Ağrı’da geçtiğimiz Ramazan’da yapılan yaklaşık bin kişilik sahur organizasyonuna, AKP eski milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner’in “şatafat” eleştisi getirmesiyle dikkatimi çekmişti.

AKP Ağrı İl Gençlik Kolları Başkanı Halil İbrahim Selçuk’un sosyal medya hesabından paylaştığı sahur videosu yapılan harcamayı tartıştırdı.

Ülkenin gündemi yükselen gıda fiyatlarıyken, “Biri yer, bir bakar; kıyamet ondan kopar” özdeyişini hatırlatıyordu...

★★★

Videoda benim ilgimi seslendirdikleri Kürtçe esere ellerindeki deflerle ritm tutan genç kızlar çekti. Önceleri rastlamadığım türden bir sanatsal etkinlik... Yörede şarkılara eşlik eden zılgıt sesini bastıran bir çoşku mu icat edilmiş?

★★★

Şırnak Üniversitesi yerleşkesinde, 16-22 Mayıs tarihleri arasında ilki düzenlenen Uluslararası CudiCup Tenis Turnuvası’na gelen konukları da aynı müzik topluluğu karşılıyordu.

Yanlarına vardım, sordum, öğrendim: Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı gençlik merkezinde kurs gören gençlermiş... Türk halk müziği eğitimi alıyorlarmış.

★★★

Defle ritm tutulan Kürtçe eser; Kürt müziğinin önde gelen yorumcularından Şivan Perver’in seslendirdiği Türkçesi “Ben Elef’im” olan “Ex Xelef’im”di.

1330-1885 yılları arasında Şırnak bölgesinde hüküm süren Botan Kürt Beyliği’nde adı geçen Elef’in Mir’ine düello daveti, notalara dökülmüş...

★★★

Şırnak Belediyesi binasınına hem Türkçe, hem de Kürtçe (Saredariya Sirnex) tabela asılmış. Yeni; 2020’de... Bu gelişme Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nden yayın yapan Rudaw’a haber bile olmuş...

★★★

Güneydoğu’da güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK’ya karşı başlattığı “Hendek Operasyonu” sürerken, Şırnak’ta 14 Mart-10 Nisan 2016 tarihleri arasında sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Halkın büyük bölümü bu sürede ateş hattında kalmamak için evlerini terk etti. Evlerine vardıklarında, kentin yüzde 65’inin yok olduğu gerçeği ile karşılaştılar. Şırnak’ta resmi ağızlardan duyduğum cümle şu: “6.000 konut ve 400 işyeri yok oldu, yerine yenileri yapılıp operasyondan zarar gören halka dağıtıldı.

★★★

Ardından gelen seçimlerde AKP’nin adayı  Mehmet Yarka Şırnak Belediye Başkanlığı’nı yüzde 62 gibi rekor bir oyla kazandı. Artık Cudi Dağı eteklerinde ölüm kusan çatışma seslerinin yerini, ezgiler alıyor.



★★★

Peki şimdi soru: Batı illerinde Kürtçe eser seslendiren sanatçıların konserleri niye iptal ediliyor? Şırnak’ta ya da Ağrı’da Kürtçe ezgiler “milli hassasiyetler” ortaya çıkarmıyor; ödüllü ses sanatçısı Aynur Doğan’ın konserlerinin iptal edildiği Bursa’da, Kocaleli’nde çıkarıyor... İnanması zor...

Daha da fenası “milli ve ahlaki hassasiyetler” gerekçesi ile sanatçılara getirilen (ki aklıma ilk gelenler Aleyna Tilki, Mem Ararat, Niyazi Koyuncu, Melek Mosso) engellemeler, kalın çizgilerle toplumda “çatışma alanları” işaretliyor.

★★★

Bugün Kürtçe şarkı, öbür gün kadın hakları, beri gün kılık kıyafet derken; kimlikleriyle var olmak isteyen kesimlerde, “iktidar yanlısı” tek tipleşen toplum tasarımı kaygısı yaratıyor.

