Köpek saldırısı olaylarının ardından belediyeler, kamuoyunu yatıştırmak için en acımasız yöntemi seçti. Türkiye’nin dört bir yanından sokak hayvanlarından toplu zehirlenme ihbarları geliyor. Yüzlerce günahsız hayvan, ölüm kampına dönen barınaklara atılmaya başladı.

Son haftalarda yaşanan üzücü köpek saldırısı olaylarından sonra bir kadın şarkıcının yazdığı acımasız tweetler, bir başka kadın şarkıcının televizyonda “sokak köpekleri çoğaldı, uyutulsunlar veya barınaklara konsunlar” diyerek yaptığı program, bilinçsizce konuşan ilgisiz kişiler, sokak hayvanlarını kısırlaştırıp rehabilite etme görevini yerine getirmeyen belediyelerin, köpekleri topluca zehirleme olaylarını hızlandırdı.

BARINAKLARDA ÖLÜYORLAR

Onlarca köpeği zehirleyip kıvranarak acılar içinde ölmesine neden olan belediyelere ve kişilere gereken cezaların verilmemesi bu feci eylemlerini her geçen gün artırarak sürdürmelerine neden oluyor. “Sokak hayvanları barınaklara konsun” diyenler bu barınakların çoğunun bir ölüm kampından farksız olduğunu, hayvanların dayanamayacakları şartlarda yaşatıldığını, bazılarında açlıktan birbirlerini yediklerini, balık istifi gibi üst üste bölmelere doldurulduklarını bilmiyorlar. Bayramlarda, tatillerde bu barınakların çoğu sahipsiz kalıyor, yaralı ve hasta hayvanlar için tek bir veteriner hekim bile bulunmuyor. Aşılama ve kısırlaştırma yapılmadığı için hayvanlar ya yavruyken hastalıktan ölüyor veya hızla çoğalıyorlar. Birçok barınağı bizzat ziyaret ederek durumu gördüğüm için bilerek anlatıyorum.

Türkiye’de sokak hayvanlarının en iyi bakıldığı ve korunduğu bölgelerden biri Ortaca-Dalaman bölgesi. Yıllar önce Dalaman’a gelerek burada Haydos isimli kendi derneğini ve barınağını kuran Türkan Dağdelen tek başına yüzlerce hayvanı kurtarıyor, bulabildiği bağışlarla onları yaşatmaya çalışıyor. Oysa yakınındaki bir başka ilçe bunu yapacak imkanlara sahip olmasına rağmen hayvanları kaderlerine terk ediyor. Bu barınakların denetimi Tarım ve Orman Bakanlığı’na, orman müdürlüklerine ait ama denetim yok. Anadolu’daki, Doğu’daki birçok barınakta hayvanlar ölüm kalım mücadelesi veriyor. Siyasilerin verdiği sözlere rağmen TBMM’de kabul edilmeyen Hayvan Hakları Yasası, Türkiye’nin medeniyetle ilgili bir sorunu olarak toplumun büyük tepkisini çekiyor.

ŞİDDET GÖRÜYORLAR

Sokaklara veya boş buldukları alanlara sığınan sahipsiz köpeklerin (ki bunların büyük kısmı da sahipleri tarafından acımasızca sokağa atılan köpekler) veya köylerdeki köpeklerin çoğu insanlardan ciddi şekilde her türlü şiddeti, saldırıyı görüyor, güneş veya kar altında kısa zincirlerle bağlı olarak tutuluyor, çoğu kez ölümüne dövülüyorlar. Şiddet gören sadece onlar da değil, sosyal medyada fazlasıyla görüldüğü gibi hayvanları koruyup bakan insanlara bile saldıranlar var.


İki gün Beykoz Ormanları’na gidip sokak hayvanları ile vakit geçirdim


Yıllardır sokak hayvanlarına bakan, yüzlerce canı kurtaran biri olarak, iki ayrı gün Beykoz Ormanları’na gittim. Kilometrelerce alana atılmış ve sık sık insanlarla beraber olmadıkları için vahşileşmesi beklenen ama tam aksi durumda olan yüzlerce sokak köpeğinin arasına girdim, onlara sarılarak ellerimle besledim. “Sokak hayvanları insanlara saldırır” diyen ve hepsine linç kampanyası açanları da götürmeye ve onların nasıl insan dostu olduklarını göstermeye hazırım.

