27 yıl önce, 1995 yılında, 9’uncu Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel, Güney Amerika’ya,  Brezilya, Arjantin ve Şili’yi kapsayan önemli bir gezi yapmıştı.

O büyük gezide ben gazeteci, Albay Tahsin Ataizi de asker olarak davetliydik. Seyahat sırasında albayla iyi bir arkadaşlık tesis etmiştik.

Cumhurbaşkanı Demirel’in takdir ettiği komutanlardan biri olan Tahsin Albay şimdi emekli.

Bana yazdığı mektupta “Emekliyim ama emeklemiyorum” diyor ve ülke sorunlarına uzak kalmadığını belirtiyor. Mektuptan bazı bölümleri okurlarımla paylaşmak istiyorum. Şöyle diyor:

★★★

“Asker kışlada, parlamenter Meclis’te yemin eder.

Askerin yemini, ölümüne bir anttır. Sözdür, namustur.

Sonunda ölüm de olsa, vatan toprağı hiçbir şeyle değişilmez!

İnancımız demokrat, doğruluk, dürüstlük adına herkese, vatandaşa verilen teminattır.

Peki, siyasiler öyle mi?

Göreve başlarken Meclis’te ant içiyorlar. Bu yemine yüzde yüz sadık kalan siyaset adamı var mıdır, yok mudur? Varsa ne kadarı ettiği yemine sadık kalmaktadır?

Bunu irdelemek (konunun bütün durumlarını, bütün yönlerini birer birer incelemek) onlara oy veren vatandaşlarımıza kalmıştır.

Seçmen tüm olanları göremez ise, millet çektiğini iddia ettiği zillete katlanmak zorunda kalır.”

★★★

Hapiste tutsak tutulan emekli generaller için de düşüncelerini söyleyen ve komutanların birer vatansever olduğunu belirten E. Albay Tahsin Ataizi mektubunu “Demokratik, laik, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar devamını Allah’tan diliyorum” diyerek bitiriyor.

Yaşadığımız olaylar, hapisteki generaller, kurşun gibi yağan zamlardan nefes alamayan halkın durumu, hukukun tüm kurallarıyla işlediği, demokratik ve laik bir Türkiye’nin özlemiyle yaşayan Ataizi’nin haklılığını ortaya koyuyor.

Paçayı kurtarma zamanı!


İstanbul Havalimanı’nı inşa ederek devlet garantisiyle milyonlar kazanan 5’li gruptan 2’si, hisselerini satacaklarını açıklamış...

Peki, neden buna ihtiyaç duydular? Neden ellerindeki milyonlarca dolarlık hisseleri elden çıkartacaklar?

Herkes çeşitli yorumlar yapıyor. Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu’nun bu konudaki görüşü şöyle:

“Uluslararası ticareti bilenler gayet iyi bilirler ki, bu beyan iki şekilde anlaşılır:

1) Hisselerimi danışıklı olarak yabancı bir şirkete devredeyim, hem hisselerim kaybolmasın, hem de uluslararası garanti elde etmiş olayım.

2) Arkadaş, zaman paçayı kurtarma zamanıdır. Yurt dışında gerekli birikimim var. Benden bu kadar!

Sanıyorum, böyle düşünüyorlar!”

Malûm, en koyu, en sadık AKP’lilerin başında gelen işadamı Ethem Sancak boş bulunup “AKP’yi iktidara Amerika getirdi!” dediği için partiden istifa etmek zorunda kaldı!

Rifat Serdaroğlu onun için de şöyle diyor:

“Sakallı Ethem, o sözleri bilerek söyledi. Amacı AKP ile yollarını ayırmak ve ABD’nin emrin yerine getirip servetini garantiye almak! Böylece kimlerin dış güçlerin adamı olduğunu Türk milleti öğrenmiş oldu.”

TEBESSÜM

Komşunun karısı...


Karısı Temel’e bağırıyor:

“Hiç olmazsa şu komşumuzdan örnek al!”

“Niye?”

“Görmüyor musun nasıl yaşıyorlar?

“Bilmem, nasıl yaşıyorlar?”

“Kaç yıllık evliler ama hâlâ birbirlerine balayındaki gibi davranıyorlar...”

“Nasıl yani?”

“Adam karısını her gün arabada, kapıda, her yerde öpüyor. Sen niye böyle yapmıyorsun?”

Temel boynunu büküyor:

“Valla, ben de öpmesine öperim ama kadını iyi tanımıyorum ki!”

GÜNÜN SÖZÜ

Toplumda en büyük sorun açlıktır. Aç olan kişiler kolay kandırılır!