Son günlerin yoğun  gündemi, AKP’nin HDP’yi ziyareti. Ülkenin o denli yoğun ekonomik problemleri varken, bu konu yoğun biçimde konuşuluyor ve  gereksiz tartışmalar yapılıyor.

Acaba bu ziyarete MHP liderinin ne diyeceği günlerce tartışıldı. Mahir Ünal meselesinde olduğu gibi rest mi çekecek?

Geçmişte Öcalan mektubuna bile ses çıkarmayan, Cumhuriyet ilkelerini ötelemeye çalışan bir iktidara koşulsuz desteğe devam eden Bahçeli, buna da ses çıkarmaz denildi. Uygun bir dille, bu ziyareti olumlu bulduğunu söyler ve geçiştirir dendi. Nitekim de denildiği gibi oldu.

MHP liderini kutluyorum. Ortak dediğin böyle sağlam olur. Sayın Bahçeli bu desteği ile kendi tabanına değil, adeta tüm AKP tabanına mesaj veriyor. MHP bu ortaklıktan son derece mutlu. Her isteği AKP tarafından yerine getiriliyor. Parti olarak büyük avantaj sağlamasına karşın, ilginç olan da, hiçbir sorumluluğunun olmaması. Böyle ortaklık Şam’da kayısı.

Bu iktidar ve ortağının bu davranışları, Millet ittifakına ışık olmalıdır. Yıllardır, muhalefeti HDP ile eşleştiren ve eleştiren AKP, şimdi hiç kimseye aldırmadan ziyarete gidiyor. Bu konu çoğu muhalefet partilerince de eleştirildi. Bunu eleştirmek yerine, AKP’nin işine geldiğinde neler yapabileceğini dillendirseler daha etkin olurdu.

AKP bu seçimi kazanmak için her çareye başvuracak. Yıllardır her konuşmasında HDP’ye saldıran ve kapatılması için Anayasa mahkemesine başvuranlar, seçim söz konusu olunca tıpış tıpış gidiyorlar.

Peki altılı masa sizin  hedefiniz ne?.Son zamanlarda Sayın Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı ziyaretleri, Sayın Akşener’in HDP ile ilgili sözleri, altı ay önce masada konuşulup reddedilen yeni bir katılım isteğinin, yeniden gündeme getirilmesinin ne anlama geldiğini açıklasalar da öğrensek.

Sayın Genel Başkanlar, içinizde hesap bilen değerli ekonomistler var. Önümüzdeki seçimlerin nasıl kazanılacağının matematik sonuçlarını yapıp önünüze getirseler çok iyi olacak.

Aylar oldu, yok o aday olursa ben oy vermem, yok şu aday olursa ona oy vermem, yok şu parti ile görüşmem muhabbetini bırakıp, lütfen ülkenin içine düştüğü bu durumdan nasıl çıkılacağını halka bir an önce açıklayın. Eğer bu seçim kaybedilirse, bunun hesabını bu halka veremezsiniz.

Halk diyor ki, Millet ittifakı kazanırsa benim için ne yapacak ? Bir an önce onu ortaya koyup, hem halkı rahatlatın, hem de karasızları bir an önce ikna etmeye çalışın.

Bu seçim Türkiye’nin “ KADER” seçimi. Bu seçimi kazanmanın koşulu da muhalefetin tüm kesimleri ile “uzlaşı ve diyalog”!!

Ülke koşullarının bu denli ağır ekonomik, sosyal ve siyasi sorunları varken, eğer sizler halen parti oyu düşünüyorsanız çok yazık.

Değerli okurlar, birileri sayın Genel Başkanlara, ülkede bir kaban almak için 36 ay vade yapıldığını hatırlatsınlar !

Hayırlısı ile 14 Kasım gelse de, eteklerdeki taşlar masaya dökülüp, artık ben demeyip, biz diyerek tek yürek olduklarını açıklama zamanı geldi ve geçiyor.

Cumhur ittifakının halka söyleyecek yeni bir hikayesi yok. Burada altılı masanın, güçlü birlik ve beraberlik mesajı verip, sorunlara bir an önce çözüm önerilerinizi bekliyor.

SON SÖZ; Ya ezenden yana olacaksın ya da ezilenden. Bu işin az şekerlisi çok şekerlisi olmaz! RIFAT ILGAZ