İyi yerlere gittiğini söyleyemeyiz.
Bir Afrika ülkesi olan Sudan için yapılan harcamalar bunun tipik bir örneğidir.
Bizim memleketimizdeki milyonlarca metrekarelik tarım arazileri bitmiş gibi Afrika’da tarım yapmaya kalkıştık.
2015 yılında Sudan’da tarım yapmak amacıyla Türkiye ile Sudan arasında bir anlaşma imzalanmıştı.
Sudan hükümeti 780 bin 500 hektarlık bir araziyi bize tahsis edecek, biz de orada tarım ürünleri yetiştirecektik.
Memleketimizde ekilmemiş bunca arazi varken Sudan’da neyin tarımını yapacaktık? Anlamak zor!
★★★
“Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık A.Ş.” diye bir şirket kuruldu ve bu şirkete 66.5 milyon lira para yatırıldı. Fakat...
Aradan 7 yıl geçti. Şirket bu süre içinde hiçbir faaliyet göstermedi.
2020 yılı itibarıyla şirketin personel sayısı 1 kişi... Bu kişi de odacı olarak görünüyor. Şirketin personeli yok ama Sudan’da şubesi var!
Dahası, şirketin bir başkanı ve 6 yönetim kurulu üyesi bulunuyor... Ve AKP’li olan bu kişilere bir yılda “huzur hakkı ve ikramiye” adı altında 416 bin 695 lira ödeme yapılmış!
Türkiye’de ormanlar yanarken yangın söndürme uçağı bulamayan, çiftilerimiz kan ağlarken onlara yeterli desteği sağlamayan Tarım Bakanlığı “Sudan’da tarım yapacağız” diyerek her türlü imkânı bulabilmiş nedense?
★★★
Sudan’daki hayali tarım projesini İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Dr. Aytun Çıray Meclis gündemine taşıyınca skandal ortaya çıktı!
Aytun Çıray, verdiği bir soru önergesi ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye:
“Türkiye’de çiftçiler çok zor durumda iken, binlerce hektarlık verimli topraklarımız varken, Sudan’da bu hayali arazi projesine milyonlarca lira yatıran sorumlular hakkında hukuki bir süreç başlatmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu.
Bu haklı soruya muhatap olan Tarım Bakanı Vahit Kirişçi sus-pus!
Zülfüyâre dokunur diye Aytun Çıray’ın sorusuna cevap vermesi mümkün değil çünkü!
Türk halkının vergileri işte böyle yerlere gidiyor ve insanlarımız sıkıntı içinde yaşıyor. Yazık değil mi?
Hüsamettin Cindoruk’un tarihe geçecek sözleri
Düzgün, dürüst bir siyaset adamı olan Hüsamettin Cindoruk, rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in en güvendiği kişilerden biriydi.
Adalet Partisi ile Doğru Yol Partisi’nde önemli görevler alan ve Meclis Başkanlığı da yapan Cindoruk, birkaç gün önce, tarihe geçecek önemli bir söz söyleyerek şöyle dedi:
“Bugün CHP benim de partimdir. Benim fikirlerimi savunuyorsa, hayal kırıklıklarımı gidermek istiyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’ni tekrar tesis etmek istiyorsa CHP benim de partimdir. Artık mesele budur. Var mı bir diyeceğiniz?”
Sevgili okurlar, Hüsamettin Bey’in bu sözlerini gönülden destekliyorum.
Ülkemizin Atatürk ilkelerine ve çağdaşlığa kavuşmasını istiyorsak bugün CHP’li olma günüdür.
TEBESSÜM
Öbür dünyaya küfür gider mi?
İki adam kavgaya tutuşurlar... Birbirlerini kıyasıya yumruklarken, bir yandan da birbirlerine küfrederler...
Kavgacılardan biri durur:
“Ulan” der, “Benim anam öleli 10 yıl oldu... Küfürler ona gitmez...”
“O zaman babanın...”
“Hah ha... Babam da sekiz yıl önce öldü, senin küfürlerin onlara gitmez!”
Bu sözler üzerin adam daha da kızarak bağırır:
“Ruhlarına Fatiha okuyunca gidiyor da, küfredince niye gitmeyecek yaa?”
GÜNÜN SÖZÜ
En güzel insan haddini, edebini bilen insandır!
