22 Temmuz 2010... Başbakan Erdoğan Trabya’ya gitti. Aracından indi, yurttaşlarla sohbet etti, bir kuruyemişçiye girdi ve uzun süre kaldı! Çerezciyle epey konuşup, elinde bir poşetle çıktı!


Poşette ne vardı acaba?


O zaman Hürriyet’in internet sitesinde haberin başındayım. Aklıma geldi, ajansın geçtiği fotoğraflarda kuruyemişçinin tabelası, telefon numarası var. Arkadaşlardan Kazım’a dedim ki; arayalım çerezciyi belki bilgi verir, haber yaparız.


Aradı... Fatih Kaynar’dı adı çerezcinin. Başbakan kilosu 50 lira olan (Dolar 1 lira 52 kuruş o gün) altın çilekten 1 kilo tartmasını istemiş. Ancak yarım kilo çıkmış!


Altın çilek mi?


Duymamıştık, araştırdık. Güney Amerika’dan geliyormuş. Şeker hastalığına, kilo vermeye yarayıp, zindelik veriyormuş.


Sırrı çözmüştük(!)


Memlekette altın çilek patlaması yaşandı bizim haberden sonra...


Çiftçiler nasıl üretileceğini öğrenmek için sıraya girdi. Alanya’da altın çilek tesisleri kurmak için harekete geçildi. Sahilköy Muhtarı, “Başbakan’ı görünce aklıma geldi, bundan yetiştirsek dedim” dedi. Böylece Rize’de de altın çilek üretimi başladı.


“Altın çileklerden birini kurutup içindeki tohumları ilkbaharda çimlendirdim. Saksıya diktim. İlk meyveler ağustosta dallarda belirmeye başladı. 9 altın çilek hasadı yaptım...” Yani, millet saksıda yetiştirmeye başladı!


Mersin, Antalya, İzmir, Adapazarı, Bursa, Rize derken memlekette ekim alanları yüzde 300 arttı!


Merdivenaltlarında altın çilek çayı üretildi! 2012 yılında altın çilek hapı reklamları vardı, bir söylenti çıktı: Hapları kullanan ölüyor!


Kilosu tarlada 30 liraydı, 3 liraya düştü! Elde kalanlar keçilere yem oldu, reçel yapıldı, turşusu kuruldu!


Erdoğan’a güvenip sabredenler geç de olsa kazandı ama! Geçen yıl kilosu 150 liraydı, bu yıl 400’e çıktı!


***


2010’da altın çileği meşhur edip iş bulma kurumu gibi binlerce insana ‘iş olanağı’ yaratan Erdoğan, 2022’de bir karışımı meşhur etti bu defa. Manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurması ve yulaf...


Misal manda? Daha çok sanıyordum(!) 2018’de topu topu 178 bin mandamız varmış. Ve ancak 75 bini sağılıyor, 75 ton süt veriyormuş!


Sütü, peyniri, tereyağı, kaymağı, yavrusunu emzirmesi derken yoğurt için geriye ne kalacak? Markette üzerinde yüzde 100 manda yazan 700 gramlık yoğurdun fiyatına baktım 74 lira 72 kuruş, 150 gramlık manda kaymağı ise 73 liraydı!


Acilen manda sayımızı arttırmalıyız. Reklamı Cumhurbaşkanı’ndan fırsatın tillahı! Süt değil mübarekten para sağ!


Kestane balının merkezi Zonguldak. Geçen yıl 1300 üretici yüzde 80’i kestane olmak üzere 300 ton bal üretmiş. 84 milyonuz, 1300 üretici ne ki! Deneme için bir kovanla başla, baktın tuttu daha çok kovan! İyisinin 300 gramı 153 lira. 100 tane sat 15 bin lira!


Daha önce uyanmış birileri, yulaf işi riskli! Üretim artıyor... 2019’da 265, 2020’de 315 bin ton üretilmiş. Markette organik yulaf ezmesi yarım kilosu 35 lira. Yine de siz bilirsiniz.


Medine hurması... Adana ve Antalya’da yaşayanlar yaşadı! İklim uygun. Çerezcide kalitelisinin kilosu 246 lira. Kiloda ortalama 70 adet. Bir kilo alıp, Erdoğan gibi yoğurdun üstüne her gün 5 tane doğrasa biri; 14 gün gider! Karlı... Girilir hurma işine!


***


Başta CE HA PE zihniyeti, bir takım çevreler şifa tarifini eleştiriyor. Büyük hata! Cumhurbaşkanı bu tarifi durduk yere neden verdi diye bi sor değil mi?


İşsiz sayısı 8.5 milyon olmuş... Emekliye üç kuruş zam yapılabildi, asgarilerin yüzde 50 zammı çoktan buharlaştı... Koskoca Cumhurbaşkanı görüp üzülmüyor mu bu duruma, uykuları kaçmıyor mu?


Dile dolayacaklarını bile bile, ‘ben her gece yemeden yatmam’ diyerek hem reklamını yapıyor manda yoğurdunun, kestane balının, Medine hurmasının, yulafın; hem de ‘bunlar üretilebilir’ diye yol gösteriyor işsize, geçinemeyen işliye!


Yaranılmıyor! Cumhurbaşkanımız daha ne yapsın bu millete?