★★★

Doğan’ın konserine getirilen yasaktan önce İstanbul’da sokak şarkıcıları da benzer “kısıtlarla” karşılaştılar. HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, 31 Ocak 2022 tarihli soru önergesi ile İstanbul’da Kürtçe müzik yapan ve polisler tarafından engellenen müzisyenleri Meclis gündemine taşımıştı.

Turan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergede “Bakanlığınıza bağlı kolluk kuvvetleri İstiklal Caddesi’nde hangi dillerde icra edilen müziklere izin vermektedir?” diye soruyordu.

Cevap yok.

★★★

Uzağa gitmeye gerek yok, Kürtçe yayın yapan devletin TRT Kürdi kanalı, televiyon kumandası mesafesinde; 85 milyona açık; isteyen izliyor, isteyen zaplıyor. Kimsenin “hassasiyetine” helal gelmiyor.

İpek Kıraç’a annesinden kalan miras


Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi İpek Kıraç, annesinin kızı olduğunu gösterdi. 15 Eylül 2020’de 79 yaşındayken hayatını kaybeden Suna Kıraç’ın kızı İpek Kıraç, çıktığı kız çocuklarının eğitim yolculuğuna  “Suna’nın Kızları” adını verdi.

Suna Kıraç


Suna Kıraç, 1995 yılında Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)’nın temellerini atmıştı. Aradan geçen 27 yılda; TEGV’nin 25 ilde 60 noktada “eğitim birimleri” açıldı. Vakıf halen çocukların temel eğitimlerini desteklemek üzere matematik ve fen bilimleri, İngilizce dersleri vermenin yanı sıra; spor, sanat ve kültür alanlarında da etkinler düzenliyor. “Suna’nın Kızları” projesinin altını kazıdığınızda işte bu köklü mirasla karşılaşırsınız... Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altında Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ile yürütülen “Suna’nın Kızları” projesi; doğrudan ve dolaylı eğitim alanında çalışan 127 kurumun 243 projesini incelemiş.



Bunlar içinden araştırma kapsamına alınan 28 projeyi inceleyerek “Türkiye’de Kız Çocuklarının Eğitimi: Engeller, Müdahaleler ve Olanaklar” başlıklı raporu yayımladı. Kız çocukları için hayatın her alanına yayılan, destekleyici ve güvenli eğitim modelleri oluşturmak üzere 30’dan fazla sivil toplum kuruluşunu biraraya getiren projede, çözüm ve destek toplulukları oluşturuldu.



 

Bazı çocuklar ellerinde bıçak, silah taşıyorlar


Hak temelli çalışmaların “etkinliğini” tanımlaması açısından raporun son cümlesini önemli buluyorum ve paylaşacağım: “Bu araştırmanın da ortaya koymaya çalıştığı gibi kız çocukların eğitimi; çocuk korumadan sağlık  hizmetlerine uzanan çok çeşitli deneyim ve yetkinliklere sahip paydaşların bulunduğu geniş bir evren. Kız çocukların “başarma özgürlüğüne” sahip olmaları ve onların yapabilirliklerini destekleyici ekosistemler oluşturulmasına yönelik bütüncül çözümlere duyulan gereksinimi göstermek için oluşturulan bu çerçeve, aynı zamanda ortak hedefler doğrultusunda kolektif etki yaratmak için biraraya gelmenin önemini ortaya koyar.” “Çok kavga oluyor. Bazen de okulda oluyor… Sekizlerden bazı çocuklar oluyor. Ellerinde bıçak, silah falan taşıyorlar” diyor görüşme yapılan öğrencilerden biri. Kız çocuklarının önündeki engeller, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk ve şiddetten besleniyor. Kolektif etki için mücadeleyi ortak bir zemine çekmek gerekiyor.