Yazı tura... Biz çocukken uyanıklar, saf olanlara şöyle derdi: Yazı gelirse alırım, tura gelirse kazanırım!


Büyüdükçe insan sorguluyor haliyle, gerçekten hep kazanmanın bir yolu olabilir mi?


Her durumda kazandıklarına inanıp havaya girenler olduğunu gördüm ama sürekli kazananı görmedim.


Mesela...


İşbirlikçi Damat Ferit hükümeti karışıklığı düzeltmesi, bölgeyi İngiliz işgaline hazırlaması için Atatürk’ü Samsun’a gönderme kararı aldı. Kararı Padişah Vahdettin derhal onayladı. Hem, İstanbul’da kurtuluş için gece gündüz çalışan Mustafa Kemal’den kurtulduklarını hem de kendilerini sağlama aldıklarını sandılar!


O gün kazanmış gibi görünen padişah ve şürekası mı kazandı peki?


***


Cumhurbaşkanlığı seçiminde Rizeli her 100 seçmenden 77’si Rizeli Recep Tayyip Erdoğan’a ülke ortalamasından yüzde 27 daha fazla oy vermişti.


Sonra, Erdoğan kendisine ve partisine seçimleri kazandıran yurttaşlara şunu dedi:


“Ülkemizde yıllık çamaşır makinesi satışı 824 bin adetten 2 milyonun üzerine bir seviyeye ulaştı, bulaşık makinesi satışı 282 binden 1 milyon 332 bin adede, fırın satışı 339 binden 817 bine yükseldi. Bunları niye söylüyorum! Bütün bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımından, vatandaşımın alım gücünün nereden nereye yükselmesi bakımından anlam ifade ediyor...”


Alım gücü nereden nereye yükselince refah düzeyi İsviçre düzeyine zıplayan memleketimiz ve Rize’de bugün şöyle bir şey oldu.


TÜİK hesapladı... Kişi başı gelirimiz son 5 yılda yüzde 10.3 düşmüş.


Fakat 10 şehrimizdeki düşüş geri kalan 71 şehrimizden kat kat fazla.


En kötü onuncu kent ise Cumhurbaşkanı’nın memleketi Rize! Düşüş öyle böyle değil. Damdan düşer gibi, yüzde 35!


Ekonomi tahsili görmedik ama Rize’de 5 yılda yüzde 35 düşen kişi başı gelir, bu gidişle Erdoğan’a verilen yüzde 77 oy oranını yakalar...


***


Nurettin Canikli... AKP’nin kurucularından, 2002’den 2018’e kadar memleketi Giresun’dan milletvekili seçilmiş, başbakan yardımcılığı, milli savunma bakanlığı yapmış bir isim... Gerçi son seçimlerde memleketinden değil İstanbul’dan vekil çıktı ama olsun, Giresun’un yetiştirdiği mühim bir zat, AKP genel başkan yardımcısı kendisi.


Bütçe görüşmelerinde asgari ücretlinin alım gücünün düştüğünü öne sürerek ‘fakirlik edebiyatı’ yapan muhaliflere çok sinirlendi. Çıktı kürsüye, hadlerini bildirdi(!)


“Fakirleşmeden çok zenginleşmeden söz edilebilir. Bütün bu fakirlik edebiyatına rağmen kırmızı et tüketiminde azalma söz konusu değil. Geçen yıl asgari ücretli 41 kilo dana kuşbaşı alabiliyordu, şimdi 42 kilo. Çok artış yok ama düşmemiş de” dedi.


O bunu dedikten bir gün sonra memleketi Giresun’dan, Giresun Valiliği’nin geniş bahçesinden bir fotoğraf geldi. Fotoğrafta uzayıp giden, sonu görülmeyen, köşeleri dönen, insanların yan yana üçlü, dörtlü olarak valilikten yapılacak yardımları bekleştiği bir kuyruk vardı!


Türkiye’de fakirleşmeden çok zenginleşmeden söz edilebilir diyerek muhalefeti fırçalayan Canikli’ye yanıt, memleketinden belgeli fotoğraflı gelmişti.


Millet bir Canikli’nin lafına bir de Giresun’dan gelen fotoğrafa bakıp Allah’ın sopasını görmeye çalışıyordu ki, kara komik memleketimizde ağlanacak halimize güldüren bir açıklama yapıldı!


Giresun valisi zevahiri kurtarmak için yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:


“Söz konusu görüntülerdeki yoğunluk, vatandaşlarımız arasında yayılan bir haber üzerine sabahın ilk saatlerinde kısa süreli yaşanan bir durum olup, gerekli bilgilendirme yapılarak vatandaşlarımız evlerine gönderilmiştir.”


Yani...


Fakirliğe ‘edebiyat’ olarak bakan Canikli’nin memleketi Giresun’da bir yalan haber bile binlerce yardıma muhtaç Giresunluyu sabahın kör karanlığında valilik bahçesinde kuyruğa dizmeye yetip artmıştı!


***


Allah’ın sopası yok denir, ama var! İşin sırrı o sopayı uyarıyı, alameti, sinyali artık her neyse görebilmekte...


İster bu ülkenin yurttaşı, ister bu ülkenin dünya lideri, ister liderin genel başkan yardımcısı ol farketmez... Hep kazanırım, daima kazanırım demeden, yazı gelirse kazanırım, tura gelirse alırım uyanıklığı yapmadan önce ‘burada Allah’ın sopası nerede acaba’ diye çevrene, olup bitene, misal TÜİK’in verdiği rakamlara bak.


Kazanmadığını, aksine yıldan yıla eriyip kaybettiğini kafana Allah’ın sopasını yemeden hemen önce belki görürsün!