Hayatın doğal akışı içinde iki olayın aynı günlerde yan yana gelmesi; beni böylesine tuhaf başlıklı yazı yazmaya zorladı. Toplam toprak büyüklüğü Konya kadar olan fakat tarım ürünü ihracatı yıllık 116 milyar dolara (2021 yılı) ulaşan Hollanda’da şu günlerde; “şiddetli bir inek sidiği ve inek dışkısı sorunu” yaşanıyor. Hollanda’ya kıyasla yaklaşık 30 kat daha büyük tarımsal toprağa sahip Türkiye (yılda sadece 23 milyar dolar tarım ürünü ihraç edebiliyor) bugünlerde Brezilya’dan yola çıkıp İzmir Aliağa Limanı’nda söküme gelmekte olan aşırı miktarda asbestli “ölüm gemisi” tartışması içinde kıvranıyor.

Çok tuhaf bir durum:

Hollanda’da inek dışkısı!

Türkiye’de zehir gemisi!

Hollanda’da inek sayısı aşağı yukarı ülkede yaşayan insan sayısı kadar çoğalıp 15.2 milyona (domuzlar da dahil) ulaşınca ineklerin dışkısı ile sidiği kaynaklı “azot emisyonu” endişe verici bir düzeye ulaştı. Hollanda’da halk sağlığı kurumlarının yaptığı ölçümlere göre bu ülkenin azot emisyonunun yüzde 41’i hayvan çiftliklerinden yayılıyor. Hollanda hükümeti de bu kirliliği durdurmak için çok sert tedbirler aldı.

İnek sayısı azaltılacak.

Çiftlik sayısı düşürülecek.

★★★

Hollandalı çiftçiler isyan ettiler. Öfkeyle ayaklandılar. İneğimizin, koynumuzun kıymetini bilin diyerek; yolları, hava limanlarını, tren istasyonlarını trafiğe kapattılar. Süpermarketlerin önünde toplandılar. İnek sayısını azaltma ve çiftlik sayısını düşürme kararı alan sorumlu Bakan’ın evine kamyonla çamur taşıyıp döktüler.

Polis harekete geçti.

Tutuklamalar oldu.

Çiftçiler bir yandan da bilim ve teknolojinin yardımı ile “inek dışkısı ile sidiğinin ahırlarda birbirine karışarak daha güçlü bir azot emisyonu oluşturmasını önleyen ileri teknoloji dışkı robotu üretmeyi” başararak; hükümete “çözüm yasak koymakta değil çözüm bilimde... Çözüm tepeden inmede değil çözüm tabandan gelmede...” diye bağırdılar. Dışkı ile sidiğin bu robotlar sayesinde ayrı ayrı çekilerek depolanabileceğini ve ahırların havasının da filtre ile temizlenebileceğini gösterdiler. Başbakan, çiftçi öfkesini düşürmek için mandıra ziyaretlerine başladı.

Hollanda çözüm arıyor.

★★★

Kaderin rastlantısına bak!

Türkiye kendi ineğinin dışkısı ile sidiğine çözüm aramak yerine Fransız ile Brezilyalı’nın “asbesti ile radyoaktif atığını” seve oynaya kabul etti.

Nükleer uçak gemisi!

Brezilya’dan yola çıktı.

Aliağa Limanı’na geliyor.

Bu tip gemilerin üretiminde yüksek miktarda asbest ve radyoaktif madde kullanılıyor. Bu yüzden “ölüm gemisi ya da zehir gemisi” diye ad veriliyor.  1960’da Fransa’da yapılmış. Fransız ordusu gemiyi 1960’dan 2000 yılına kadar pek çok kez nükleer denemelerde kullanmış, sonra Brezilya ordusuna satmışlar. Brezilya’da gemiyi 2017 yılına kadar elinde tutmuş. Gemi kullanma ömrünü tamamlamış.

Sökülecek.

Hollanda!

İspanya!

Fransa!

Almanya!

Hiçbir Avrupa ülkesi limanı “hurdaya çıkmış nükleer uçak gemilerini” sökme işine izin vermiyor. Avrupa ülkeleri “asbestli gemi söküm işini bir utanç kaynağı” olarak görüyorlar. Bu işi dünyada Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi “işçiliğin ucuz ve çevre kirliliğini, insan ve doğa sağlığını dikkate almayan ülkeler” yapıyorlar. Brezilya’dan yola çıkıp söküm için Aliağa’ya gelmekte olan geminin sökümünü Hindistan da kabul etmedi. Türkiyeli bir şirket söküm içini aldı. Türkiye’de çevre örgütleri, deniz bilimleri fakültelerinin akademisyenleri, bu sökümün insanımıza, çevreye, doğaya zarar vereceği uyarısını yapıtılar. İzmir Büyük Şehir Belediyesi “söktürmeyiz...” diye harekete geçti. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “zehir gemisinin Aliağa’da sökülmesine” izin verdi.

★★★

Acı olan şu:

Önceki gün bu zehir gemisinin Brezilya karasularını terk etmesine çok az bir mesafe kaldığı saatlerde Brezilya Yüksek Mahkemesi, her halde göstermelik, asbestli gemiye ihtiyati tedbir kararı koydu ve “geri dön...” emri çıkarttı.

Tarım arazisi:

Hollanda:

908 bin hektar.

Türkiye:

24 milyon hektar.

Tarım ürünü ihracatı:

Hollanda:

116 milyar dolar.

Türkiye:

23 milyar dolar.