Türk Dil Kurumu sözlüğünde ‘aydın’ kelimesinin karşısında şunlar yazıyor: Işık alan, ışıklı, aydınlık, kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli, münevver, entelektüel...

Aydınlık, aydın insan memleket için mühim!

***

2003... Alman Die Welt gazetesine konuştu: Başbakan Erdoğan göreve geldikten sonra, Türkiye’yi AB’ye yakınlaştırmak için çok sayıda yasa çıkardı. Son 10 ay içinde gerçekleştirdiklerini, öncekiler 10 yılda başaramadı.

2005... Alman Der Spiegel dergisine konuştu: Erdoğan Türkiye’yi mutlaka AB içinde görmek istiyor. Kendisini mükemmel bir organizatör olarak görüyorum. Tuttuğunu koparan biri. 

2007... İtalyan La Republica gazetesine konuştu: Türkiye’de işler iyiye gidiyor. Siyasi gerilim azaldı. Bana yönelik gerilim de azaldı. Demokrasi yayılmakta, bu durumda ülkeye iyi gelmekte. Dolayısıyla edebiyat dışındaki meseleler hakkında da konuşabilirim.

2010... Anayasa paketinin oylanacağı 12 Eylül 2010’daki referanduma sayılı günler kala oyunun rengini açıkladı: Yetmez ama evet.

2011... Amerikan PBS televizyonunda konuştu: Türkiye’de laikliğin gerilediğini düşünmüyorum. Türkiye’nin Atatürk’ün çağdaş medeniyetlere ulaşma hedefine ihanet edildiği düşüncesinde değilim. İktidardaki AKP, önceki yönetimlere göre daha dindar politikacılardan kurulu. Ancak ülkenin daha dindar bir yapıya doğru gittiğini sanmıyorum. Türkiye’de yaşam tarzı ve kültürel dokuda radikal bir değişim yaşanmadı. Bundan 10-20 yıl önce sokakta içki içen insanlar göremezdiniz! Ergenekon soruşturmasını ciddiye alıyorum.

2012... İspanya’nın El Pais gazetesine konuştu: Son 10 yılda mevcut iktidarla Türkiye çok daha zengin ve başarılı oldu.

2015... İtalya’nın Torino kentindeki Carignano Tiyatrosu’ndaki kitap tanıtım toplantısında konuştu:  Erdoğan’ın partisi, Türkiye’nin Avrupa’ya girmesinden yanaydı. Buna karşı olan ise askerler ve laiklerdi. Şimdi bu tersine döndü. Erdoğan’ın ordunun şantajına boyun eğmeme cesaretini gösterdiği kabul edilmeli.

2021... Paris’te panelde konuştu, sorular bölümünde, “2010’da anayasa referandumuna ‘yetmez ama evet’ deyip oy vererek Türkiye’nin bu günlere gelmesine katkı yaptınız. Pişman mısınız” diye soruldu. “Bu soruya yanıt vermeyeceğim” dedi.

Ve 2022, dün...

Nobel Edebiyat ödüllü yazarımız Orhan Pamuk, son kitabı Uzak Dağlar ve Hatıralar’la ilgili T24 yazarı Murat Sabuncu’ya konuştu: Korkuyorum ama korka korka konuşuyorum. Çünkü hiç konuşmamaktan daha çok korkuyorum, korkmakta haklı olduğumu düşünüyorum. Utanıyorum... Osman Kavala hapiste, herkes hapiste, herkese eziyet ediliyor. Sadistlik, hunharlık, zalimlik ‘örnek olsun’ haline gelmiş! Şarkıcı Gülşen’e yapılanlara bakınız. Bunlardan korkulmaz mı? İnsan olan korkar ama insan olan korkusundan utanır, gene konuşur, gene konuşur... Orhan sesini çıkart diyorlar. Haklılar, çıkartmaya çalışıyorum bu kadar çıkıyor.

Demokrasi için fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü şart. Sadizmle demokrasi olmaz. AKP kendine ne derse desin ben ona inanmam!

AKP iktidarı 20 yıl oldu. Bence en kötü, en baskıcı yılları atlattık şükürler olsun. AKP’nin artık herkesi hapse atma gücü kalmadığını düşünüyorum. Tünelin sonundaki ışık göründü!

***

Yıl yıl topladım... Aydın, ileri düşünceli, okumuş, rekor satış yapan kitaplar yazmış, Nobel kazanmış edebiyatçımız Orhan Pamuk etmiş bütün bu lafları.

İlk ve tek Nobel Edebiyat Ödüllü aydınımız bile, “Türkiye’de işler iyiye gidiyor. Demokrasi yayılıyor, artık edebiyat dışındaki meseleler hakkında da konuşabilirim” ruh halinden, elim kırılsaydı da AKP’ye oy vermeseydim diyen eski AKP’lilerin dönüşü gibi, “Korkuyorum, korka korka konuşuyorum” ruh haline geliyorsa... Gerçekler, memleketin aydınlarının kafasına ancak 15 yılda dank ediyorsa... İleri düşünceli aydınlarımıza bakıp karanlıkta çıkış yolu arayan 84 milyonun vay haline!