2003.

Akp iktidar oldu.

Asrın liderimiz tarih verdi.

“En geç 8 seneye AB’ye üye oluruz” dedi.

Sayın medyamız “Avrupa fatihi” manşetleri attı.

“8 seneye kalmaz” diye yazıldı.



Sayın medyamız haklı çıktı.

Hakikaten 8 seneye kalmadı.

Hemen bir sene sonra AB’ye girdik.



2004 yılıydı.

Asrın liderimiz Brüksel’den uçakla Ankara’ya geldi, kilometrelerce konvoyla karşılandı, “Avrupa fatihi” pankartları açıldı.

AB bayrağını simgeleyen mavi balonlar gökyüzüne bırakıldı.

Güpegündüz havayi fişekler fırlatıldı.

Kamyonun üstüne çıkarak şehir turu atan asrın liderimiz, “bayramımız kutlu olsun, hedef tam üyelikti, tam üyelik alındı” dedi.

“Hamdolsun başardık, hamdolsun bizim hükümetimize nasip oldu, inşallah bu başarımız ilerde romanlarda yazılacak” dedi.

Türkiye seninle gurur duyuyor sloganları atıldı.

Kendisine “işte lider işte AB” yazılı çiçek takdim edildi.

Hep bir ağızdan “memleketim” şarkısı söylendi.

Sayın medyamız “dünya bize hayran” manşetleri attı.



Sayın basınımız gene haklı çıktı.

Hakikaten bize hayran olunmayacak gibi değildi, çünkü baktık ki şahane giriyoruz, 2004 henüz bitmeden AB’ye bi daha girdik.



29 Ekim 2004.

Takvimde başka gün kalmamış gibi tam Cumhuriyet Bayramı’nda, asrın liderimiz Roma’da Papa heykelinin önünde Avrupa Birliği anayasası’na imza attı.

Türkiye Cumhuriyeti anayasası’ndan habire şikayet eden, Türkiye Cumhuriyeti anayasası’nı habire değiştirmek isteyen asrın liderimiz, Avrupa Birliği anayasası’nı pek beğenmişti, şak diye imzaladı.



Sayın araştırmacı medyamız, Papa 5’inci Sixtus’un önünde imza atıldığını yazdı.

Her zamanki gibi doğru değildi.

Papa papaydı ama, 5’inci Sixtus değildi, 10’uncu Innocentus’tu.

Türk düşmanıydı.

Amaaann, bu tür mevzuları kafaya takmaya değmezdi.

AB’ye girmiştik ya, sen ona bak’tı.

Sayın medyamız “Avrupa fatihi” manşetleri attı.

Sayın köşe yazarlarımız “dünya gıptayla bizi izliyor” diye yazdı.



2005...

AB’ye bir daha girdik.

Brüksel ve Roma’dan sonra, bu defa Viyana’da girdik.



Asrın liderimiz “hamdolsun tam üyelik alındı” dedi.

Sayın medyamız “merhaba Avrupa” manşetleri attı.

“Üçüncü Viyana kuşatması” diyen vardı.

“Cumhuriyetin ilanından sonra en büyük adım” diyen vardı.

Bazı gazetelerimiz “her şey ona kısmet oldu, dimdik durdu” diyerek, asrın liderimizin hakkını teslim ediyordu.

İşsizliğin biteceği yazıldı.

Soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun daha temiz olacağı bile yazıldı.

Hiç unutmuyorum, duayen sıfatla bir gazeteci mesela, “kompleksli ahmakların kafası ermiyor, tarihi zaferdir bu” diye yazdı.



Üç defa girince, Avrupa’da Avrupa Birliği’ne en çok giren ülke, Türkiye olmuştu.



2006 yılında, AB’ye girmekle kalmadık.

AB takımına da girdik.

Asrın liderimiz, Viyana’daki halı saha maçında, Avrupa Birliği karmasında forma giydi.

Sayın hükümetimiz Viyana sokaklarındaki reklam panolarını kiraladı, asrın liderimizin vole atarken çekilmiş posterleri koyuldu.

Asrın liderimizin vole reklamlarında “Avrupa Birliği takımının yeni forveti, birlikte daha güçlüyüz, Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan” yazıyordu.

Asrın liderimizin ısınma hareketleri sırasında, hükümetimizin bakanları tribünde bayrak salladı, salonu tezahüratla inletti.

