Sabahtan beri düşünüyorum... Yıl 2015... Biri, “Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur” demişti... Kimdi ah, kimdi, kimdi, kimdi söyle?

Maşallah derin ekonomi bilgisine göre “Faiz sebep, enflasyon neticeydi!” Enflasyonu düşürmek için faizi düşük tutmak yeterliydi. Olmadı. Olmazdı!

★★★

Faizler yüksek... Her ne kadar Merkez Bankası yüzde 14 dese de yüzde 26’dan borçlanıyor Hazine bile...

Enflasyon hem de İstatistik Kurumu’na göre dahi yüzde 60’ın üzerinde...

Kötü yönetim ülkenin her yerinde... Milletin kaynakları yandaşların ceplerinde...

Demek ki bildi... Peki, bu vatanı satan tarifini yapanın ismi neden bir türlü aklıma gelmedi? Kimdi?



★★★

İktidarın önce faiz fobisi vardı. Bu çaresizliğini faiz lobisi diye bir kavram geliştirerek anlatmaya çalıştı. Sonra bir baktık tecavüzcüsüne aşık olmuş. Faiz hobisi onun vazgeçilmezi...

Sahi kim olabilir bu faiz lobisi? Sadece Türkiye’de yetişen endemik bir bitki mi? Akla ilk kim gelir? Parayla işi olanlar... Yani bankalar... Oysa bankalar faizlerin yükselmesinden hoşlanmazlar.

Bankalar boğazlarına kadar kredi vermişler. Neden faizlerin yükselmesini istesinler?

Para alıp-satarlar... Mevduat ve krediler arasındaki faiz farkından para kazanırlar. Faizler yükselirse verdikleri milyarlarca liralık düşük faizli kredilerden zarar ederler. Gidip de bundan sonra verecekleri kredileri hesaplayamaz hale düşerler.

★★★

Sahi nereden çıktı bu “faiz lobisi” lafı? Dış mihrak ihtiyacından... Ekonomiyi biz batırdık diyecek halleri olmadığından!

Gidip piyasa gerçekleriyle inatlaşıp politika faizini yüzde 19’dan yüzde 14’e düşürürsen kaçınılmaz sonuçla yüzleşirsin.

★★★

Nitekim politika faizi sadece bankalar ile Merkez Bankası’nın ilişkisi... Yüzde 14 faizle fonlanan bankacılık sektörü bu sayede kârlılığını  yüzde 323 artırdı. Daha tatlı bir ortam istenilse yaratılamazdı!

Nasıl? Bankalar kaynaklarını yüzde 26 faizle hazineye borç vererek, yüzde 26-30 faizle ticari kredi olarak kullandırarak paralarına para katıyorlar. Bulmuşlar böyle üzümlü keki, işi hiç bilmeyeni yemesinler mi? Kimdi?

Fedâkarlık istedi!


Erdoğan, “Böyle dönemler hep birlikte fedakârlık yapmamız, hep birlikte günlük kazancımızı değil ortak geleceğimizi düşünmemiz gereken dönemlerdir” dedi...

Fedakarlık nedir sahi? Kendi aleyhine olan bir şeyi, bir başkası için yapıp olası zararlara ve risklere katlanmaktır.

★★★

Saraylarda yaşayıp tek göz evde yaşayanlardan böyle bir şey istemek niye? Kendisi nasıl bir katkı sunmayı düşündüğünü söylese... Bunu yakın olduğu emanetçi müteahhitlere dese neyse...

Şu köprülerdeki, hastanelerdeki, havalimanlarındaki, otoyollardaki garantilerde indirim istese... Milyarlarca dolar tasarruf tek kalemde...



★★★

Ben çözemedim kendisini... Bir hafta çıkıyor, “Avrupa bizi kıskanıyor”, “Gençler yurtdışını gezin” falan diyor... Ertesi hafta “Evet pahalılık var hepimiz fedakârlık yapmalıyız” diye devam ediyor.

Karar ver tutamıyorum zamanı... Sayesinde, gitti güzelim gençlik yılları... Var mı fedakârlığın daha hası?

★★★

Ülke zorunlu fedakârlar ile hamutuyla götürenler arasında iki ayrılmış durumda... Yandaş, huzur hakkı, bilmem ne kurul üyeliği, danışmanlık adı altında 3-4 maaş alsın, geri kalanlar fedakârlık yapsın... Ne güzel Türkiye!

Hadi yapalım... Neden fedakârlık yapacağımızı söylese ya... Domates mi, hıyar mı? Ayçiçeği yağı mı, bebek maması mı? Kestane balı mı, Medine hurması mı? Manda yoğurdu mu?

★★★

Parayı betona yatır, tüketime aktar, yandaşa dağıt, ihale ver, lüks harcamalar, ölü yatırımlar, seçim rüşveti derken suyunu çekiyor tabii...

Binlerce kez “kurumlarla böyle oynanmaz”, “ekonomi deneme yanılma tahtası değildir” denilmedi mi? İnat etti, yanlışı düzeltmedi... Geldiğimiz noktada “fedâkarlık” istedi. Hadi ona da peki...

Bakan Nebati de arazi


Konuşurken gözlerinden ışık saçan, cari açığı bitireceğiz deyip plan, program açıklamadan kendi kendine düşmesini uman Bakan Nebati bu aralar arazi...



Neden? Türkiye sadece 2 ayda, ocak ve şubatta yaklaşık 18 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. Çıkıp konu hakkında tek kelime laf etmedi. Sahneye bekliyoruz kendisini...