Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk içişleri bakanı Cami Baykut’tur... 3 ay görev yaptı. Mustafa Kemal ile hiç anlaşamadı. TBMM temsilcisi olarak Roma’ya gönderildi. Atatürk’ün vefatına kadar yurda dönmedi!

O günden bu yana 75 içişleri bakanı gelmiş geçmiş. Tek kadın var, Meral Akşener.

İçişleri bakanlığı koltuğu iğneli fıçı gibi... Çoğu bir yılı doldurmadan kalkmış koltuktan. En uzun bakanlık yapan kişi Atatürk döneminden, Şükrü Kaya. 11 yıl bakanlık yaptı. Koltukta kalma sıralamasında Abdülkadir Aksu 7 yıl, Beşir Atalay da 4 yılla diğerlerinin önünde.

Bugünkü İçişleri Bakanı da iddialı...

Atalay’ı çoktan geçti, Aksu’ya yetişmek üzere, 6 yıldır içişleri ondan soruluyor. 10 ay da Çalışma Bakanlığı sayıldığında ‘devlet işlerinde yol yordam bilir’ dersek abartmış olmayız.

Talihsizliğe bakın ki İstiklal Caddesi’nde İdlip üzerinden Türkiye’ye gelen hainlerin bomba patlattığı gün Türkiye’de değildi Süleyman Soylu.

İdlip yakınlarında Suriyeliler için yapılan evlerin anahtarlarını teslim ediyordu. Düzenlenen törende şöyle dedi: “13 Kasım Dünya İyilik Günü’nde bir arada olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Kıymetli Cumhurbaşkanımız, mazlumların umudu ve attığı her adımı inancının ve imanının gereği atan Recep Tayyip Erdoğan’ın sizlere selamlarını getirdim. Şu ana kadar 75 bin konut yaptık, yıl sonuna kadar 25 bin konut daha yapacağız.”

Bomba haberini alır almaz İstanbul’a uçtu tabi...

Derhal koordinasyonu sağladı, bombacı kısa sürede yakalandı. O da İstiklal Caddesi’nde gazetecilerin karşısına çıkarak onca yılın deneyimi ile taaak tak şunları söyledi:

“Biz, bize verilen mesajı biliyoruz, bize verilen mesajı aldık! Altını çizerek ifade ediyorum, Amerikan Büyükelçiliği’nin taziye dilemesini kabul etmiyoruz, reddediyoruz! Kobani’yi, terör bölgelerini besleyen ve oradan Türkiye’nin huzurunu bozmaya çalışan bu anlayışa, kendi senatolarından para gönderen bir devletle müttefikliğimiz elbette tartışılmalıdır.  PYD’yi orada kim besliyorsa, PKK’ya kim iç istihbarat sağlamaya çalışıyorsa fail odur. Aldığımız mesaja çok güçlü bir mesaj vereceğiz!”

Tam, ‘vay be ABD’ye lafı nasıl da oturttu’ derken Rus kaynaklardan gelen bir mesajla afallayıp kaldık...

Amerikan istihbaratının başı CIA direktörü Bill Burns ve Rus casuslarının başı Dış İstihbarat Servisi başkanı Sergey Narışkin Ankara’da biraraya gelmişti. Hem de bizim istihbaratımız MİT’in ev sahipliğinde!

Allahım bu karışık kuruşuk işlerde sorumluluk sahibi devlet adamlarımıza yardım et demeye kalmadı, şöyle bir şey daha oldu.

Çok deneyimli bakanımızın “müttefikliğimiz tartışılmalıdır” dediği Amerika’nın başkanına kısa  süre önce “Fetöyü kim saklıyor? Biden saklıyor” demiş olan dünya liderimiz ile ABD başkanı Biden Bali’de bir araya geldi!

Televizyonlar canlı verdi izledik. Erdoğan gülümseyerek Biden’e yaklaştı “hello” diyerek elini uzattı. Mutluluğu gözlerinden okunan Biden, Erdoğan’ın tokalaştığı elinin üzerine diğer elini de koyarak muhabbeti arttırdı. Erdoğan kayıtsız kalmadı o da boştaki eliyle Biden’in kolunu sıkıca kavradı.

Bu durumda ve de 20-25 santim uzaklıktan birbirlerine baktı uzun uzun iki dünya lideri. Erdoğan’ın çevikliğinin yanında ağır çekim hareket eden Biden bir şeyler söyledi ama kimse anlamadı, İngilizceydi tabi. Erdoğan karşılık verdi: Thank you!

Başbaşa gerçekleşen görüşmenin ardından Beyaz Saray’dan ve bizim saraydan açıklamalar geldi. Biden, İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısından dolayı taziyelerini sunmuş, ikili ilişkiler, ticaret, F-16 konusu ve İsveç’in NATO üyeliği konuşulmuş, mesajlaşma olmamıştı.

Memleketin içişlerine bakan ismi içeride ‘mesajı aldık, çok güçlü mesaj vereceğiz’ falan deyip ABD’ye esip gürlerken, memleketin her türlü işine bakan ismi dışarıda ABD başkanına ‘hello diyordu, thank you’ diyordu.

Millet olarak biz de mesajı aldık, durumlar şahaneydi...

Hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oluyor, rekor sürelerde bakanlık, rekor sürelerde tek adamlık yapmış, çok deneyimli, eşi bulunmaz, yeri doldurulmaz devlet adamlıkları sayesinde içeride öyle, dışarıda böyle gül gibi idare ediliyordu memleket.