Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Millet İttifakı’nın Adana’da Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlediği mitingte vatandaşlara seslendi.

ZEYDAN KARALAR: BİZİ KORKUTABİLİRLER Mİ?

Adana’daki Millet Buluşması’nda konuşması ‘Burası Adana Erzurum Değil’ sloganlarıyla kesilen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar “İnsan bedeni kadar değil, yüreği kadar evrende yer kaplar. Biz yürekli insanlarız. Adanalılar yürekli insanlar. Bizi korkutabilirler mi? Genel başkanımıza saldırdılar korkutabildiler mi? Meral Hanıma saldırdılar korkutabildiler mi? Şimdi de Ekrem Başkana saldırdılar. Biz Adanalı delikanlılarız. Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz, biz Kuva-yi Milliyeyiz bizi korkutabilirler mi? Adana’da bahar çok başkadır. Şimdi Türkiye’ye öyle bir bahar gelecek ki; 14 Mayıs’ta yine Türkiye’ye huzur gelecek huzur. Bugüne kadar oy vermemiş insanlar niçin Kemal Kılıçdaorğlu’na oy vereyim diyorlar. Ülkeye demokrasi, huzur getirecek. Nereyi tutarsan elinde kalıyor. Soğanın 30 lira olması bizim kaderimiz değil. Yoksulluk bizim kaderimiz olamaz. Yolsuzluk da bizim kaderimiz olamaz” ifadelerini kullandı.



"MUHAFAZAKARLIK DİNİ MOTİFLERLE ORTAYA ÇIKINCA İNSANIMIZ BİR ŞEY GÖRMÜYOR"

Mansur Yavaş, mitingte yaptığı konuşmada Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Yavaş iktidarı eleştirerek şunları söyledi:

* "Bizim için belediyeleri idare edemez bunlar 3 koyunu güdemez dediler. Bir sürü iftiralar niye yapıyorlar bunları? Çünkü birincisi 25 yıldır başka bir yönetim görmemiş. Başkalarına her türlü iftirayı atarak bu şekilde seçimlere giriyorlar, insanları kutuplaştırdıkları zaman insanların gözü kul hakkını veya başka bir şeyi görmüyor. 50 defa söyledik Ankara'dakilere, yarın inançlı biriyseniz, hesap verirken hangi partilisin diye sormayacaklar.

* Yarın inançlı insan oraya gittiğin zaman. Kul hakkı yedin mi? Yedirdin mi diye soracaklar dedik. Ama öyle bir gözlerini bağladılar ki bütün Türkiye'ye şunu duyurdular: 'Abi adam çalıyor ama kazanıyor' Bunu inançlı insanlara kabul ettirdiler. Bunu inançlı insanlara kabul ettirdiler. Çünkü böyle muhafazakarlık dini motiflerle ortaya çıkınca maalesef bizim insanımız başka şeyi görmüyor. Adeta sağır oluyor. Ama çok şükür biz bunu Ankara’da yıktık. Şimdi inşallah Türkiye’de de yıkılacak."



“CENNETİ VADETTİLER, CEHENNEMİ YAŞATIYORLAR”

AKP iktidarının yolsuzluk dosyalarını alıp savcılığa verdiklerini ve 15 Mayıs’ı beklediklerini ifade eden Yavaş, şu ifadeleri kullandı:

* "Düşünebiliyor musunuz? Kocaman, Ankara’da biri oğluna televizyon, biri oğluna futbol takımı almış, herkes bunu seyretti. Göre göre de oy verdiler. O zaman bizim paramızı nereye harcıyor demedi. Tek sebebi nedir? İşte onlar güya muhafazakar da biz neysek o hani şampanya muhabbetini hatırlıyorsunuz? Ankara halkı şimdi bunları gördü. Boşa batırılan paralarını gördü. Sadece bir tane dinozor parkına 16 milyar lira yatırdılar. Ankara'ya giderken gördüğünüz kapılara 250 milyon para yatırdılar. Ankara'nın parasını sağa sola harcadılar adına çılgın proje söylediler.

