Sezgin Baran Korkmaz’ın yurtdışına çıkmasına izin veren Türkiye ve ABD, aynı kişi hakkında uluslararası tevkif ve yakalama müzekkeresi niteliğinde olan “Kırmızı bülten” çıkarılması için başvurmuş, İnterpol Genel Sekreterliği de, iki ülkenin başvurusu üzerine bülten çıkarmıştı. Korkmaz’ın Türkiye’ye iadesi için çabası sonuç vermedi ve hakkında 225 yıl hapis cezası isteyen ABD’ye teslim edildi.

Korkmaz’ın en büyük özelliği, zor durumda olan şirketleri almasıydı. Hatta o şirketlerin içinin boşaltılması için bazı üst düzey yöneticilerle işbirliği yapıldığı da hep söyleniyordu. Başka bir özelliği de hayırsever olmasıydı.

ONUN GÖREVİ

İşyerlerinde yaklaşık 4 bin 500 kişi çalıştıran Sezgin Baran Korkmaz’ın ilaç fabrikası da bulunuyordu. Hemşire olan kardeşine ilaç fabrikasında iş verebilirdi. Ancak vermedi. “Neden?” diye sorduğumda, onun görevinin ayrı olduğunu söylemişti. Ne olduğunu da bana şöyle anlatmıştı:

“Kardeşim, Devlet Hastanesinde hemşire olarak görev yapıyor. Kendi fabrikamda olmasını özellikle istemedim. Çünkü, onun görevi hastaneye gelen fakir-fukara, ilaç, hastane parasını ödeyemeyen, tedaviye ihtiyaç olanları belirlemek, kimsenin dikkatini çekmeden o ailelere yardımcı olmaktı. Sağolsun kardeşim, hastaneye gelenlerin durumunu hemen araştırıyor, ihtiyacı olanları belirtiyor ve gerekli yardımları da benim üzerimden yapıyordu. Bu özelliğimiz pek bilinmez. Yaptığımız hayır işlerini sessiz-sedasız yapıyoruz.”

Bakkallara olan borçları kapatmak, dar ve zor durumda olanlara görünmeden zarf içinde evlerine para göndermek de, Korkmaz’ın yaptıkları arasındaydı. O yüzünü göstermeyen, kimliğini gizleyen “Robin Hood” denilen yardımseverin Korkmaz ya da onun görevlendirdiği kişiler olduğu dilden dile dolaşıyordu.

“TÜRKİYE İÇİN İYİ OLMADI”

Sezgin Baran Korkmaz’ın ilk gözaltına alınışı Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin (KOM) eşgüdümünde gerçekleştirilmişti. Az önce hayırsever özelliğini belirttiğim Korkmaz’ın farklı bir özelliğini de bir yetkili şöyle anlattı:

“Sezgin Baran Korkmaz, rüşvet verdiği herkesi kayda almış. Sesli ve görüntülü kayıtları var. Korkmaz’ın, parasının FETÖ parası olma ihtimali üzerinde de durduk. Bu konuda da çalışma yapılıyordu. Ancak bir sonuç alınamamıştı. Hakkında farklı soruşturmalar yürütülüyordu. Ancak kara para aklama iddiasından dava açıldı. Hakkında 24 dava var.”

Devlet kademesiyle yakın ilişkili olduğu belirtilen Sezgin Baran Korkmaz, ABD’de yapılacak sorgusunda üst düzey kamu görevlileri aleyhine kullanılabilecek bilgiler verir mi? Yakalanmadan önce konuştuğumuzda, “Asla” demiş, “Devletimizin, milletimizin aleyhine olabilecek bir şey konuşmam” diye eklemişti. Kendisinin bir Rıza Zarrap olmadığını da söylemişti. Konuştuğum bir yetkili, “Öyle söylese de, ABD Derin Devleti siyaseten kullanmak için Korkmaz’dan bilgi alacak, bunları da siyaseten Türkiye aleyhine kullanacaktır” görüşünü dile getirdi.

ALLAH YARDIMCISI OLSUN

ABD’de cezaevinde olmak kolay değil. ABD’de yakalanıp Türkiye’ye iade edilen bir vatandaşımızı getirmekle görevlendiren interpol görevlisi, “Sanığın, infaz koruma memurunun gözüne bakması bile yasak. Getirdiğimiz kişiler, bizim de yüzümüze bakmaya korkuyorlardı. Yani cezaevi şartları çok ağır” dedi.

ABD’de cezaevine konulan bir vatandaşımızdan cezaevi koşullarını dinlerken, “Tıpkı filmlerde gördüğümüz gibi” dedi. Mahkumlara turuncu renkli tek tip elbise giydiriliyor. Koşulların ağırlığını şöyle anlattı:

“Cezaevi koşulları feci. Allah ABD cezaevlerine kimseyi düşürmesin. Mahkumlara karşı çok acımasızlar. Tek ve iki kişilik odalarda kalınıyor. Kendi isteklerinin kabul edilmesini istiyorlar. O isteklerini kabul etmediğinizde şartlarınız daha da ağırlaştırılıyor. Allah, Sezgin Baran Korkmaz’a yardımcı olsun. Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla da, kitabında cezaevi koşularının ağırlığını aktarmıştı.”

NE OLACAK?

Hazırlanan iddianameye göre, Sezgin Baran Korkmaz hakkında istenen hapis cezası 225 yıl. Bir hukukçu, “ABD parasını alınca, Sezgin’i gönderir. Onlar, paralarını kurtarmaya bakar” görüşünde.

Sezgin Baran Korkmaz, ABD’nin taleplerine karşı ne kadar direnecek? Onların istediği bilgiler karşısında neler anlatacak? Bunu bilemeyiz. Ama kurtulmak için özellikle iktidardaki çevrelerle yaşadığı bazı olaylar hakkında bilgi vermek zorunda olacak.

Korkmaz’ın, Türkiye’ye verilmesi halinde olacaklar da belliydi. Mahkemede kendisini kurtarmak için gerekirse var olduğu belirtilen rüşvet kasetleri devreye sokulacaktı. Yurtdışına çıkmadan bir gün önce İçişleri Bakanı’nın makamına niçin çağrıldığını, orada ne konuşulduğunu, kimin alacağının silinmesinin neden istendiğini de en azından mahkeme aşamasında öğrenmiş olacaktık. O aşamayı beklemeden, İçişleri Bakanı konuşmalı.  Silinmesi istenen borcun ne borcu olduğunu söylemeli.

Sezgin Baran Korkmaz’ın zorluklara rağmen ülkemizi yabancılara satmayacağı da söyleniyor. Vatandaşımıza karşı hukuksuzluk yapılmasına Devletimiz seyirci kalmamalı...