-Barış, her tür ortamın aydınlığı ve güvencesidir.-

ATATÜRK’ümüzün en yakın çalışma arkadaşı, İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İNÖNÜ’ nün başdelege olarak katıldığı Lozan Barış Görüşmelerinin Türkiye’mizi gönendiren Antlaşmayla sonuçlanması dünya siyaset tarihinin parlak bir yaprağıdır. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın özgün ve eşsiz sonuçlarını sağlayan Zaferin uluslararası katlarda aldığı onay, yepyeni Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız yapısının ve ışıklı geleceğinin yepyeni ufkunu açmıştır. Lozan Barış Antlaşması siyasal tarihimizin büyük ve örnek bir başarı belgesidir. Aymazların, değer ve iyilik bilmez (nankör) lerin, siyasal sapkınların, saygısızların saldırdığı İSMET İNÖNÜ’nün tarihimizin bir altın sayfasını daha yazdığı özgün bir kazanımdır. Bu konuda Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanı iken öğrenci hareketlerine öncülük ettiğinde avukatlığını yaptığım, baba dostu ULUÇ GÜRKAN’ın bir yazısını sayfamıza alarak kimi abuk subuk düşünce ve görüşlerin yanıtlanıp kınanmasına katılmak istiyorum.

LOZAN ANTLAŞMASI

Gürkan: Kürtlerin iddiası gülünç Cumhuriyet- 26/07/2022 sayfa: 8

57 Kürt siyasi partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin “Tapusu” olarak kabul edilen Lozan Antlaşması’nın yıl dönümünde Lozan şehrinde toplanarak  “Anlaşmayla Kürtlerin dörde bölündüğünü’’ iddia etti.

57 Kürt siyasi partisi toplantıda; Kürdistan’ın dört parçaya bu salonda ayrıldığı, anlaşma ile Kürtlerin dörde bölündüğü ve anlaşma sonrasında soykırıma uğradığı iddia edildi. Toplantı manifestosunda ise Lozan’a karşı birlik çağrısı yapılarak Batılı ülkelerin anlaşmadan çekilmesi istendi.

Konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, “Osmanlı’ya da Sevr’i dayatmışlardır ancak Lozan bir paylaşım anlaşması değildir. Lozan bu paylaşım anlaşmasına karşın, Atatürk’ün sözleriyle, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkının; Türk, Kürt ve cumhuriyetin kuruluşuna katılan diğer tüm etnik kökenlerin oluşturduğu Türk ulusunun ulusal kurtuluşunun, bağımsızlığının tapu senedidir” dedi. Gürkan, “Lozan ile Kürtlerin yaşadığı topraklar 4’e bölünmüştür” iddiası için ise, şu bilgileri verdi:

“Cehaletin verdiği cesaret. İran sınırı Lozan’la belirlenmemiştir. Suriye ve Irak sınırları, İngiliz ve Fransızların Sykes-Picot Anlaşması paralelinde Birinci Dünya Savaşı sonrasında belirlenmiştir. Lozan’da ağırlıklı olarak; Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırları içinde kalan ve sınırları dışında etnik kökeni ağırlıklı olarak Kürt olan yurttaşların yaşadığı Kerkük-Musul bölgesi Irak’a kalmıştır. Bölgenin Türkiye içinde olması için büyük savaş verilmiştir. İngiltere buna karşı fazlasıyla direnmiştir. Milletler Cemiyeti’ndeki tartışmalar Türkiye lehineyken, İngilizler Şeyh Sait İsyanı’nı kışkırtmış ve ‘Türkler Kürtlere kötü muamele yapıyor’ propagandası yapmıştır. Bu nedenle de Kerkük ve Musul çok küçük bir oy farkıyla Irak’a bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda İzmir’e Türklerle birlikte giren Kürtlerin, İngilizlere mektubu var. Mektupta ‘Biz batının sömürgeci ülkelerini değil, yüzyıllardır birlikte yaşadığımız ve birlikte kurtuluş mücadelesi verdiğimiz Türkiye ile bir arada kaderimizi belirleyeceğiz’ deniliyor.” Gürkan, “Batılı devletler imzalarını çeksin” çağrısının ise “hukuki bir aymazlıktan öte kör bir bağnazlık” olduğuna dikkat çekerek, “Lozan’dan imzasını kim çekerse çeksin, cayma hükmü yoktur” dedi. ANKARA/Cumhuriyet