* Şimdi aynısı yok mu Türkiye’de yok mu? Aynısı işte iktidar. Bunların önünü kapatmak için bunlar seçilirse sabahleyin alnın secdeye gelir. Şükür namazı kılanları mı seçeceksiniz? Yok, sağ olunuz her şeye girenler mi? Ben de diyorum ki, kul hakkı yiyenleri seçmeyeceğiz. Bu kadar basit. Yokluğu, yoksulluğu kaldıracağız. Biz bir lokma bir hırkaya talibiz dediler. Vakıflar kurdular, insanlara yardım yapmak için sonra vakıflar yardım toplayan vakıflar haline geldi. İnsanlara iş başına gelirken cennet vaat ettiler. Şu anda ise cehennemi yaşatıyorlar”

"GENÇLER HER ŞEYİN EN İYİSİNE LAYIK"

Binlerce işsiz genç olduğunu ifade eden Yavaş şunları söyledi:

* "Gençlerin hayallerini yok ettiler. Nasıl yok ettiler, öğrenciler okuyor istiyor ki bu okul bitince işe gireyim. Ama daha okurken görüyor ki yanlarına bazı iktidara yakın çocuklarını işi zaten hazır. KPSS'ye giriyor, sonuç alamıyor, mülakatta eleniyor. Dolayısıyla gençlerin hayallerini yıktılar. Ben de diyorum ki gençler herkes Türk toplumunda yaşayan herkes talebe etme hakkına sahip. Bu gençler de onların gençleri gibi en iyi cep telefonunu kullanacaklar. Hiçbir Allah'ın kulu kaç paralık telefon kullanıyorsun diyemeyecek. Çünkü en iyisine layık. Gençlerde ne ev alma ne de araba alma hayali var.

* Hayalini geçtik. Geçim derdine düşmüşler. Ağzını açınca azarlıyolar. Sağlık çalışanlarımız diyorlar ki çalışma şartlarımız iyi değildi, yurt dışına gideceğiz. 'Nereye giderseniz gidin nankörler' diyor. Gençler vizeden bahsediyor bir vize için bilmem neyini satıyor bu gençlik diyor ama kendi çocukları görüyorsunuz. Belediyenin bursuyla 200 bin dolar alıyor. Orada eğitimini tamamlıyor. Geliyor ne güzel dünya onlara güzel. Biz de diyoruz ki artık. Artık bunlar geldikleri gibi değiller. Artık bunlar maalesef yönetemiyorlar. Fakir fukarayı da görmüyorlar. Soğan pahalı diyenlere soğan kafalı' diyorlar."



İMAMOĞLU: ORADA OLAN OLAY BİR SİYASİ MÜDAHALEDİR

Kalabalığı ‘harika’ olarak tanımlayan İmamoğlu, “İnsanımız, canımız, ciğerimiz. Bir kişisi bile kapının dışında kalmayacak. Bir kişisi bile ayırt edilmeyecek. Herkes eşit olacak. Milletçe bu toprakların eşit hissedarlarıyız.  15 Mayıs’tan itibaren herkes kendini bu milletin güçlü vatandaşı hissedeceği günlere coşa coşa hep birlikte yürüyeceğiz. Size söz, kazanacağız, kazanacağız… Milletçe kazanacağız” diye konuştu.

Erzurum’daki taşlı saldırıya da değinen İmamoğlu, “Dün malum, talihsiz bir olay yaşadık. Bu olay, 150-200 kişinin bir provokasyonla, tertipli yapılmış, azmettirilmiş… Şurayı aydınlatalım bu 150-200 kişinin, bize yaptığı bir müdahaledir. Onlar o taşları bana değil, milletimize attı. Demokrasiye attı. O 150-200 kişinin arka planı elbet ortaya çıkacak. Orada elinde bayraklarımızla birlikte çoluk, çocuk, genç, yaşlı bir aradaydık. Bize bütün teminatları vermiş olan valisi, emniyet müdürü ve o süreci provoke eden ne yazık ki seçilmiş belediye başkanı kusurludur, suçludur. Bu olayın tozu Erzurumlu'nun üstüne konmaz. Erzurumlu Nene Hatun’un torunlarıdır. Erzurumlu dadaş memleketidir, merttir, yiğittir. Ama orada olan olay bir siyasi müdahaledir” diye konuştu.

"TIPIŞ TIPIŞ GİDECEK"

İmamoğlu konuşmasında "Niye biliyor musunuz? Çünkü kaybediyorlar. Bir avuç insan, kendini bu memleketin sahibi zanneden bir avuç insan… Her şeyi ben bilirim, en akıllı benim, her şeyi ben yaparım diyen o bir kişi, tek kişilik akıl ne olacak. Tıpış tıpış evine gidecek." dedi.

Konuşma sırasında ceketini çıkaran İmamoğlu, "Bu memlekette ceketlerini çıkaracak milyonlarca insan var. Herkes hazır. En son hep birlikte ne zaman ceketi çıkardık. Seçimi elimizden almaya çalıştıkları gün. Hukuksuz müdahaleleri ile seçimimizi elimizden almaya kalktılar. Demokrasimize darbe vurdular ve 13 bin oyu beğenmeyen o kişiye, o bir avuç insana İstanbul halkı, milletimiz 806 bin oyluk okkalı bir demokrasi tokadı attı. Milletin dediği olur." diye konuştu.