Sayın medyamız, tırışkadan halı saha maçına dünya kupası finali muamelesi yaptı, naklen yayınlayan televizyonlar bile oldu.

Sayın gazetelerimiz “AB’de doksana taktık” manşetleri attı.

“AB’nin golcüsüyüz” diyen oldu.

Asrın liderimiz biri penaltıdan iki gol attı.

Sayın köşe yazarlarımız “AB’yi Tayyip Erdoğan sırtladı” diye yazdı.

“Avrupa’ya galibiyeti Erdoğan getirdi” diye yazanlar oldu.

“Avrupa yeni santraforuyla gurur duyuyor” diye yazanlar oldu.



2009.

Avrupa fatihi Asrın liderimiz, dümeni ABD’ye kırdı.

ABD başkanı Bush’a teklifte bulundu, “gelin bizi Nafta’ya alın” dedi.

Türkiye’nin tee ABD, Kanada ve Meksika arasındaki Kuzey Amerika serbest ticaret anlaşması’na katılması, asrın liderimize mantıklı gelmişti.

Sayın medyamız “Nafta fatihi” manşetleri attı.

“Dünya dengelerini değiştiren lider” diye yazanlar oldu.



2013.

Nafta fatihi asrın liderimiz dümeni Asya’ya kırdı.

Putin’e teklifte bulundu, “gelin bizi Şanghay Beşlisi’ne alın” dedi.

Türkiye’nin tee Rusya, Çin, Kazakistan, Hindistan, Pakistan arasındaki stratejik işbirliği örgütüne katılması, asrın liderimize mantıklı gelmişti.

Sayın medyamız “Şanghay fatihi” manşetleri attı.

“Şimdi Avrupa düşünsün” diye yazanlar oldu.

“Avrupa Birliği bin pişman” diye yazanlar oldu.



Gene 2013’te, aynı yıl...

Şanghay fatihi asrın liderimiz Avrupa Birliği müjdesi verdi.

“Tarihi anlaşma imzaladık, milattır, bu attığımız imzayla Avrupa kapıları ardına kadar açılıyor, hamdolsun vizeler kalkıyor, Türk vatandaşları üç sene içinde Avrupa’ya vizesiz seyahat edecek” dedi.

Sayın medyamız “Avrupa fatihi” manşetleri attı.

“2016 yılında Avrupa’ya vizesiz gireceğiz” diye yazıldı.



2016 oldu.

Üç sene önce vizeler kalkıyor diyen Avrupa fatihi asrın liderimiz, “eyyy Avrupa sen yoluna biz yolumuza” dedi.

Sayın medyamız “işte dünya lideri” manşetleri attı.

“Şimdi Avrupa düşünsün” diye yazıldı.



2017.

Dünya lideri asrın liderimiz Avrupa Birliği’ne kapıyı kapattı.

“Bunların içinde protestan var, ortodoks var, ateist var, ama hepsi katolik Vatikan’a gidiyor, niye gidiyor, çünkü bunlar tek millet, külahımıza anlatsınlar, bugünün hasta adamı Avrupa Birliği’dir, Avrupa Birliği’nin sonu geldi” dedi.

Sayın medyamız “Avrupa Birliği haçlı birliği” diye yazdı.



2020.

Asrın liderimiz “kim ne derse desin, hedefimiz Avrupa Birliği, kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa’da görüyoruz, geleceğimizi Avrupa Birliği’yle birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz” dedi.

Sayın medyamız “Avrupa fatihi” manşetleri attı.

“Avrupalı Türkiye” diye yazıldı.



2022.

Avrupa fatihi asrın liderimiz dümeni gene Asya’ya kırdı.

“Hedefimiz Şanghay Beşlisi’ne üye olmak” dedi.

“Ata yurdumuz Asya” dedi.

Sayın medyamız “Şanghay fatihi” manşetleri attı.

“İşte dünya dengelerini değiştiren lider” diye yazıldı.

“İtibarda dünya lideri” diye yazıldı.



Şimdilik vaziyet bu...

Şanghay Beşlisi olmazsa, Bükreş Dokuzlusu’na veya Üç Silahşörler’e gireceğiz, o da olmazsa hayırlısıyla Mahşerin Dört Atlısı’na veya Pis Yedili’ye kesin gireriz.

.