Koray Aydın, Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin bir araya gelip Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e dönüş ile ilgili çalışma yapmalarını “Türk siyasi tarihinde şu ana kadar görülmemiş bir durum” diye nitelendirdi. “Türkiye’nin geleceğine el koyma irademiz ve inanç birliğimiz tam” dedi.

Türkiye’nin gündemi artık her zamankinden de yoğun ve karışık. Öyle hızlı bir haber akışı var ki açıklamaların, tartışmaların arkası kesilmiyor ve bilgi kirliliği de aynı ölçüde artıyor. Bu haberler arasında şimdiye kadar hiç duymadıklarımız ve gerçeğin ne olduğunu öğrenmemiz gerekenler var. Muhalefet partilerinin liderleri arasında seçim ittifakları, nasıl bir seçim stratejisi izleneceği ve  seçimden sonrası için planlar konusunda görüşmeler sürüyor. Acaba Millet İttifakı genişleyecek mi ya da seçime doğru bir bölünme olabileceği iddiaları ne derece doğru? Tansu Çiller’in parti kurmasını kim ve hangi nedenle istedi? Sağlıklı bir ortamda, güvenli bir seçim olacak mı? Bunları ve gündemdeki diğer merak edilenleri İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Koray Aydın’la konuştum.

■ Zaman zaman CHP ile İYİ Parti arasında anlaşmazlıklar oluyor gibi bir durum var ve bu medyada fazlasıyla tartışılıyor. Örneğin Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” sözü üzerine İYİ Parti’nin iki milletvekili “İYİ Parti, CHP ile ittifak kurmaya mecbur değil” ve “Biz olmasak CHP ne kadar oy alırdı” gibi açıklamalar yaptılar. Bundan sonra “Seçime sağ, sol ve HDP olarak üç ayrı ittifak girebilir” iddiaları dile getirilmeye başlandı. İYİ Parti milletvekilleri sizce neden bu sözleri söylediler? Seçim yaklaşırken bir problem ortaya çıkabilir mi?

Millet İttifakı partileri öyle Cumhur İttifakı partileri gibi “tek parti” havasında hareket etmiyorlar. Her partinin aynı konuda farklı söylemleri ve çözüm yolları olabilir, bunlar çok doğaldır ve böyle kabul edilmesi lazım. Parti sözcülerinin zaman zaman yaptıkları açıklamaları “Acaba Millet İttifakı’nda bir sıkıntı mı var” şeklinde algılamak doğru değildir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” sözü üzerine Genel Başkan Yardımcımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu’nun yaptığı “Demokrasi ve hukukun yegane adresi TBMM’dir, Ankara’dır” açıklaması üzerine bu söylenti çıktı. Bu açıklamayı doğrudan Sayın Kılıçdaroğlu’na bir cevap olarak değil, sorunların çözümünde TBMM’nin vazgeçilmez yerinin herkese hatırlatılması olarak değerlendirmek gerekir. Millet İttifakı’nda bir çözülme, bir dağılma, bölünme bekleyenler bence boşuna hevesleniyorlar, öyle bir durumun olma ihtimalini şu anda hiç görmüyorum.

Medyada söylenenleri dikkate alarak yolumuza devam edemeyiz, biz ciddi bir iş yapıyoruz, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir kararlılık söz konusu, parti liderlerinin bence bu konuda muazzam bir fedakarlıkları var. Altı partinin bir araya gelerek Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’le ilgili yapmış olduğu çalışma, Türk siyasi tarihinde şu ana kadar görülmemiş bir durumdur. Türkiye’nin geleceğine el koyma iradesi var, bu kötü gidişata son verme kararlılığı var, buna uygun hareket edilecek bir inanç birliği de var.

■ Son anketlerde Millet İttifakı’nın iki parti olarak da Cumhur İttifakı’ndan daha fazla oy alacağı görülüyor. Bu durumda “hangi ittifakın adayının cumhurbaşkanı olacağı” da zaten belli değil mi? Adaya karar vermek daha kolaylaşmış olmuyor mu?

CHP ile İYİ Parti’nin oy toplamı, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin çok üstünde. Aradaki fark gittikçe de açılıyor. Bizim yaptırdığımız araştırmalarda da iki partinin toplamı 43 ve 45 bandına ulaşmış vaziyette ve daha buna katılanlar olacak. Dolayısıyla toplumun kabulü olabilecek bir aday etrafında birleşildiği takdirde -bu konuda bir zorluk olacağını da düşünmüyorum- Millet İttifakı seçimi çok rahat kazanacaktır. Çünkü AK Parti değil arayı kapamak, şu anda devamlı aranın açıldığı bir süreci yaşıyoruz.