"BÖYLE AHLAKA SAHİP DEĞİLİZ"

İmamoğlu, "Ne yazık ki bunlar, vatandaşa kötü davranıyor. Azmettirdiklerine bize taş attırıyor. Ama biz ne yaparız? Biz onlara gül atarız. Onlar taş atsın, biz o güzel kalplerimizle bu seçimi 86 milyon için kazanacağız. Bir de kalkmış ne diyor? Biz olayı provoke etmişiz. Onlara kalsa utanmadan bir de kendimize taş attırmışız. Nasıl gücümüz var ki; kendimize taş attırırken emniyet müdürüne de talimatı ben veriyorum valiye de talimatı ben veriyorum. Biz öyle ahlaka sahip değiliz. Bunların utanmaları bile kalmamış" şeklinde konuştu.

AKŞENER: HAKARET DİLİYLE İLK KEZ BİR SEÇİME GİDİYORUZ

Meral Akşener, mitingte “Hakaret diliyle ilk kez bir seçime gidiyoruz. Propaganda için bizi hedef gösteriyorlar. Gabar’da benim mezarımı kazarken petrol buldular. Bu nasıl kötü, pis bir dildir? Yakında peygamberliğini ilan ederse hiç şaşırmam. Kafalar gitti. Bir an evvel bu işi bitirmeliyiz. İlk turda bitirmeliyiz. Recep Bey ve arkadaşlarını emekli ediyoruz. Türkiye’nin böyle rezil bir dili taşıması mümkün değil. Sabırlı olacağız, Recep Bey gidiyor” şeklinde konuştu.



KILIÇDAROĞLU, GENÇLERE SESLENDİ

Konuşmasına deprem gündemi ile başlayan Kılıçdaroğlu; “Depremzede kardeşlerime söz verdim. Onlar zaten vergilerini ödüyorlar. Evleri, dükkanları yıkıldı. Evlerinizi depreme dayanıklı yeniden inşa edeceğim ve bir kuruş para almayacağım. Çünkü o insanların hiçbir kabahati yok. Onlar, 23 belgede 43 imzayı gördüler, binalar depreme dayanıklı diye satışına izin verdiler. O da gitti tek imza attı ve daireyi aldı. Dolayısıyla sorumlu varsa binaları depreme dayanıklı halde yapmayanlardır. O nedenle haklarını teslim edeceğim” ifadelerini kullandı.

Mitingde gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. 5 milyon 300 bin genç ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Oy kullanma sözü veriyor musunuz? Benim de size sözüm var, sizin hayalleriniz Bay Kemal’in hedefi olacak. O hedefi gerçekleştireceğiz. İlk kez gidip sandıkta oy kullandığınızda, dünya siyaset tarihine önemli bir armağan bırakacaksınız. Çünkü dünya siyasetini yazanlar, otoriter bir yapı vardı, baskıcı bir yapı vardı, gençler düşüncelerini özgürce açıklayamıyorlardı, aynı gençler otoriter bir yönetimi değiştirdiler. Bu dünya siyaset tarihine bırakılacak en önemli armağandır, bu armağana sahip çıkın” diye konuştu.



"SANKİ BEYEFENDİ YENİ İKTİDARA GELİYOR"

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

* “Gençlerin işsizlik sorunu var. Size sözüm var işsizlik sorununu çözme konusunda… Bütün köy okullarını yeniden açacağız. Cumhuriyetin 100’üncü yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Öyle torpilli morpilli olmayacak. En büyük şikayetiniz mülakattı, mülakatta eleniyordunuz onu da kaldıracağız.

* Sanki bey efendi yeni iktidara geliyor o da söz veriyor, 'Kaldıracağız' diyor. Kaldırsana, elinden tutan mı var? Size düşündüğünüzden daha iyi imkanlar sağlayacağız göreceksiniz. En hızlı internet ulaşımını sağlayacağız. İlk aracınızı aldığınızda ÖTV’nin olmadığı bir Türkiye’yi göreceksiniz.



