İmren Aykut, Türkiye’nin ilk kadın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’dır ve geçmiş dönemin çok başarılı siyasetçilerinden biridir.

İmren Hanım artık köşesine çekildi ama ülke sorunlarını yakından izliyor “Ah ah, ülkemiz bu hale mi gelecekti?” diyor.

İmren Aykut’un en üzüldüğü ve endişeye düştüğü şey, Türk toplumunun kutuplaşması!

“İnsanlarımız neden böyle birbirinden nefret eder hale geldi? Neden âdeta düşman kamplara ayrıldı, şaşırıyorum!” diyor.

Bu kutuplaşmayı AKP iktidarı yarattı. Birlik ve beraberliği sağlaması gereken iktidar  halkı “Bizden olanlar” ve “Bizden olmayanlar” diye ikiye böldü!

★★★

Büyüklü-küçüklü bir kavganın içindeyiz!

“Balık baştan kokar” misali, gerginlik tepelerdeki siyasilerden başlıyor.

Koca koca adamlar, hemen her gün birbirlerine ağza alınmayacak şeyler söylüyor ve çirkin ağız kavgaları tüm toplumu etkiliyor.

“Alçak, dangalak, ahmak” sözleri hakaretlerin en hafiflerinden

Ülke siyasetine yön verenler böyle yaparsa, halk ne yapmaz?

Besleme medya da bu kör dövüşünü körüklüyor.

Ülkemizdeki siyaset bataklığı “Dinci ve kinci” insanlar yaratmış durumda!

Hep “Dış düşmanlar” deniliyor ama gerçekte biz içeride birbirimizi yiyoruz!

★★★

Tüm bu olumsuzlukların, içine daldığımız cehalet bataklığı nedeniyle ortaya çıktığını söylemek yanlış olmaz sanırım.

Önce derin cehaletten kurtulmalıyız.

Kötülüğün ateşini başka türlü söndürmek mümkün değildir. Fakat… Ülkemizde uygulanan bu eğitim sistemiyle cehaletten kurtulmamız kolay değil!

Toplumda kamplaşma artıyor…

Nefret ve kinle donatılan bazı çevreler her gün Cumhuriyet’in damarlarına saldırıyor.

Rakamlar ve göstergeler, yalnız ekonomide değil, her alanda bu sistemin başarısızlığını gözler önüne seriyor!

Toplum olarak bu sarmaldan nasıl çıkarız?

Kurtuluşun anahtarı seçimdir ve sandığa gitmemize tam 1 yıl, 1 ay, 11 gün kaldı!

Zaman hızlı akıyor!

“Çok üzgünüm, çok!”


Türkiye’nin ilk kadın Çalışma Bakanı İmren Aykut’la başladık, onunla devam edelim.

İmren Hanım:

“Biz kadınlar haklarımızı zor elde ettik. Atatürk’e minnettarız. İnşallah bu hakları kaybetmeyiz” diyerek, yaşadığımız dönemin tehlikelerine işaret ediyor.

Günümüzde, Atatürk’e saldıran, hakaret eden, hatta küfürler yağdıran örtülü kadınları gördükçe, İmren Aykut’un bu sözleri aklıma geliyor.

Halkın demokratik yolla seçtiği ilk kadın bakan olan İmren Hanım, kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan Atatürk’e tüm kadınların şükran borcu olduğunu söylüyor.

Cumhuriyet devrimleri olmasaydı kadınlar hâlâ seçme ve seçilme hakkından mahrum olacaklardı.

İmren Aykut, ekonominin çöküşüne de çok üzülüyor:

“Asgari ücret, bugünün zor şartlarında hayli düşük kaldı. Çarşı-pazar ateş pahası! Nasıl geçinecek bu insanlar?” diyor ve ekliyor:

“Vahim bir hâl alan işsizlik ayrı bir sorun! İşler vaatle, lafla yürümüyor. İnanın memleketin haline çok üzgünüm, çok!”

TEBESSÜM

Sigarayı bırakmak zor mu?


Kahvede sigaranın zararlarından konuşuyorlardı.

Sigarayı bırakma konusunda bilinen güçlükler anlatılırken orta yaşlı bir adam:

“Ah şu lânet sigara… Bir türlü bırakamıyorum yahu! Ne kadar zormuş meğerse?” dedi.

Konuşmaya kulak misafiri olan Temel lafa karıştı:

“Hadi yaa… İradeli olduktan sonra sigarayı bırakmaktan kolay ne var ki? Ben en az beş defa bıraktım!”

GÜNÜN SÖZÜ


Derin yoksulluğun “şükür” ile yenildiği görülmüş şey değildir!