İktidar kanadı garip bir telaş içinde...

Sanırım seçimde kaybedeceklerini kendileri de anladı. Bunu engellemek için her şeyi yapabilecekleri anlaşılıyor...

Meclis’te AKP ve MHP oylarıyla kabul edilen “Dezenformasyon” adı altındaki Sansür Yasası bunlardan biri...

Böyle yasalar ancak demokrasinin askıya alındığı otoriter rejimlerde görülür.

“Dezenformasyon Yasası” Türkiye’de bir korku iklimi yaratarak halkın haber alma hakkına ve medyanın haber verme görevine darbe indiriyor.

Türk halkı, öğrenmeyecek, görmeyecek, bilmeyecek! İstenen bu!

Oysa haber alma hakkı ve ifade özgürlüğü demokrasinin temel taşlarıdır. İşte, bu taşlar yerinden sökülüp atılıyor. Yolsuzluk haberlerinin yazılmaması, düşünce ve fikirlerin ifade edilmemesi hedefleniyor.

Çıkartılan Sansür Yasası’nın amacı bu... Ancak... Güneş balçıkla sıvanamayacağı gibi gerçeklerin öğrenilmesi de bu tür antidemokratik yasalarla engellenemez.

Fısıltı gazetesi sosyal medya kadar etkilidir. Haberler kulaktan kulağa yayılır. Bunu engelleyebilirler mi?

★★★

Çıkartılan yasada “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzenini ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli bir şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” diyor.

Bazı hallede bu ceza yarı yarıya arttırılarak 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar çıkartılabilecek.

★★★

Dünyadaki hiçbir demokratik ülkede olamayan bu düzenleme tamamıyla belirsiz, muğlak ifadelerle dolu.

Her türlü haber, çıkartılan Sansür Yasası’ndaki maddelerin içine sokulabilir.

■ Bir haberin endişe, korku veya panik yaratmayı amaçlayıp amaçlamadığına kim, nasıl karar verecek?

■ İç ve dış güvenlik, kamu düzeni ve genel sağlıkla ilgili gerçeğe aykırı bilgi saptamasını kim, neye dayanarak yapacak?

■ Suçun bir örgüt çerçevesinde işlenmiş olduğunu kim, nasıl, neye dayanarak saptayacak?

■ Bunlar iktidarın talimatlarına göre mi belirlenecek?

★★★

Ne yazık ki, ifadeler o kadar muğlak, o kadar lastikli ki, her türlü bilgi veya haberi bu maddelerin içine sokmak mümkün.

Oysa ceza hukukunda hangi fiillerin suç olacağı açıkça tanımlanır ve hiç şüphe yaratmayacak şekilde net olarak belirtilir.

Bu yasada hangi fiillerin suç oluşturup, hangilerinin oluşturmayacağı belli değil. Bu da, canları ne iterse suç kabul edilebilirler anlamına geliyor. Mesela:

■ Döviz kurları artacak diye tahmin mi yaptınız?

■ Benzin fiyatlarını artabileceğini mi söylediniz?

■ TÜİK’in enflasyon rakamlarına inanmayıp “Enflasyon daha yüksek” mi dediniz?

■ Orman yangınlarında yeterli müdahale yapılmadığını, Orman Bakanlığı’nın ve ona bağlı yetkili birimlerin geç kaldığını mı iddia ettiniz?

■ Bir yolsuzluk haberi mi verdiniz?

Bunlara benzer her türlü bilgi ve haber, istenirse bu yasaya sokulabilir.

Doğrusu, “Dezenformasyon” adı altında çıkartılan “Sansür Yasası” 21’inci Yüzyıl Türkiye’sine hiç yakışmadı. Ülkemiz ve halkımız adına talihsizlik! İnternette çıkan bir haberi ya da mesajı beğenmek bile artık suç olabilir!

TEBESSÜM

Pot üstüne pot...


Yaz aylarında Bodrum’a giden Temel, plajda güneşlenen birine:

“Dünya çok değişti efendim.” der. “Şimdiki kızların oğlandan hiç farkları yok... Mesela şu zibidiye bakın... İleride, sağda duruyor... Saçları kısacık, kıza hiç benzemiyor...”

“Tabii benzemez, o bir oğlandır.”

“Yaa? Nereden biliyorsunuz bunu?”

“O benim oğlum da ondan...”

“Çok özür dilerim bayım... Babası olduğunuzu bilmiyordum.”

“Ben onun babası değil annesiyim!”

GÜNÜN SÖZÜ

Yürüyen toplumlarla duran toplumların diyaloğu olamaz!