15 BİN LİRA VAADİNİ HATIRLATTI

* Emekliler size de bir çift sözüm var. Sizler çalıştınız, primlerinizi ödediniz ve zamanı geldi emekli oldunuz. Emekli olan birisinin insan gibi yaşaması lazım... Her ay oturup hesap yapmaması lazım. 'Emeklilere asgari ücret kadar Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye verin' diyorum. Vermediler. Size sözüm önümüzde Kurban bayramı var… Emekliler bankaya gidip aylığınızı çektiğinizde 15 bin lirayı orada göreceksiniz. Soruyorlar, sen nereden bulacaksın parayı diye soruyorlar? Sen 5’li çetelere çalışırken para var, yandaşlara çalışırken para var havuz medyasına çalışırken para var. Emekliye gelince parayı nerden bulacaksın. Söke söke 5’li çetelerden alacağım size vereceğim.

"8 SAVCI DAVA AÇAMIYORDU KORKUDAN"

Kılıçdaroğlu ilçelerde kapanan adliye binalarının açılacağını, referandumlarla kapanan belde belediyelerinin de açılabileceğini kaydetti. Konuşması "Patates soğan, güle güle Erdoğan" sloganları ile kesilen Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

* "Kim haksızlığa uğradıysa, kim zulme uğradıysa ben her zaman, oy versin veya vermesin, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Benim felsefem bu… Emine Şenyaşar’ın yanına gittim. 8 savcı dava açamıyordu korkudan. Gittim, savcılar dava açmak zorunda kaldılar. Onun hakkını savundum. KHK’lılar adalet istiyor diyorsunuz. Adalet çok soylu bir kavramdır. O nedenle adaleti getireceğim. Hiç unutmayın adalet için 450 kilometre yürüdüm o yürüyüş bir başlangıçtı şimdi adalet için devam ediyoruz.



"SINIR NAMUSTUR"

* Askere gidenler bilir. Sınır kapılarında bir tabela vardır. ‘Hudut Namustur’ diye yazar. Yani buradan hiç kimse geçemez demektir. Ancak izin alınarak geçilebilir. Şimdi hudutları yolgeçen hanına çevirdiler. Her gönüne gelen geliyor. Bakıyorsunuz Afganlar da Suriyeliler de geliyor. Her yerden gelen var. Söz verdim bir daha söz veriyorum. Sözüm söz, bütün Suriyeli kardeşlerimizi en geç iki yıl içinde ülkelerine uğurlayacağız. Asla ırkçılık yapmadan, onların bütün ihtiyaçlarını karşılayarak, can ve mal güvenliğini sağlayarak kendi ülkelerine uğurlayacağız. Arzu ederlerse Türkiye’ye turist olarak gelebilirler. Düğünlerini burada yapabilirler.

"EN RAHAT BENİ ELEŞTİRECEKSİNİZ"

* Siyaseti de 180 derece değiştireceğiz. Yandaşlardan yana değil vatandaştan yana hizmet vereceğiz. Oylarımızı bölmeyeceğiz. Sandığa gideceğiz ve birleşe birleşe kazanacağız. Bakın biz 6 lider bir aradayız. Tek arzumuz var Türkiye’ye demokrasinin gelmesi. Bakın gençler bir tweet attığında ana babaları uyarıyorlar sakın yapma diye. Gençler size sözüm var, Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğumda en rahat beni eleştirebilirsiniz. Size demokrasiyi getireceğim, özgürlüğü, ekmeği, aşı, işi getireceğim. Yolsuzluk yapanların da burnundan fitil fitil getireceğim."

"BELEDİYE VE ADLİYELER AÇILACAK"

Referandum yaparak kapanan belediyelerin yeniden açılması konusunu halka soracaklarını açıklayan Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

* "Kapanan belediyeler var. Referandum yapacağız. Halk istiyorsa kapanan belediyeyi açacağız. İstemiyorsa hiçbir sorun yok. Kapanan adliye binaları var. Küçük beldelerde, kazalarda kapanan adliye binaları var. Kapanan bütün adliye binalarını yeniden açacağız. Adaleti vatandaşın ayağına götüreceğiz.

"BENİ İSTEMEYEN İKİ AKTÖR VAR"

* Benim cumhurbaşkanlığımı istemeyen iki temel aktör var. Bunlardan birincisi 5’li çeteler. 5’li çeteler aman Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmasın. Olursa bizim halimiz perişan olacak… Söylüyorum; ister 5’li çete olun ister 55’li çete olun, kim kul hakkı yediyse, kim soyduysa, kim yiye yiye dolmadıysa hepsinin hesabını soracağım ve o paraların tamamını getireceğim.

* O nedenle beni istemiyorlar. Ben sırtımı oraya dayamadım ki, benim güvendiğim halk var. Namuslu insanları var bu ülkenin dürüst insanları var. Beni istemeyen ikinci grup uyuşturucu baronları... Söz veriyorum o uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım kökünü…"