantalarına yiyecek bir şeyler koymakta zorlanan binlerce öğrenci var.

- İktidar satacak arazi bırakmayınca şeker fabrikalarının, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nin arazilerini satmaya başladı. Taşlık kayalık yerleri imara açmak için çıkarılan yasayla ormanları dahi bozup imara açıyorlar.

- Petrol fiyatları düşerken akaryakıt fiyatlarında indirim yapılmazken, petrol fiyatı artarken gün aşırı zam yapılıyor. Motorin ve benzin fiyatları el yakıyor. Akaryakıt zamları hayatımızın her alanına zam olarak yansıyor.

- Süt üreticileri maliyetler karşısında çaresiz ve hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalıyor. Böyle giderse yakında memlekette çiftçi kalmayacak.

- 50 bin kamu işçisi kadro bekliyor.

- 4 milyondan fazla çalışan, emeklilikte yaşa takılmış.

- Birileri iş bulamazken bazı iktidar mensupları ya da yandaşları iki üç maaş birden alıyor.

- Halkımız göçmen meselesinin yakıcı ekonomik ve sosyal sonuçlarına katlanmaya devam ediyor. İktidar cenahında sorunun çözümü için yaprak kıpırdamıyor.

-  Bizzat Hazine ve Maliye Bakanı’nın yönlendirdiği küçük yatırımcılar borsada tokatlanıyor, milyarlarca dolar vurgunculara gidiyor.

- Zaten tamtakır olan ülke Hazine’si sürekli borçlanma duyuruları yayınlanıyor.

- İktidar seçim öncesi alım gücünü artırmak için 300 milyar lira karşılıksız para basacağını orta vadeli programda aleni ilan ediyor.

- İhracatın ithalatı karşılama oranı her geçen gün azalıyor, yani cari açık sürekli büyüyor.

- Enflasyon, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Raflardaki fiyat etiketlerini görünce epistemolojik kopuş yaşayan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin dahi gözlerindeki ışıltı kayboluyor.

- Devasa kamu ihaleleri ısrarla yandaş şirketlere dağıtılıyor.

- Tarikatların cemaatlerin baskısıyla konserler, festivaller iptal ediliyor.

- Yunanistan burnumuzun dibine askeri yığınak yapıyor. Ülke dış politikada Ukrayna’ya saldıran Rusya’nın yörüngesi gibi görünüyor. Değerli yalnızlık had safhada.

- İktidar yasa çıkarıp “medyaya sansür” getiriyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bunlar camilerimizi yaktılar” ya da “Camide içki içtiler” demesi, halkın bir bölümünü, başka bir bölümünün üzerine salacak dezenformasyon sayılmıyor ama göreceksiniz yakında “enflasyon aslında TÜİK’in açıkladığından yüksek” demek dezenformasyon kabul edilip suç sayılacak.

- İktidarın bolca ürettiği “sen benim kim olduğumu biliyor musun” modeli tipler, istek şarkıları çalınmadı diye cam kırıklarıyla şiddet saçıyor, bir sanatçının boğazını kesiyor.

- İçişleri Bakanı, sırf saldırıyı muhalefet partisiyle ilişkilendirmek için şehit verilen hain bir terör saldırısının failini alelacele yanlış açıklıyor.

- AK Parti’li Bayburt İl Başkanı, “PKK dağ kadrosu için terörİT bulamıyormuş! Dert ettikleri şeye bakın. Her CHP’li evinden bir kişi gönderse yeter” diye aşağılık bir mesajı sosyal medyada paylaşabiliyor.

★★★

Yerim yetse bir bu kadar daha sorun yazardım ve siz bu gündem maddeleri arasında “başörtüsü sorununu” bulamazdınız. Çünkü memlekette şu anda böyle bir fiili sorun yok.

Gelin görün ki ülkenin gerçek gündemindeki onlarca madde dururken, bizden listede dahi olmayan bu “başörtüsü sorununu” tartışmamızı bekliyorlar.

Üstelik, tartışmayı memleketteki (biraz önce bir kısmını saydığım) bütün olumsuzluklara karşı yeri göğü inletmesi, iktidarı sallaması gereken CHP başlatıyor.

Top bizzat muhalefet tarafından en iyi oldukları sahaya bırakıldığından bu gündem en çok Tayyip Erdoğan’ı ve iktidar mensuplarını mutlu etmiştir.

Bakın göreceksiniz: “Biz istedik bir göz, CHP verdi iki göz” sevinciyle konuyu sündürdükçe sündürecekler.