Erdoğan hemen seçim istiyor ama ortamı hazırlama imkanı yok


■ İşler daha da kötüye gitmeden, bir an önce seçim yapması
gerekmez mi?


Aslında hemen seçim yapmak istiyor, çünkü her geçen günün çok da aleyhine olabileceğinin tespitini yapmış durumda fakat hemen seçim kararı alabilecek ortamı henüz sağlayamadığı için böyle bir adım atmakta sıkıntı çektiğini görüyorum. AK Parti’nin bu işleri düzeltme imkanı ve şansı yok ama Recep Tayyip Erdoğan çevresi tarafından bunun aksine inandırılmış. Eğer TÜİK rakamlarıyla “Bu işi düzelttik” diyerek bir seçim hayali kuruyorlarsa onun da tutmayacağını bilmeleri lazım. Yeni TÜİK Başkanı’nın şu anda verdiği rakamlar, verebileceği en alt rakamlar, enflasyon rakamlarının şu anda yüzde 80’lerde olduğunu iddia eden araştırmalar var. Bugün bunu yapana, yarın onların seçim stratejilerine göre atması gereken adımların iktidar tarafından çok rahat attırılacağı görülüyor, çünkü artık TÜİK toplum nezdinde itibarını kaybetmiş, söylediğini tepeden emir alarak yapan bir mekanizma haline dönüşmüştür.

■ Siz Devlet Bahçeli’yle birlikte çalıştınız, iyi tanıyorsunuz, onun “Belediye’de terörle ilişkili kişiler çalışıyor” diyerek İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “istifa et” çağrısı yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şaka gibi bir şey bu. Konuyla ilgili, bir dernek üzerinden devam eden bir soruşturma var, açılan davada tutuklu bulunan 3 kişi var, bunlardan biri AK Parti üyesi, daha neyin irtibatından, iltisakından bahsedeceksiniz? Bir çukurun içine düştüler, debelenip duruyorlar. Mesele bu konudan başladı, “Karda yemeğe gitti” diyerek devam ettiriliyor. Bunlar dili ötekileştiren ve kutuplaşmada zirveye çıktığımız bir seçimi bize yaşatacaklar, bunu görebiliyoruz. Trabzon olayından sonra ağız düzeltmeye başladılar, bir çocuğu bu işe alet eden anlayışın millet nezdinde bir karşılığı olmadığı görüldü. Seçim süresi de yaklaştı, ortalığın daha fazla karışacağı bir sürece gireceğimizi düşünüyorum. Ekonomiyi daha da yüzlerine gözlerine bulaştıracaklar.

MHP kökenli olan Koray Aydın, 3 dönem Trabzon, 2 dönem Ankara milletvekilliği, Meclis Başkanvekilliği ve bakanlık yapmış deneyimli bir siyasetçidir. Daha sonra İYİ Parti kurucuları arasında yer alan Aydın, partisinin Türkiye çapında teşkilatlanmasını sağlamıştır.

İstanbul seçiminde olduğu gibi bir sonuç çıkacaktır


Millet İttifakı’nın seçimi çok rahat kazanacağını savunan Koray Aydın, ilk turda da sonuca ulaşılabileceğine inandığını söyledi. Aydın, “İki ittifak dışında HDP’nin de aday çıkarma ihtimali var. Ben, ekonomik sıkıntılardan dolayı isyan noktasına gelmiş milyonlarca insanın kendi katma değerlerini de içinde yaratarak aynı İstanbul seçiminde olduğu gibi bir sonucun ortaya çıkacağına inanıyorum. Her gün ‘imdat’ sesi artıyor, her gün ‘yeter artık’ sözü daha da artıyor. Dolayısıyla, toplumsal tepkinin bu kadar büyüdüğü bir dönem şartları içerisinde AK Parti’nin ve kurduğu Cumhur İttifakı’nın bir geleceği olmadığını siyaseten görebiliyorum” dedi.

Atatürk’ün değerini anlayan muazzam bir kitle oluştu


■ Yurt dışından gelen yabancı uyruklu rehberlerin Atatürk’ü ve devlet büyüklerini karalayarak para kazandıkları haber oldu. Aynı gün Samsun’da Atatürk Anıtı’nı araçla çekerek yıkmaya çalıştılar. Atatürk üzerinden halk kışkırtılıyor gibi bir tablo ortaya çıktı.

Bu yapılanlar tam tersine Atatürk sevgisinin zirve yapmasına neden oluyor. Şu anda çok şuurlu bir şekilde Atatürk’ün değerini anlayan muazzam bir kitle oluştu. Bu manada ülkeye bir iyilik yaptıklarını düşünüyorum, uyuyan bir Atatürkçü kesim vardı, okumuyordu, araştırmıyordu, şimdi mecburiyetten araştırmak zorunda kaldılar.