Kısırlaştırılan ve doyurulan köpek saldırmaz


Eğer bir köpek veya grup halindeki köpekler saldırıyorsa mutlaka ya şiddet görmüş ve bu şekilde vahşileşmiştir veya o bölgenin belediyesi tarafından haftalarca tamamen bakımsız, aç, susuz bırakılmış, kısırlaştırma yapılmadığı için çoğalmışlardır. Kısırlaştırılan ve doyurulan hayvan saldırmaz. Tam aksine bir köşede uyur veya sakince dolaşırlar. Sosyal medyada son zamanlarda bazı kişilerin “sokak köpeklerine şiddet uygulayıp insanlara saldırmalarını sağlayalım ki toplatılsınlar” yazan mesajlar da görüldü. Bu durumda suçlanacak olan -gerçekte insan dostu olan, sevgi gördüğü insanları canı pahasına koruyan, depremlerde hayat kurtarsın diye köşe bucak aradığımız- dili olmadığı için şiddet gördüğünde “yapmayın, benim de canım var, yavrularım var” diyemeyen hayvanlar mıdır, yoksa insanlıktan çıkmış bu şahıslar mıdır? Bir insan üstelik bilinçli olarak cinayet işlediğinde idam cezası almıyor, diğer bütün insanlar ağır hapis cezası almıyor, o zaman neden insan bilincine sahip olmayan ve şiddet görmüş bir veya birkaç köpeğin saldırısı olduğunda bütün köpeklere linç kampanyası açılıyor? Valilikler, kaymakamlıklar ve emniyet hayvanlara şiddet uygulayanların cezalandırılmasını sağlamak zorundadır.


Veteriner görüşü:


Belediyeler toplu katliam yapıyor


■ Sayın Asuman Şentürk, 22 yıllık veteriner hekimsiniz. Son zamanlarda yaşanan bazı saldırı olayları çok üzücü ama ben yıllardır sokak hayvanlarına yakın yaşayan biri olarak hep ‘aç ve şiddet gören köpek saldırır’ diyorum, siz saldırı olaylarını neye bağlıyorsunuz?

Köpeklerin, kendilerine kötü davranılmadığı takdirde durup dururken saldırdığına ben de inanmıyorum. Ben böyle bir olaya hiç şahit olmadım veya köpek gördüğümde yolumu hiç değiştirmedim, onlardan tedirgin olup kaçmıyorsanız, bir korku havası yaratmıyorsanız ilgilenmezler.

■“Sokakta yürürken beni sokak köpeği ısırdı” diyenlerle karşılaştınız mı bu kadar sene içinde?

Hayır, bazen kedilerin yavrularına filan dokunulduğunda onları koruma içgüdüsüyle tepki verebilir, ısırabilir, bunlarla karşılaştım ama sokak köpeği ısırmasıyla karşılaşmadım. Hayvanların yaşama hakkı olduğuna ve buna saygı duyulması gerektiğine inanıyorum, onları kapatmak çözüm değil, birincisi aşılamazsanız birbirlerine (insanlara değil) bulaşıcı hastalık bulaştırıyorlar, yeterli beslemezseniz çaresiz birbirlerini yiyorlar, bunları çok duyduk. Bence kısırlaştırma ve aşılama yapılmadığı sürece köpek sorunu çözülemez. Onları barınaklara kapatıp bakmayan belediyeler de toplu katliam yapıyorlar aslında. Barınak ancak sağlıklı bakıldıkları, kaliteli yaşam şartları sağlandığı takdirde çözümdür, aksi halde hapsetmek vicdana sığmıyor.

Hayvana yönelik şiddete ceza ve denetim tek çözüm


YASAYA göre belediyelerin sokak hayvanlarını aşılama, bakım, tedavi, kısırlaştırma görevleri var, bunun için ödenek alıyorlar. Görevini yapmayan belediyeler, yaptırıma uğratılarak buna mecbur bırakılsalar, hayvanların zehirlenip acılar içinde kıvranarak ölmesi olayları da son bulur. Görevini yapmayan, tembelliğini zehirleyerek örtmeye çalışan belediyelerin, hayvanlara şiddet uygulayan herkesin mutlaka cezalandırılması, Orman Bakanlığı’nın sıkı denetim yapmasının sağlanması sokak hayvanları sorununun tek çözümüdür. HayKonfed Başkan Yardımcısı Haydar Özkan aralıksız şekilde Türkiye’yi dolaşıyor, zor durumdaki sokak hayvanlarını kurtarıyor, ilgililere seslenerek sorunlarını çözmeye çalışıyor. Peki ilgililer bunları hiç duymuyor ve görmüyorlar mı ki değişen bir şey yok? Ayrıca köpek ve kedi maması üreten firmaların her gün zam yaparak fiyatlarda fahiş artışa gitmesi de sokak hayvanlarının aç kalarak ölmesine neden oluyor. Hükümetin kedi ve köpek mamasında yüzde 18 olan KDV oranını düşürmesi ve bu fırsatçı firmaları denetlemesi gerekiyor!