Öyle bir çöküntüyle karşı karşıyalar ki çaresizlik içindeler


■ Sayın Aydın, artık marketlerde çikolatalara, ayçiçek yağına bile alarm takıldığı, esnafın “Mecburen uyguladığımız zamlardan dolayı utanıyoruz, özür diliyoruz” diye afiş astığı günlerdeyiz. Elektrik ve doğalgaz faturaları ise tamamen dayanılmaz durumda ama “Bu zamlar indirilsin” önerisine iktidarın iki partisinden de ret geliyor. Seçim de geliyor, sizce neden ret veriyorlar, Hazine bu kadar mı bomboş?

Aslında Ocak ayı enflasyonu, söylenen 48.69’dan çok yukarıda. Yeni başkan kırpa kırpa bu rakama getirebilmiş. TÜİK rakamlarıyla istediğiniz kadar oynayın, oynanmış rakamların bile alarm zilleri çaldığı tablo karşısında aciz duruma düşmüş bir iktidar portresiyle karşı karşıyayız ve bu şartlar altında Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmeyen adımları atması da bunlardan kaynaklanıyor. Merkez Bankası’nın eksi bakiyede olduğu, devlet bütçesinin büyük açıklar verdiği, kara günler için saklanmış olan ihtiyat akçesinin daha iki sene evvelinden kullanılıp tüketildiği, dış borcumuzun döviz cinsinden sürekli büyüdüğü bir Türkiye tablosunda, uygun adımlar atmak konusunda sıkıntı çeken bir iktidar durumundalar. Bunlar 20 yıllık iktidarları döneminde, muhalefetin getirmiş olduğu bütün tekliflere ret oyu verdiler. Yapılması gereken, bu insafsız zamların geri alınması ve en azından açıkladıkları bu enflasyon rakamlarına çekilmesidir. Bunu yapamayacak, çünkü ülkeyi öyle bir ekonomik çöküntüyle karşı karşıya bıraktılar ki çaresizlik içindeler.

■ İtibardan tasarruf olmaz ama millet açlıkla karşı karşıya. Bütün muhalefet partileri birlikte “israfın sonlandırılması” için çağrıda bulunamaz mı?

Sayın Erdoğan adeta saray koleksiyoneri gibi davranıyor, ilave edilenlerle beraber herhalde 16 saray oldu. Araştırdım, bu özelliklere sahip, saray koleksiyoneri bir başka ülke yok. Erdoğan, bu konuda dünyada alay konusu haline gelen, şatafata düşkün bir profil çizmiştir. Bu, bizim en çok üzerinde durduğumuz konu.


İYİ Parti’nin oyunu kırmak için Çiller’e parti kurdurma peşinde


■ Tansu Çiller’in parti kuracağı, hatta örgütlenmeyi tamamladığı iddiası var. Örneğin Can Ataklı bu konudan Youtube programında etraflıca söz etti. Bu parti kurulursa merkez sağda bir değişikliğe sebep olabilir mi?

Böyle bir partiyi kurmak istiyorlar ve bol vaatlerle insanları çekmeye çalışıyorlar. Bu partinin görev alanı, tek hedefi sadece İYİ Parti’dir, yüzde yüz böyledir, bunun şüphesi yok. Tansu Çiller, AK Parti’den oy koparan İYİ Parti’nin oylarını kırmaya çalışmak için Erdoğan tarafından görevlendirilmiş, “İYİ Parti’nin bulunduğu yerde ne yapabilirsen kardır” anlayışıyla iktidar tarafından desteklenen, maddi imkanları iktidar tarafından sağlanan bir proje kişisidir. Kuracağı parti de böyle bir projenin partisidir. Ama şu anda parti kuracak zemini inşa edemedi çünkü görüşme yaptığı insanların yüzde 97’sinden karşılık alamıyor. Bu bakımdan, parti kursa bile sadece genel merkezi olan bir tabela partisi gibi olur. Şu anda siyasi alanda boşluk yok, Tansu Çiller’in de itibarı yok, ciddiye alan da yok. Biz de parti olarak ciddiye almıyoruz. Ben bu konuyu takip ediyorum, gördüğüm kadarıyla; sıfır diyecektim ama iyi bir rakam olur, ekside. O şu anda Recep Tayyip Erdoğan’ın emir eri pozisyonunda biridir, siyasal görevi Tayyip Erdoğan’ın verdiği görevdir. Benim tavsiyem; boşuna bu işlerle uğraşmasın, evine gitsin, evinde otursun, onun Türkiye’de artık yapacağı bir şey de kalmamıştır. Böyle ısmarlama kişilerin, Cumhurbaşkanı’ndan destek alarak siyaset yapmalarına payanda olacak insan sayısı kalmadı, oradan bir parti çıkmaz, konuşmaya bile gerek yok.